Quantcast
Viewing all 457 articles
Browse latest View live

Nâzım Hikmet’in “Mavi Ateşçik” Programından İlk Kez Ortaya Çıkan Görüntüleri

Büyük Türk şairi Nâzım Hikmet, uluslararası çapta belki de en çok tanınan edebiyatçılarımızdan biridir. Türk şiirinde serbest ölçüye geçmenin öncü ismi olan şair bilindiği üzere 3 Haziran 1963’te Moskova’da yaşamını yitirmiştir. Hemen 1 sene önce, 1962’de ise Sovyetler Birliği’nde bir programa konuk olmuştur. O programdan görüntüleri artık izleyebilirsiniz.

Nâzım Hikmet, hakkındaki suikast hazırlıklarını duyduğu vakit, 1951’de çok sevdiği memleketini terk etmek zorunda kalmıştı

Image may be NSFW.
Clik here to view.

O günden itibaren bir daha ülkesine dönemeyen şair, şiirlerinde hasretini anlattığı memleketini, yakınlarını özleyerek yıllarını geçirmişti

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yine de dış ülkelerde kendisine karşı duyulan sevgi ve saygı onu bir nebze avutmuştu

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Şair 1962’de de Sovyetler Birliği’ne gitmiş ve orada sanatçı, şair dostlarıyla buluşmuştu

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Sovyetler Birliği’nde konuk olduğu bir programın görüntülerinin gün yüzüne çıkmasıysa şairin sevenlerini heyecanlandırdı

Image may be NSFW.
Clik here to view.

2011’de yola çıkan ve bağımsız sinemacılara desteği amaçlayan Bağımsız Sinema Merkezi tarafından yayımlanan videoda görüyoruz ki Nâzım Hikmet Rusçayı sular seller gibi konuşuyor

Image may be NSFW.
Clik here to view.

“Mavi Ateşçik” adlı bu programda ayrıca, Nâzım’ın Rusçaya çevrilen şiirleri de okunuyor

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Sizi, şairi yakından gözlemleyebileceğiniz bu güzel videoyla baş başa bırakıyoruz


İlber Ortaylı’nın Seyahatnamesi’nde Ülkelere Dair Öğrenebileceğimiz Önemli Detaylar

Tarihçi, yazar, akademisyen İlber Ortaylı kendi deyimiyle; çocukluğundan beri gezen biri. Gerek akademik anlamda konuk hoca olarak gittiği yabancı üniversiteler, gerek yüksek lisansı için gittiği Chicago Üniversitesi akla gelen birkaç örnek. Bununla beraber direkt Avrupa’ya adım atmanın çoğunluğun tercihi olduğu söylenebilirse, İlber Ortaylı Doğu’nun kadim topraklarına da işaret ediyor ve oralara da gidilmesi gerektiğini söylüyor. Alıntılar yaptığımız bu kitapta da zaten Güney Rusya, Kafkasya, İran, Akdeniz gibi bölge ve ülkeler anlatılıyor. Onun gençlere verdiği meşhur tavsiyeyi de belirtelim ve Seyahatname adlı kitabında bahsettiği Dünya’nın dört bir yanındaki ülke ve şehirlere bir göz atalım: ‘’Dünya’yı görmeden hiçbir şey ifade edemezsiniz. Benim meşhur tavsiyemdir: Mektebi bitirir bitirmez evlenip de mobilyacı dükkanı gezeceğinize Dünya’yı gezin. Evlenin buna hiçbir lafım yok ama mobilyalar kaçmıyor. Önce bir gezin…’’ Gerçekten, tek bir hayatımız olduğunu hesaba katarsak mobilyacı gezmenin önemi ne kadar ya da kaçıncı sırada olabilir ki?

1. Suriye

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Suriye, tarihsel süreç içerisinde önemli bir coğrafyayı kapsar; fakat o Suriye, bugünkü Suriye değildir. Çok daha geniş bir bölgedir. Buralara ‘’Büyük Suriye’’ yahut ‘’Bilad-ı Şam’’ denir. (…) Suriye ve bilhassa Şam beş bin yıla yakın bir süre yerleşim noktası olmuştur. (…) Ayrıca Aramca, Arapça ve Yunancanın bir arada bulunması gibi ilginç bir sentez de söz konusudur. Bu muhteşem şehrin ticareti, İran ve Roma – Helen dünyası arasındaki kültürü de muhafaza etmektedir.

2. İsrail

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bu küçük coğrafya Ortadoğu’nun en yoğun kesiti ve sorunların çözülmezliğinin en iyi ifadesi… Bir yanda en ilginç mimari eserler, bir yanda hayat kavgasını ifade eden alelacele inşa edilmiş çirkin yapılar; yeşillik ve tabiat güzelliği yanında depo, fabrika, siloların getirdiği çevre kirliliği bir arada. Dünyanın hiçbir köşesi insanı her an iki bin yıl geriye götürüp sonra tekrar zamanımıza getiren böyle bir zihinsel mekanizma oluşturamaz.

3. İran

Image may be NSFW.
Clik here to view.

İran’ın etnik unsurları birbirini ortadan kaldırmakla uğraşmaz ama rekabetle birbirlerinin minderine el atar. (…) İran bir imparatorluk; onu meydana getiren unsurların her biri kendi dilini ve kültürünü itişip kakışarak değil, keyifli ve uyumla taşıyor. (…) Bir şeyi takdir etmek lazım; İran yönetimi ve halk, İsfahan ve Yezd gibi geleneksel şehirlerin tarihî yapısını ve çevreyi korumakta son derece başarılı, hassas hareket ediyor. İsfahan’da gökdelen yok, müsaade edilmiyor.

4. Rusya

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Moskova işçisinden iş adamına, entelektüelinden eğitimsiz elemanlarına kadar burada yaşayan Türkler için hem problemler hem de imkânlar arz eden bir şehir. Görüldüğü kadarıyla Türkler Moskova’da yaşamaktan ve çalışmaktan memnun. Rus halkı yabancılarla yaşamaya alışkın ve Batı Avrupa’dan farklı olarak Türklere karşı önyargılı, dışlayıcı bir tutumları yok ya da çok daha düşük düzeyde. (…) St. Petersburg’un her köşesinde bir tarih var. Topu topu üç asırlık bir başkentin bu kadar dolu olması, ancak onun ardındaki halkın dinamizmi ve zengin muhtevası ile açıklanabilir.

5. Makedonya

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Etnik bakımdan renkli olan Balkan ülkelerinin içinde en renklisi Makedonya… Burası bir milliyetler deposu… ‘’Karışık dondurma’’ Makedonya dendiği kadar var. (…) Tarihte Büyük İskender, Justinyen, Mustafa Kemal gibi komutanlar ve devlet adamlarını yetiştiren Makedonya’nın tarihine sahip çıkması, özgün kişiliğini koruması için komşularının ve Avrupa’nın gayret göstermesi gerekiyor.

6. Macaristan

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Macaristan, Avrupa’nın özgün ve köklü bir ülkesidir. Macarlar da zihniyetleri itibarıyla ilginç bir halktır. Bu millet, Volga – Oka boyundaki Başkırlara, İskandinavya’daki Finlilere ve Baltık’taki Estonlara kadar akrabalık ilişkileri ile bağlıdır. (…) Buda ve bilhassa Peşte tarafının bütün binaları 19. asırdaki özelliklerini koruyor. Budapeşte tıpkı Barselona gibi, hatta ondan daha çarpıcı ve muhteşem bir biçimde her binası ile ayrı bir üslubu ve dünyayı temsil ediyor.

7. İtalya

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Roma’nın idare merkezi sayılabilecek Campidoglio, yani ünlü Capitol, efsaneye göre Roma’nın yedi tepesinin en merkezinde bulunanıdır. Diğer tepelerin hepsinde Roma’yı kuran ailelerin, yani ‘’Patrici’’lerin mekânı vardır. (…) Roma’nın merkezinde ‘’Forum Romano’’ denilen bir yer vardır ve yollarında, çarşılarında eski Roma’nın kalıntılarını görebilirsiniz.

8. İspanya

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Barselona’da hayallerdeki eski Avrupa yaşıyor. Katalonya için İspanya’nın içindeki Akdeniz derler ama burada Akdeniz limanlarına has çapaçulluğun görünmediği açıktır. Alışılmamış manzaralardan biri de 50 – 60 yaşındaki çiftlerin hafta sonunda belirli dans kulüpleri önünde kuyruk oluşturmasıdır.

9. Japonya

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Japon milleti müze düşküdür; gerçi ülkelerinin zengin ve eski bir tarihi var ama bu daha çok tahrib edilmiş bir tarihi çevredir. Japon sanatçılar mimaride de, heykelde de ahşabı çok kullanmışlar. Onun için Çinlilerde olduğu gibi her köşede 2 bin yıllık bir heykel, her tepede bin yıllık bir mabet ve pagoda yükselmiyor. (…) Japonya bazı ‘’ilk’’lerin ülkesidir. Mesela, yeryüzünde bugüne kadar bilinen ilk seramik Japon adalarında imal edilmiştir. (…) Japonya yaygın okuma – yazmanın da gerçekleştiği ilk yeryüzü ülkesidir.

Bonus

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Harita bilgisi çok önemli. Bu vesileyle hem İlber Ortaylı’nın dediği yerlere hem de başka nerede hangi ülkelerin olduğuna bir bakabilirsiniz, kendinize ucuz yollu bir harita da alabilirsiniz.

Küçük Prens’in Yaşadığı Gezegeni Görmüş Olabilecek Gizemli Türk Gök Bilimciler

“Küçük prensin geldiği gezegenin Asteroid B-612 olduğunu zannediyorum. Böyle düşünmek için iyi nedenlerim var. Bu asteroid yalnızca bir kez, bir Türk gökbilimci tarafından 1909 yılında görüldü.” Dünyanın gelmiş geçmiş en çok satan eserlerinden biri olan Küçük Prens’te Türk gökbilimci hakkında bu satırlar yer alıyor. Bu bilgilerin gerçek mi yoksa eserin sahibi Antoine de Saint-Exupéry’nin kurmaca dünyası mı olduğu hala daha tam olarak bilinmez ama bazı çıkarımlar da yok değil. Küçük Prens bilindiği gibi, bir çocuğun gözlerinden büyüklerin yüzeysel dünyasının anlatıldığı, masal olarak da değerlendirilebilen, hem çocuklara hem büyüklere hitap eden bir eser. Yazarın bir pilot olması da eserde gezegenlerden, evrenin derinliklerinden, göklerden bahsedilmesinin temel sebeplerinden biri olsa gerek. Gerçekle kurmacanın iç içe geçmeye çok müsait olduğu şu Türk gökbilimci üzerine bizim de birkaç fikrimiz var. Tabii buna geçmeden önce çeşitli ayrıntılara da bakmamız iyi olacaktır.

Küçük Prens, Fransız yazar ve pilot Antoine de Saint-Exupéry’nin 1943’te yayımlanan dünyaca ünlü eseridir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyasının anlatıldığı, farklı gezegenler, dünyalar ve hayal alemiyle örülü bu eserin ne anlatmak istediğini bilebilmek için bazı ayrıntılara da bakmak gerekir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Kitabın girişinde yazar, bu eseri Fransız yazar Leon Werth’e adadığını, çünkü onun her şeyi, hatta çocuk kitaplarını bile anladığını söyler. Leon Werth ayrıca, Exupéry’nin sırdaşıdır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Leon Werth’e. Bu kitabı bir büyüğe sunuyor olmamdan dolayı çocuk okurlarımın beni hoş görmelerini dilerim. Bunu yapmamın çok ciddi bir nedeni var: O benim dünyadaki en iyi arkadaşım. İkinci nedenim de şu: Bu adam her şeyi anlıyor, çocuk kitaplarını bile. Üçüncü bir nedenim daha var: Fransa’da yaşıyor şu anda, aç ve üşüyor. Biraz yüreğinin ısıtılması ona iyi gelir. Eğer bütün bu nedenler size yeterli gelmiyorsa, o zaman ben de bu kitabı onun çocukluğuna armağan ederim. Bütün büyüklerin bir zamanlar çocuk olduğunu biliyoruz: Pek azı bunu hatırlasa da… Neyse, sunuşumu şöylece değiştiriyorum: Leon Werth’in çocukluğuna…

Buradan hareketle, Küçük Prens’in çocukluğumuzdaki ön yargısızlığı, yetişkinler dünyasının nasıl da peşin hükümlülüklerle dolu olduğunu içerdiğini söyleyebiliriz

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bir diğer ayrıntı da yazarın bizzat kendisinin çizdiği, eserdeki yetişkin karakterlerinse bu çizimi yanlış anladığı kısımdır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Buna göre, kitaptaki çocuk kahraman bir fili sindirmekte olan bir boa yılanını çizmiş, ancak büyükler bu çizimde bir şapkayı görmüştür. Eserin bu kısmında kahramanımız şöyle diyor: ‘’Neyse, büyükler anlayabilsin diye başka bir resim daha çizdim. Bu kez boa yılanının midesindeki fili açık seçik göstermiştim. Şu büyüklere hep açıklama yapmak gerekiyor. İkinci resmim ise şöyle bir şey oldu:’’

Bu oldukça önemli bir detay, çünkü çizimde görülen şey kişiye göre, belki de kişinin çocukluğunu unutup unutmadığına göre değişkenlik gösterir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bizce, eserde bahsedilen Türk gök bilimcinin gerçek mi kurmaca mı olduğunu düşünmek de tıpkı çizim örneği gibi kişiye göre değişebilir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Şimdi gelelim şu gökbilimciye. Küçük Prens’in geldiği B – 612 adlı gezegeni 1909’da bir Türk astronomun gördüğü söylenir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Küçük prensin geldiği gezegenin Asteroid B-612 olduğunu zannediyorum. Böyle düşünmek için iyi nedenlerim var. Bu asteroid yalnızca bir kez, bir Türk gökbilimci tarafından 1909 yılında görüldü. Gökbilimci bu keşfini bir Uluslararası Astronomi Kongresi’nde açıkladı. Ama tuhaf giysileri yüzünden kimse ona inanmadı. Büyükler böyledir işte. Neyse ki, bir Türk önderi ölüm döşeğindeyken halkının Avrupa tarzı kıyafetler giymesini emretti ve gökbilimci bu keşfini 1920 yılında, şık bir kıyafet içinde yeniden sergiledi. Bu kez keşfini herkes kabul etti.

Bu tarihlerde astronomiyle ilgilenen birkaç Türk gök bilimcisini sıralayalım. İlki ressam Ahmet Ziya Akbulut’tur

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Akbulut’un ressam ve yazar olması, Fransızca ve geometri öğretmenliği yapması Küçük Prens’in yazarı ile benzer yönleridir. Küçük Prens’teki çizimlerin hepsi eserin yazarı Antoine de Saint-Exupéry tarafından yapılır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ahmet Ziya Bey ayrıca, Rasathane Müdürlüğü Yardımcılığı görevinde bulunur ve 1924’te Fransa’nın başkenti Paris’te astronomi öğretmenliğini kazanarak Astronomi Derneği’ne üye olur

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Eserde, büyüklerin işin özüne inemediği, birtakım lüzumsuz ayrıntılara boğulduğu eleştirisinin de olduğunu hatırlatırsak tarihlerin, isimlerin o kadar önemli olmadığı da söylenebilir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Küçük Prens’te Türk gök bilimcinin bulduğu gezegen hakkında söylenen şu sözler de aslında, yazarın gereksiz ayrıntılara boğulan yetişkinlere atıf yaptığını gösterebilir: ‘’Asteroid-B-612 hakkındaki bu açıklamaları sadece büyükler için yapıyorum. Onlar şekillerden hoşlanırlar. Onlara yeni tanıştığınız bir arkadaştan bahsetseniz, asla en önemli soruları sormazlar. Size arkadaşınızın sesinin nasıl olduğunu, hangi oyunları tercih ettiğini, ya da kelebek koleksiyonu yapıp yapmadığını hiçbir zaman sormazlar. ‘Kaç yaşında? Kaç kardeşi var? Babası kaç lira kazanıyor?’ gibi şeyler sorarlar. Ancak bunları bildiklerinde onu tanımaya başladıklarını düşünürler.’’ Bu kısım oldukça önemlidir, çünkü yazara göre büyükler ancak böyle detaylar verdiğinizde sizi dinlerler. Çocuklar gibi işin fantastik, büyülü, hayal alemine dalmazlar. O nedenle, yazarın bahsettiği Türk gök bilimci ve verdiği tarih tamamen kurmaca, sırf yetişkinliklerin dikkatini çekmek için de olabilir.

Bunu da belirterek bir diğer muhtemel isme geçelim: Türk astronom, Kandilli Rasathanesi’nin kurucusu ve ilk müdürü Fatin Gökmen’in ideali Batılı anlamda bir rasathane kurmaktır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bunun için hayatının epey bir yılını harcayan Gökmen, rasathanenin kurulması sırasında Fransız Meteoroloji Birliği Müdürü Angot ile de temasa geçer ve birinci sınıf bir meteoroloji istasyonu için gerekli aletlerin siparişini verir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Rasathane-i Amire’nin devamı olan Kandilli Rasathanesi’ni kuran Gökmen, Rasadhane-i Amire’de de 1909’da müdürlüğe atanır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bir diğer isim de matematikçi, bilim tarihçisi ve astronom Salih Zeki’dir. Fatin Gökmen’den önce, 1896 – 1909 arasında Rasathane-i Amire Müdürlüğü görevinde bulunur

Image may be NSFW.
Clik here to view.

1868’de İstanbul Beyoğlu’nda açılan Rasathane-i Amire’nin kurucusu Fransa’dan davet edilen ve telgraf şebekeleri konusunda uzman olan Aristide Coumbary olarak bilinir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ayrıca Salih Zeki’nin, 1900’de Paris’te toplanacak olan “Beynelmilel Rasathaneler Fevkalade Kongresi”ne katılımı söz konusudur, ancak gidemez

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Küçük Prens’in yaşadığı gezegeni bulan Türk astronom da bu keşfi 1909’da yapar ve Uluslararası Astronomi Kongresi’nde sunumunu gerçekleştirir.

Salih Zeki Bey ek olarak; 1908 – 1909 arasında Darülfünun’da astronomi dersleri verir ve takımyıldızlarını inceler

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Saydığımız üç isim de, astronomi, bilim, matematik gibi alanlarda mutlaka hatırlamamız gereken, araştırmaya, gelişmeye tutkun insanlardır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Tarihlerin, kimin ne iş yaptığının, ne kadar kazandığının önemli olmadığı Küçük Prens dünyasında belki bunca bilginin bir değeri yoktur

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Dediğimiz gibi, yazar belki de sadece teknik detaylara çok takılan büyüklere cevaben bu Türk gök bilimci meselesini ortaya atmıştır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Belki de Küçük Prens’in geldiği Asteroid B-612 gezegeni, gözle görülebilecek somut bir yer değildir de, çocukluğumuzu hatırlamanın ta kendisidir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Tüm bu bilgileri ‘’belki’’ diyerek ortaya attık atmasına ama, Küçük Prens ve nahif dünyasında bunların çok bir önemi olmadığının da farkındayız

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bu Türk astronomlardan biri gerçekten de yazarın kast ettiği kişi olsun ya da olmasın bu düşünmeye değerdir ama Küçük Prens’te asıl önemli olansa bir zamanlar hepimizin çocuk olduğu ve ara ara bunu hatırlamamız gerektiğidir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yeni Başlayanlar İçin Mutlaka Okunması Gereken 15 Dünya Klasiği

Edebiyat sahasında, klasiklere baktığınız zaman belirgin ortak özellikler vardır: Eserin yazıldığı dönemdeki toplumsal atmosferin görülmesi, okuyucuya her okunduğunda yeni bir şeyler söylemesi gibi. Hatta meşhur İtalyan yazar Italo Calvino da “Klasikleri Niçin Okumalı?” adlı kitabında bu konuya değinir ve ‘’Klasikler, genelde insanların haklarında ‘Bu kitabı okuyorum…’ değil, ‘Bu kitabı yeniden okuyorum…’ dediği eserlerdir.’’ gibi açıklamalarıyla işi özetler. Biz de kışa giredurduğumuz şu zamanda, hem okunacak yeni eser arayanlar hem de klasiklere yeni başlayanlar için dünya klasiklerini güzelce bir listeleyelim dedik. Şayet bir okuma alışkanlığı kazanmak istiyorsanız ya da zaten böyle bir kültürünüz varsa klasik kitapları okumanın çok önemli olduğunu belirtmek gerekiyor.

1. Notre Dame’ın Kamburu (Victor Hugo)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Fransız edebiyatının en güçlü kalemlerinden Victor Hugo, eserleri ve yaşantısında toplumsal sorunlara eğilen bir yazardır. Politik geçmişi, sürgünü ve komüncülere desteğiyle bilinen, romantik akımının nadide yazarı Hugo’nun bu eseri ilkin 1831’de yayımlanmıştır. Ön planda kilisenin önüne bırakılarak kaderine terk edilen ‘’çirkin’’ bir bebeğin hayatı ve bir çingene kıza duyduğu aşkı anlatılırken, arka planda Fransa’daki krallığın çetrefilli, karanlık dünyası aktarılır. Yoksulluklara, bahtsız kör talihe oldu olası değinen Hugo, bu eseriyle dünya klasikleri arasına bir şaheser katmıştır.

2. Oblomov (Ivan Gonçarov)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

30 yıl devlet memurluğunda görev yapan, dolayısıyla Rus halkını, memuriyetini, bürokrasiyi yakından tanıyan Gonçarov’un dünyaca ünlü eseridir. Aktarılan o ki, Oblomov yayımlandığında Rusya’daki her sosyokültürel kesimden insan bu başyapıtı okumuş, hayretler içerisinde kendisini esere kaptırmıştır. Bu başarının sebebi, eserin Rus toplumundaki bir dönüşümü şaşkına uğratacak biçimde anlatabilmesinden gelir. Roman kahramanı Oblomov, orta yaşlarında bir toprak sahibidir. Gerçekçilikten kopmuş bir vaziyette kendisini evine, yatağına kapatan, hatta çalışanlarının da aynı kayıtsızlıkta olduğu bu adam esasında iyi yüreklidir. Ancak tüm işlerini sürekli ertelemesi, yapılması gereken işlere karşı bahaneler uydurması gibi hususlar onun kayıp biri yapmıştır. Oblomov tipi, 19. yüzyılın Rus toprak ağalarının bir parodisi olmakla kalmamış, dilimize de tembellikle eşdeğer bir kavram olarak (Oblomovluk) girmiştir.

3. Madame Bovary (Gustave Flaubert)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Modern edebiyatın başat isimlerinden olan Fransız yazar Gustave Flaubert bu eserinde 19. yüzyıl Fransız kadınlarının yaşantısına yönlenir. 1800’lü yılların Fransa’sında bugün hala değiştirilmesi için mücadele verilen eril düzen hakimdir ve eserin kahramanı Madame Bovary önüne sunulanı boyun eğerek kabul etmeye niyetli değildir. Okuduğu romanlardaki tutkuya, maceraya, hevesle hayatı yaşama arzusuna meyleden madamın büyük hayalleri vardır. 1857’de ilk yayımlandığında büyük yankı uyandıran eser, kadın – erkek ilişkileri, cinsellik gibi temalara da yoğunlaşır.

4. Faust (Goethe)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Felsefe, edebiyat, bilim, siyaset ve türevi sahalarda yalnız Batı’nın değil, tüm dünyanın dehalarından biri olarak görülen Goethe, bu eserinde bir tür manevi yolculuğu işler. Ruhun hürriyete kavuşması için bencilliği terk etmemiz gerektiğini, tabiri caizse özgürlüğün ‘’ben’’i biraz bırakmaktan geçtiğini savlar. Tamamlamak için yaklaşık elli yılını verdiği bu eseri, şeytanla bir işbirliği/ iddiaya giren bir adamın öyküsünü anlatır. Üstelik bu adam yaşamın anlamı sorusu karşısında yolunu kaybeden, inançlarını tekrar sorgulayan bir adam olarak karşımıza çıkar. Yaşamını dolu bir şekilde yaşayamadığını düşünmesi üzerine, huzursuzluğundan kurtulduğu takdirde kendini şeytana satabileceğini söyleyen kahramanı şeytan da duymaktadır…

5. Gazap Üzümleri (John Steinbeck)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Nobel ve Pulitzer ödüllü yazar John Steinbeck’in yazdığı hemen her eseriyle dünya klasikleri ağırlığına kavuştuğunu söyleyebiliriz. Ona Pulitzer’i kazandıran Gazap Üzümleri ise yazarın en büyük eseri olarak değerlendirilir. Tüm dünyayı etkisi altına alan 1929 Büyük Buhran döneminde tarımdaki sömürü, diğer krizler ve özellikle işçi sınıfının yaşadığı yoksulluk karşısındaki hayat mücadelesi eserin başlıca konularını içeriyor. 20. asrın en önemli tarihi dönemlerinden birine dair bir kesit sunduğu bu eser; yoksulluğun, hayal kırıklıklarının, tutunulan son dalların birer birer kırılmasının romanıdır. Bu nedenle de 20. yüzyılın en büyük eserlerinden biri olarak kabul edilir.

6. Ölü Canlar (Gogol)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

19. yüzyıl Rus klasiklerinin büyük bir edebiyat birikimi olduğu ve birçoğunun da dünya klasikleri arasına girdiğini biliyoruz. Bu açıdan Rus edebiyatı ayrı bir külliyat olarak da değerlendirilmelidir. Rus yazar Nikolay Gogol de bu büyük yapıya ‘’Ölü Canlar’’la tuğlasını taşımıştır. Romanda, zenginlik hayaliyle yanıp tutuşan Çiçikov karakteri kendisine ‘’Şark kurnazlığı’’ cinsinden bir yöntem bulmuştur: Kasabaları dolaşıp toprak sahiplerinin ölen kölelerini kağıt üzerinde satın almak ve böylece kendine ‘’itibar sahibi, saygın bir beyefendi’’ imajı çizmek. Bu anlamda büyük bir hiciv olan Ölü Canlar, dönem Rusya’sını anlatması bakımından da bir başyapıttır.

7. Karamazov Kardeşler (Dostoyevski)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Psikologların psikoloğu olarak da nitelendirilen, en büyük Rus yazarlarından Dostoyevski’nin Suç ve Ceza ile beraber en büyük diğer eseridir. Yaşamı da yapıtları gibi karman çorman, başlı başına sıkıntı ve dertlerle örülü olan Rus yazarın bu büyük romanında neler anlatıldığı tanıtım bülteninden alıntılarla destekleyelim: ‘’Dostoyevski’nin yaşam birikiminin tümünü ve sanat gücünün doruğunu içeren bu roman, gerçekte insanı insan yapan ne varsa, onlara adanmış bir destan niteliğini taşır. Yazar, hiçbir romanında ‘Karamazov Kardeşler’de olduğu denli insan ruhuna inmemiş, insanoğlunu bu denli kesitler biçiminde, içgüdülerinin ve istencinin tüm görünümüyle sergilenmiştir. Bir aileyi konu alan ve bir felaketler zinciri olarak gelişen olay örgüsü, bireysel öğelerin yanı sıra, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısındaki Rus toplumunu da geçirdiği sarsıntıların tümüyle, dünya edebiyatında bir eşi daha bulunmayan bir sanat aynasından yansıtır.’’

8. İki Şehrin Hikayesi (Charles Dickens)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

19. yüzyılın İngiliz yazarı Charles Dickens hakkında “Victoria döneminin en iyi romancısı” gibi nitelemeler yapılır. Yazar bu tarifin hakkını İki Şehrin Hikayesi ile fevkalade verebilecek bir kabiliyete sahiptir. Romana adını veren kentler Londra ve Paris olup Fransız Devrimi ekseninde anlatılır. Arka kapağındaki satırları da aktaralım: ‘’Hapsedildiği Bastille zindanından kurtarılan Doktor Manette ile iş işten geçmeden İngiltere’ye göndermiş olduğu kızının on sekiz yıl sonra buluşmaları ve Londra’da yeni bir yaşam kurmaları; sevgi, dostluk, özveriyle örülmüş bu yaşamın Paris’te gelişen devrim dalgasının haberleriyle gölgelenişi, iki şehri yansıtıyor okuyucuya. Paris’teki karanlık günlerin karşısında Londra’daki aydınlık ve dingin günler yer alıyor. Ancak her iki şehir de karanlığın içinde umudu, aydınlığın içinde hüznü taşıyor.”

9. Gurur ve Önyargı (Jane Austen)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

“Aşk ve Gurur” ismiyle de çevrilen roman yayımlandığı günden bu yana bulunduğu üst konumu korumayı başarmıştır. Gelenek – görenekle aşkı seçmek arasında kalan kadınların yumuşak ve mizahi bir üslupla anlatıldığı Gurur ve Önyargı toplumsal cinsiyet platformuna dair bir okuma olarak da görülebilir. İngiliz yazar bu başyapıtıyla “görücü usulü evlilik” gibi bir içeriği de kendisine konu edinmiştir.

10. Anna Karenina (Tolstoy)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

125 kadar yazarın “Zamanımıza dek yazılan en iyi roman” şeklinde değerlendirdiği Anna Karenina, 19. yüzyıl Rus toplumuna dair çok önemli kesitleri de beraberinde getirir. Çevresindeki herkesi zarafeti ve güzelliğiyle etkileyen Anna Karenina rutine bağlanan bir evliliğin mensubudur. Bu evlilikten kendisine kalan tek mutlu şeyse biricik oğludur. Bir vesileyle Moskova’ya yolu düşen Anna’nın burada tanıştığı bir kontsa, onun hayatını tamamen değiştirecektir. Evliliğin bir hapse dönüşme riski birçoğumuzun gözünden kaçan, hatta dillendirilmeyen bir gerçek olarak hala karşımızda durduğuna göre, Anna Karenina hepimizin okuması gereken dünya klasikleri arasındadır.

11. Yaşlı Adam ve Deniz (Ernest Hemingway)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Amerikan romancı, gazeteci ve yazar Ernest Hemingway’in en sevilen, okumayanların çokça merak ettiği ve dünya klasikleri arasına giren yapıtıdır. Filme de dönüştürülen eserin tanıtım yazısı içeriği oldukça güzel anlatıyor: ‘’Yaşlı bir Kübalı balıkçının açık denizde Gulf Stream’e kapılmış olarak dev bir kılıçbalığıyla olan can yakıcı mücadelesini son derece sade ve kuvvetli kelimelerle anlatır. Bu hikâyesiyle Hemingway, yenilgiye karşı cesaret, kayba karşı şahsi başarı temasını kendine has modern üslubuyla yeni baştan heykelleştirmiştir.’’

12. Vadideki Zambak (Honoré de Balzac)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Fransız yazar Honoré de Balzac’ın 1836’da ilk yayımlandığında büyük bir etki yaratmayan, büyüklüğü sonradan anlaşılan eseridir. Balzac, yazdığı en büyük romanlarından biri olarak görse de ilk başta beklenen ilgiyi görmeyen roman, zaman karşısında yazarını haklı çıkarmıştır. Büyük bir aşk romanı olan Vadideki Zambak arka planda çağının sosyokültürel koşullarını ve hassasiyetlerini anlatır.

13. Germinal (Emile Zola)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Eserlerinde toplumsal gerçeklikleri önceleyen ve dünya klasikleri arasına girmeyi başaran Fransız yazar Emile Zola’nın büyük yapıtı Germinal’den bir alıntı bırakalım: ‘’Yüzyıl sonunda, kan rengine bulaşmış bir akşam vaktinde, kesinlikle hepsini peşlerinden sürükleyecek bir isyanın kıpkırmızı görünümüydü bu. Evet, bir akşam vakti, dizginlerini koparan, gemi azıya alan halk, böyle dört nala koşacaktı yollarda. Burjuvaların kanını akıtacaktı dereler gibi, kesik başları gezdirecek, kırılan kasalardan dökülen altınları her tarafa saçacaktı. Kadınlar uluyacak, erkekler de ısırmak için kurt çenesini andıran çenelerini açacaklardı. Evet, gene paramparça giysileri, gene saboların yankılanan tıkırtıları, pislik içindeki bedenleri, kötü kokan nefesleri, dizginlenemeyen barbar taşkınlığıyla o öfkeli, dehşet verici kalabalık alt üst edecekti ortalığı.’’ 1860’lar Fransa’sında geçen eser greve başlayan ve uzlaşmayı değil, kendi taleplerinin karşılanmasını isteyen işçileri anlatır.

14. Ana (Maksim Gorki)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Toplumsal gerçekçiliğinin öncü Rus yazarlarından Maksim Gorki, Ana’da Rus işçilerinin hayatını ele alır. Romana adını veren ana; Pelageya adında, kocasından sürekli şiddet gören bir kadındır. Eşinin ölümünden sonra oğlu Pavel’le baş başa kalan kahraman ve bu ikilinin sosyalizmle tanışmalarına dair süreçler anlatılır. Tanıtımdan bir parça: ‘’Pavel, anasını sosyalizm ile ve ezilen işçi, köylü sınıfının burjuvalarla olan çatışmasıyla tanıştırır. Başta ürkek davranan Ana, bir süre sonra oğlunun yaşantısıyla içli dışlı olmaya başlar. 1905 devrimi patlak verir. Ana, toplulukta etkin bir üye olur. Oğlu ve onun bazı arkadaşları defalarca hapislere düşer. Ana da kentteki başka bir sosyalist genç olan Nikolay’ın evine yerleşir. Mahkemeye çıkan Pavel ve arkadaşları için sürgün hükmü verildikten sonra, Moskova’ya gidip Pavel’in mahkemede yaptığı savunma konuşmasını dağıtmak için hareket eder. Burada fark edilir ve oğlunun yolundan gittiği için öldürülür.’’

15. Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Erich Maria Remarque)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

20. yüzyıla dair başucu eserlerden biri olan yapıt Yaşar Kemal’in de ‘’mutlaka okunması gereken 5 kitap’’ listesindedir. Birinci Dünya Savaşı’nı konu alan büyük roman, Katolik bir okulun öğrencileriyken askere alınan bir grup genç arkadaşın öyküsünü anlatır. Tanıtımdan bir alıntı: ‘’Böylesi kitaplar büyük ustalıkla yazılır, dahası can pahasına yazılır. Savaşlar insanların ölüm fermanıdır, savaşlar üstünde yaşadığımız toprakların, doğamızın ölüm fermanıdır. Sanat, gerçek sanat savaşın, zulmün, şiddetin, tüketici oburluğunun, insanca olmayan her davranışın karşısındadır… Çünkü ne olursa olsun, her biçim sanatın birinci işi başkaldırıdır.”

Her Okuduğunuzda Kendinizi Yeniden Keşfedeceğiniz Türk Klasikleri

Klasiklerin her okunduğunda kişiye farklı, yeni şeyler söylediği bilinir. Bu özellik diğer eserlerde de görülebilir ama klasikler okuyucuya adeta kendini tek seferde tamamen açmayan, satır aralarında her daim keşfedilecek yeni şeyler içeren bir yapıya sahiptir. Dağın arkasında her zaman bir başka dağ bulunur. Türk romanı da 19. yüzyıldan bugüne kadarki gelişimi sırasında bize oldukça önemli klasikler bırakmıştır. Hem Türkçe’nin pırıl pırıl kullanılması hem de yaşadığımız toplumu daha iyi anlamamız açısından da birkaç, hatta onlarca klasiğin başucumuzda olması önemlidir. Listelediğimiz Dünya Klasikleri’nin yanı sıra Türk Klasikleri’ne de bakmak isteyenlere bir derleme sunuyoruz. İyi okumalar.

1. Araba Sevdası (Recaizade Mahmud Ekrem)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Türk romanının ilk dönem örneklerinden biri sayılan, ayrıca ilk Türk realist romanı olarak da değerlendirilen Araba Sevdası mizahi ögeler de içerir. Türk klasikleri arasında giren bu roman Tanzimat’la beraber başlanan Batılılaşma adımları, Avrupa’yı şeklen taklit etmekten öteye gidemeyen insanları da beraberinde getirmiştir. Bir iki Fransızca kelime söylemek, Batılılar gibi giyinmek, bu kültürden bîhaber insanların arasında olduğunu görmezden gelerek yaşamak romanın ana unsurlarıdır. Bu unsurlar, eserin kahramanı Bihruz Bey’in alafranga züppeliği ve komik duruma düştüğü aşkı ekseninde verilir. İlk kez 1898’de yayımlanır.

2. İntibah (Namık Kemal)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

“Hürriyet Şairi” lakabıyla da bilinen Namık Kemal, bu klasik eserinde dış dünyadaki iyi ile kötüyü ayırt edemeyen, çelimsiz bir genç adamın hazin öyküsünü anlatır. Romantizm akımının tesir ettiği İntibah, görece varlıklı bir aileden gelen Ali Bey’in, fesat bir kadına olan aşkı ve ardından başına gelen felaketleri akıcı bir üslupla anlatır. Tanzimat aydınlarının, halka ders vermek gibi bir görevi üstlendiğini hatırlarsak bu eserde de güvenilecek insanları iyi seçmemiz, aşık olurken aklımızı yitirmememiz, anlık zevkler uğruna hayatımızı baltalamamamız gerektiği gibi mesajlar vardır. Zaten Namık Kemal de tüm bu öğütlerini, romanın son cümlesinde de özetler: Son pişmanlık fayda etmez. İlk yayımlanma tarihi 1874’tür.

3. Eylül (Mehmet Rauf)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

İlk kez 1901’de yayımlanan ve Türk klasikleri arasında giren Eylül, ilk psikolojik romanımız olarak da değerlendirilir. Bunun sebebi de yazarın ruhsal çözümlemelere olan yoğun ilgisidir. Suad – Süreya – Necip arasında gelişen imkansız aşk sarmalı intihara sürükleyen çatışmalar ekseninde anlatılır. Suad Hanım, kocası Süreya’ya duyduğu sadakat duygusuyla, yakın arkadaşları Necip Bey’e hissettiği aşk arasında bocaladığı gibi Necip Bey de yakın arkadaşının karısına, Suad Hanım’a olan duyguları içerisinde zorlanır. Eser bu anlamda sadakatin, aile değerlerinin, arkadaşlığın ve belki de bir arayışın işlendiği önemli bir klasiğimizdir.

4. Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Eserlerinde mizahı eksik etmeyen, halka bir şeyler anlatmak derdini önceleyen Hüseyin Rahmi Bey’in ilk kez 1910’da yayımlanan romanıdır. O dönemin İstanbul’una, insan yaşayışına dair önemli bilgiler edinebileceğimiz roman Halley kuyrukluyıldızının Dünya’mıza çarpacağı söylentilerinin İstanbul’da nasıl komik biçimde yankı bulduğunu anlatır. Yapıt bu açıdan eleştirel bir noktada da durur.

5. Yaban (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

İlk kez 1932’de yayımlanan Yaban, yazıldığı çağın da önemli bir tanığıdır. Birinci Dünya Savaşı’nın sonlanmasıyla başlayan romanın zamanı Sakarya Savaşı sonuna kadar devam eder. Bu iki büyük hadise arasında Anadolu’yu, köylüleri, aydınlarla halk arasındaki derin uçurumu anlatır. Yazar da bu klasiği için “Bu eser benliğimin çok derinliklerinden adeta kendi kendine sökülüp, koparak gelmiş bir şeydir’’ tarifini yapar. 20. yüzyıl Türkiye’sini anlamak açısından önemli bir romandır.

6. Çalıkuşu (Reşat Nuri Güntekin)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Duru bir anlatıma sahip olan yazar, ilkin 1922’de yayımlanan Çalıkuşu’nda da bu niteliğini sürdürür. Arka planda Anadolu yaşantısını, Osmanlı’nın son yıllarındaki vaziyeti görebileceğimiz eser beri yandan bir aşk ilişkisini konu alır. İstanbul görgüsü alan, son derece idealist bir öğretmen olan Feride ve kuzeni Kâmuran’ın nişanının bozulması, ardından Feride Hanım’ın Anadolu’daki pek çok yerde öğretmenlik yapması, burada tanıştığı bilge bir adamla baba – kız ilişkisi yaşaması gibi unsurlar anlatılır. Reşat Nuri Bey’in yazdıkları, Anadolu insanını tanımamız açısından da oldukça önemlidir. Bu nedenle ki Çalıkuşu, Atatürk’ün de başucu kitaplarından biri olarak bilinir.

7. Sinekli Bakkal (Halide Edip Adıvar)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

İlk kez 1935’te Londra’da, ertesi yıl da anadilinde basılan Sinekli Bakkal, II. Abdülhamid’in devleti yönetme biçimini anlatır. Bunun hemen yanında İstanbul Aksaray’daki Sinekli Bakkal sokağının sakinleri ele alınır. Bu sokakta oturan Emine ile Tevfik’in aşk hayatı, evlilikleri, Tevfik Bey’in bir zenne olmasından ötürü Emine Hanım’ın babasının bu ilişkiyi reddetmesi, bunun üzerine Emine’nin sevdiceğine kaçması önemlidir. Ama Emine Hanım da Tevfik Bey’in aymazlığını, çocuksuluğunu daha sonra görecek ve babasının yanına geri dönecektir. Romanın diğer boyutunda da ‘’Genç Türkler’’ adlı örgütün Abdülhamid’in istibdat yönetimini yıkmaya çalışması anlatılmaktadır. Tarihî unsurlarla bezenmesinin yanı sıra, 1930’larda yayımlandığı hesaba katılırsa, içeriğin dönemin konjonktürüyle de uzlaşan bir roman olduğunu söyleyebiliriz.

8. Yalnızız (Peyami Safa)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yazarın ilk kez 1940’ta yayımlanan ve sınırları aşarak dünyaca bilinen romanıdır. Peyami Safa’nın şahsi olarak ilgilendiği Doğu – Batı sentezi romanın merkez kavramlarından biri olmakla beraber yazar materyalizm – idealizm, madde – mana gibi ikilikleri de tartışır. Aynı evde yaşasalar da birbirlerinden oldukça farklı tabiatlara sahip olan hane halkı üzerinden tartışılan bu bahisler, kendini arayan bir toplumu temsil eder.

9. Saatleri Ayarlama Enstitüsü (Ahmet Hamdi Tanpınar)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

1954’te ilk kez yayımlandığında büyük ilgi görmeyen, hatta yazar öldükten on yıllar sonra kıymeti anlaşılan roman, Tanpınar’ın en büyük meselelerinden birini konu alır: Doğu – Batı arasında sıkışıp kalan Türkiye’yi. Romanın başkişisi ve anlatıcısı Hayri İrdal, Türk toplumundaki kültürel dönüşümü, bunların sancılarını anlatır anlatmasına ama eserde üstü örtülü bir trajikomiklik de söz konusudur. Dört ayrı başlık ve bölüm taşıyan romanda, esere adını veren enstitü aslında sonlara doğru anlatılmaya başlanır. Giderek klasikleşen ve kimi akademik çevrelerce de resmen Türk klasikleri arasında değerlendirilen eser, sıkı bir konsantrasyonla okunmalı ve ne demek istediği üzerine defalarca düşünülmelidir.

10. Mai ve Siyah (Halit Ziya Uşaklıgil)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Türk romanının Batılı bir kimliğe ulaşmasında büyük pay sahibi olan Halit Ziya Bey, bu eseriyle dönemin basın – yayın – edebiyat camiasına ilişkin bir klasik ortaya koyar. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘’Türkiye’de nesli adına konuşan ilk eser’’ diye tarif ettiği Mai ve Siyah yayıncılık ve edebiyatın İstanbul çevresinde nasıl şekillendiğini göstermesi açısından da çok mühimdir. Roman tarihimizin gerçekten en önemli klasiklerinden biridir.

11. Memleketimden İnsan Manzaraları (Nâzım Hikmet)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bir roman, hatta düzyazı olmamasına rağmen klasiğin tanımına uyan bir şiir kitabıyla listemizi sonlandıralım. Nâzım Hikmet’in, uzun bir Anadolu yolculuğu sırasında Türk insanının yüksek ve düşük yanlarını bir arada anlattığı ve Türk klasikleri arasında yerini alan şahane eseridir. Şair bu büyük eserin 66 bin satır olduğunu ifade eder, ancak eserin bazı bölümlerini verdiği arkadaşları, yakalanma korkusuyla kimi bölümleri yok ettiğinden elimize 17 bin satır kalır. Büyük Türk şairi, Kemal Tahir’e yazdığı bir mektubunda da bu büyük destanı hakkında şunları söyler: ‘’İstiyorum ki okuyucu 12,000 mısrayı bitirdikten sonra vıcık vıcık insan kaynaşan bir mahşerden geçmiş olsun. İstiyorum ki bu insan mahşerinin konkre ifadesi okuyucuyla muayyen bir devirdeki, muhtelif sınıflara mensup Türkiye insanları vasıtasıyla Türkiye’nin muayyen bir tarihi devredeki sosyal durumunu anlatsın.’’ Haydarpaşa Garı’nda başlayan eser, köylülerden karanlık işlerle uğraşanlarına, tutsaklardan askerlere, yazarlardan siyasetçilere kadar büyük bir Türkiye ve hatta dünya portresi sunar. Tren yolculukları, mahkumlar, savaşlar… Tarihî manzum hikaye desek herhalde yanlış sayılmaz değil mi?

Otostoptan Tutuklanma Hikayelerine: Paris’e Yolu Düşen 10 Yazar

19. yüzyılın Türk astronomi bilginlerinden Hoca Tahsin Efendi şöyle der: “Ey efendi Paris’e git akl u fikrin var ise/ Âleme gelmiş sayılmaz gitmeyenler Paris’e!” Bilindiği üzere, Paris 19. yüzyılda ve 20. asrın yarısına kadar sanatın merkezi olarak ön plana çıkan bir kenttir. Ressamlardan yazarlara, tiyatroculardan müzisyenlere kadar pek çok sanatkârın, aydının yolu özellikle bahsettiğimiz bir önceki yüzyıllarda Paris’e düşmüştür. Bugün gidilse yine aynı havayı koklayabilir miyiz bilinmez ama Paris’in hala sanatın başkenti olmaya göz kırptığını söylemek de yanlış olmaz herhalde. Bu bahisle, ülkemizden ve dünyadan Paris’e adım atmış olan pek çok sanatçıyı sıraladık. Zevkle okumanız dileğiyle.

1. Charles Baudelaire (1821 – 1867)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Adettendir; Paris’ten ve sanattan dem vurulacaksa Fransız büyük şair Charles Baudelaire’den bahsetmemek olmuyor. Hem bu yalnızca adet de değil; onun adı, şiirleri Paris’in kimi sokaklarını kuşatmış bir kara bulut gibidir. Paris’te doğan – ölen yazar inşa edilmekte olan modern Paris’e de tanıklık eder ve özellikle meşhur eseri Elem Çiçekleri’nde bunu eleştirir. Charles Baudelaire, yolunun Paris’e düşmesinin ötesinde, kentin bir parçasıdır.

2. Albert Camus (1913 – 1960)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

‘’Saçma’’nın ve ‘’absürt’’ün en öndeki temsilcilerinden olan Fransız yazar Albert Camus, İkinci Dünya Savaşı sıralarında Fransız Direnişi’ne katılır. 1940’ların başında savaşa başkaldıranlardan biri olan yazar, 1942’de Cezayir’e gider ve ardından Paris’e döner. Camus ayrıca, 1945’te Paris’teki bir dergi için de yazmaya başlar.

3. Ahmet Hamdi Tanpınar (1901 – 1962)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Cumhuriyet’imizin ilk öğretmenlerinden, eserlerinde Doğu – Batı ikilemini derinlemesine işleyen yazarımız Ahmet Hamdi Tanpınar’ın da rotasını Paris’e çevirdiği zamanlar olur. Tanpınar, gençliğinden itibaren bir Avrupa seyahatine çıkmayı hayal eder ve 1953’te bu hayalini gerçekleştirir. İlk durağıysa Fransa olur. Hatta yazarımızın günlükleri de 21 Nisan 1953’te Paris’te başlar. Burada Türk sanatkârlardan da kendisine bir çevre oluşturur. Ahmet Hamdi Bey, daha sonraki yıllarda da birkaç defa Paris’e gider ve oradaki sanat çevresiyle içli dışlı olur.

4. Nâzım Hikmet Ran (1902 – 1963)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Dünya şairi, Türk şiiri denilince hemen herkesin birkaç satır da olsa ezberinde dizeleri olan Nâzım Hikmet de pek tabii ki Paris’ten payına düşeni alır. Mahkumiyet, hapis, muhtemel suikast, hasretler derken Nâzım 1958’de Paris’tedir. Kentin sokaklarıysa, dönemin Fransa Başbakanı De Gaulle’ü reddeden protestocularla doludur. Şair babaysa doktorunun yasak koymasını dinlemeden, tabiatına yaraşır bir şekilde hayattan saklanmayıp on binlerin gösterisine katılır. Tabii onun için Paris yalnızca bununla sınırlı değildir; son aşkı Vera ile evlendiklerinde balayını da burada yaparlar. Bu kente dair meşhur şiirinin girişini de vermeden geçmeyelim:

Henüz vakit varken, gülüm
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri
Volter rıhtımında dayayıp seni duvara
öpmeliyim ağzından
sonra dönüp yüzümüzü Notrdam’a
çiçeğini seyretmeliyiz onun…

5. Jean Paul Sartre (1905 – 1980)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Kimilerince ‘’son entelektüel’’ olarak adlandırılan, varoluşçuluğu kendine özgü bir şekilde geliştiren Fransız yazar Paris’te doğar ve ölür. Lise eğitimini Paris’te gören Sartre burada öğretmenlik de yapar. Bütün dünyayı kasıp kavuran ve tarihe ‘’68 Kuşağı’’ ve de ‘’68 Olayları’’ şeklinde geçen protestolara da Paris’te katılır. Hatta 1970’de katıldığı bu gösterilerde kısa süreliğine de tutuklanır. Bir sonraki maddede anlatacağımız Simone de Beauvoir ile de bir evlilik yaşar.

6. Simone de Beauvoir (1908 – 1986)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Feminist yazar ve düşünür Simone de Beauvoir, kadın hareketlerinin dünya çapında en önemli temsilcilerinden biridir. O da sevdiceği, yol arkadaşı Jean Paul Sartre gibi gözünü Paris’te açar ve kapar. 68 olaylarında Paris’teki gösterilere Sartre ile katılan yazarın adı, buradaki Seine Nehri üzerine yapılan bir köprüye de verilir.

7. Mîna Urgan (1915 – 2000)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

İngiliz Dili ve Edebiyatı alanında yetişen en büyük profesörlerimizden Mîna Urgan, seyahati oldu olası seven bir yazarımızdır. Gerek Anadolu gerek dış ülkelerde yaptığı yolculukları ‘’Bir Dinozorun Anıları’’ ve ‘’Bir Dinozorun Gezileri’’ şeklinde kitaplaştıran Urgan “eski Paris’e” tanıklık edip de neredeyse günümüze değin yaşamış nadir isimlerdendir.

8. Tezer Özlü (1943 – 1986)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

‘’Erken giden güzellikler’’den biri olan Tezer Özlü, Paris’i çok seven yazarlarımızdandır. Hatta öyle ki 1963’te kardeşiyle beraber Paris’e otostopla giderler. Tezer Özlü hakkında her ne kadar “Gamlı Prenses” gibi bir nevi pamuk şeker misali tanımlamalar yapılsa da aslında buna katılmak mümkün değildir, zira Özlü gamlıdır ama prenses olacak kadar da uysal başlı değildir. Neyse… “Tam bize göre bir yer” dediği Paris’e daha sonra da defalarca giden Özlü, Avrupa seyahatinde tanıştığı tiyatrocu Güner Sümer’le de 1964’te Paris’te evlenir.

9. Güzin Dino (1910 – 2013) Abidin Dino (1913 – 1993)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Nâzım Hikmet’in yakın arkadaşları olan ve şairi Paris’e geldiğinde karşılayan ikiliden Güzin Dino; Türk dilbilimci ve akademisyendir. Edebî eserlerinin yanı sıra bize ‘’Türk Romanının Doğuşu’’ gibi bir çalışmayı da bırakan yazar, Paris’e yerleşen eşi Abidin Dino’nun yanına 1954’te gider. Paris’te Ulusal Bilim Merkezi’nde çalışan Güzin Hanım yüz yaşını geçkin bir sanatkâr olarak hayatını Paris’te noktalar. Gelelim parçanın diğer kısmına. Nâzım’ın ‘’Bana mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin’’ diye atıfta bulunduğu ressam, Abidin Dino’dan başkası değildir. Sol görüşlerinden dolayı Türkiye’de bir süre sürgün olarak yaşamasının ardından 1952’de Paris’e giden ve buraya yerleşen Abidin Bey 1968’deki öğrenci hareketlerine eşi Güzin Hanım’la beraber katılır. Bu büyük kültür insanı, ressam, film yönetmeni de Paris’te yaşama veda eder. Nâzım’ı anlattığımız maddede yer alan fotoğrafta da ikiliyi görebilirsiniz.

Size Tüm Bildiklerinizi Unutturacak Ezber Bozan Yazar: Umberto Eco

İtalya’nın büyük ve tasnif edilmesi zor bir isminden bahis açacağız: Umberto Eco; akademik disiplinden gelen bir bilim insanı, romanlarıyla tüm dünyaca bilinen bir yazar, keskin söylemleriyle ezber bozan bir avangart, televizyon ve gazetelere de iş yapmış bir entelektüel. Bunlar giydiği gömleklerden yalnızca birkaçı. Tüm bu işlerinde kolları sıvadığı detayları da anlatmaya başladığımızda ortaya matruşka misali iç içe geçen apayrı dünyalar çıkıyor. On yaşında İtalyan faşistlerin arasına girip daha sonra onlardan kaçışına, sıkı bir inanç sistemi içinde yaşarken itikatları sorgulayıp yeni bir yaşam biçimine geçmesine, akademik yükselişine, edebiyattaki başarılarına ve daha nicesine bakacağız. Umberto Eco; klişe bir söylemi bile ‘’sık kullanılanlardan’’ çıkarıp onu hakikat yapabilecek biri. Buradan hareketle ona ‘’Uçsuz bucaksız bir deniz’’ desek, hiç de klasik bir şey söylemiş olmayız, çünkü bunun hakkını vereceğinden neredeyse emin oluruz.

İtalyan edebiyatının nadide kalemlerinden Umberto Eco, 5 Ocak 1932’de İtalya’nın Alessandria şehrinde dünyaya gelir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Babası bir demir fabrikasında baş muhasebeci olarak çalışırken savaşa alınınca Umberto Eco ve annesi Piemonte dağlarının eteğine yerleşir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Doğduğu coğrafya ve zaman onu çocuk yaşta faşistlerle partizanlar arasındaki savaşı izlemeye iter ve Eco İtalyan faşistleri için düzenlenen bir kompozisyon yarışmasında birincilik ödülünü kazanır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ancak aile çevresindeki sosyalist ve antifaşist görüşler gibi etkilerle Eco ileri yıllarda aydınlanmacı bir kimliğe bürünür

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Burada sakin bir çocukluk geçiren Umberto eco, Katolik bir okulda aldığı eğitimin ardından Torino Üniversitesi’nde Felsefe ve Edebiyat okuyarak üniversiteden 1954’te mezun olur

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yeni mezun Eco, hem lisans eğitimi aldığı Torino Üniversitesi’nde dersler vermeye hem de İtalyan resmî yayım kurumu olan RAI’da görev almaya başlar

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Orta Çağ estetiği uzmanı Eco, yüksek lisans ve doktorasını Thomasçılık üzerine yapar. Thomasçılık akımı, 13. yüzyılda yaşayan ve Skolastik düşünceye katkılarıyla bilinen Aquinolu Thomas’tan ileri gelir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Eco siyasi kimliğini değiştirmesinin yanı sıra dini inançları da sorgular ve 50’lerin başında Katoilk bir militan olmasına rağmen sonraki yıllar bu düşünceden ayrılır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Akademik başarılarının belki de mihenk taşı olan Orta Çağ Estetiği alanındaki uzmanlığını da 1961’de alarak profesörlüğün kapılarını aralar

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Sonunda 1975’te Bologna Üniversitesi’nden ‘’Semiyotik Profesörü’’ unvanını alan Umberto Eco, farklı farklı ülkelerde hocalık yapar akademik pratiğini sürdürür

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Eco: Öyleyse neden bilmek istersiniz? Çünkü öğrenmek sadece ne yapmamız gerektiğini ya da ne yapabileceğimizi bilmekten ibaret değildir, aynı zamanda ne yapabildiğimizi ve belki de onu yapmamamız gerektiğini bilmeyi de kapsar.

Semiyotik, diğer adıyla göstergebilim çok kabaca; işaretlerin anlaşılma ve yorumlanmasını içerdiğinden, işaretlerle yani harflerle bir araya gelen metinler de göstergebilimin alanına girer

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ve daha da mühimi, göstergebilime göre bir metnin ilk bakışta görünen birincil anlamlarının dışında her zaman yan anlamları da vardır ve ana mesele de o yan anlamlar ekseninde verilir

Image may be NSFW.
Clik here to view.
magnifying glass and old book

İşte Eco da adeta “Kazın ayağı öyle değil’’ diyen göstergebilim alanında akademik olarak uzmanlaşır ve karşımıza yüzeyin ardındaki hakikatleri de bize söyleyen bir düşünür çıkar

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yazarın ‘’Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti’’ kitabından bir alıntı: “Evinizde, şöminenin yanındaki bir koltuğa gömülmüş rahatça otururken kendinize hiç dışarda neler olup bittiğini sordunuz mu? Olasılıkla sormamışsınızdır. Elinize bir kitap alıp bunu şunu okuyor ve gerçekdışı kişilerle olaylardan başkaları adına heyecan duyuyorsunuz… Eğlenceli, değil mi?.. Eski Romalılar da böyle yapıyorlardı, Colosseum’da oturup insanları parçalayan vahşi hayvanlara bakarak, bu kan ve şiddet manzarası karşısında kendilerini eğlendirdiklerinde, başkalarının eylemleriyle yaşamlarına bir tat katmış oluyorlardı… Öyle ya, seyirci olmak güzel şey. Bir anahtar deliğinden gizlenen yaşam. Ama şunu unutmayın: Dışarda ‘gerçekten’ olaylar oluyor… Artık Colosseum yok, ancak şehir çok daha büyük bir arena ve çok daha fazla insana yer var. O keskin pençeler yırtıcı hayvanların pençeleri değil artık, ama insanların pençeleri çok daha keskin ve kötü olabilir. Uyanık ve becerikli olmalısınız, yoksa yutulanlar arasına karışırsınız… Uyanık olmak zorundasınız. Ve becerikli. Yoksa sizi öldürürler.”

Akademik hayatında değinilecek daha sayısız konu olsa da yavaş yavaş biraz daha güncel ve popüler konulara doğru gelelim

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Umberto Eco akademik sahada bilinmesine bilinir ama tüm dünyaya açılmasını sağlayan asıl eserleriyle edebî ürünleri olur

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Birçok eseri Türkçe’ye çevrilen yazarın ilk romanı, tüm edebiyatlarda büyük bir şöhrete kavuşan Gülün Adı’dır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

İlk kez 1980’de yayımlanan ve o andan itibaren tüm dünyayı etkileyen roman Türkiye’de de büyük bir titreşim yaratır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Romandan bir alıntı: ‘’Gençler artık hiçbir şey öğrenmek istemiyorlar, bilim geriliyor, tüm dünya tepe-taklak olmuş, körler körleri yönetiyor ve onları uçuruma sürüklüyorlar, kuşlar, daha uçmayı öğrenmeden yuvadan ayrılıyor, eşekler çalıyor, öküzler oynuyor.’’

Sekiz milyonun üstünde bir satışa ulaşan Gülün Adı, on dördüncü yüzyılda bir manastırda zehirlenip öldürülen bir rahibin ardından yaşanan hadiseleri anlatır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Binbir emekle ulaştığı akademik kariyeri, özellikle de Orta Çağ alanındaki uzmanlığı böylece ilk romanını da çok başarılı bir şekilde yansır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Umberto Eco, Gülün Adı’yla hem Hristiyanlık düşüncesini tartışan tarihî bir roman, hem polisiye unsurlarla iç içe geçen sürükleyici bir kurgu ortaya koyar

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Filme de çevrilen Gülün Adı, gerek edebiyat gerek sinema sahasında bugün hala sarsıcı bir ”eko” yapmayı sürdürmektedir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yazarın 1988’de yayımlanan ikinci romanıysa Foucault Sarkacı olarak bilinir ve simya gibi gizli bilimlerle örülüdür

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Burada romanın iyi yazılmış tanıtım bültenini aktaralım: ‘’ ‘Umberto Eco’nun ilk romanı olan ‘Gülün Adı’ gibi, bu ikinci romanı ‘Foucault Sarkacı’ da, bildiğimiz roman türlerinden hiçbirine girmiyor. Belki de en uygunu, onu bir ‘bilim-roman’ ya da ‘Eco-roman’ diye nitelendirmek. ‘Foucault Sarkacı’, çok-katlı, çok değişik düzlemlerde okunabilecek bir roman. Bu da romana, değişik açılardan yaklaşmamıza olanak veriyor. ‘Foucault Sarkacı’, kısaca, irrasyonel düşüncenin 500 yıllık tarihinin 500 küsur sayfalık bir serüveni: Pozitif bilimin yanı sıra, uzantıları günümüze dek süregelen, gizli bilimlerin, Ortaçağı da kapsayan çok uzun bir zaman dilimi içinde bilim-büyü kardeşliğinin öyküsü. Okuyucuların, bu çetin, ama keyifli okuma serüveninden nice hazlar derleyecekleri umuduyla.’’

Çetin ceviz olduğu, romanlarına yazılan tanıtım bültenlerinden dahi anlaşılan Umberto Eco bu ikinci romanıyla da tasnif edilmesi zor bir edebî ürün ortaya koyar

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yazmak istediğim hikâyeler beni hiç rahat bırakmaz. Odamdayken sanki hepsi çevremi sarmış gibi gelir bana; küçük şeytanlar, biri kulağımı bir diğeri burnumu çekiştirir ve her biri ‘Beni yazın, efendim, ben güzelim’ der

Image may be NSFW.
Clik here to view.

2013’te İstanbul’a gelen Eco, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaptığı söyleşiyle de bilinir ve programın bir diğer konuğu da Orhan Pamuk’tur

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Dünyaca ünlü iki yazarın, Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden birinde gerçekleştirdiği bu buluşma ayrıca çok da önemli bir edebiyat haberi olsa gerek. Sayısız konudan bahis açtığı söyleşide Eco ayrıca herkesin yüzünü güldüren şu sözleri de söyler: “Ben inanıyorum ki dünyadaki insanların çoğu aptaldır. Bu çok önemli bir his. Ölmeye hazır olabilmek için, ölüm anında eğer ikna olduysam insanların hepsi aptaldır o zaman ölebilirim. Adım adım hergün kendi inancınızda bu şekilde düşünebilirsiniz. Ancak yaşamın şu noktasında sadece yüzde 50’sinin aptal olduğun düşünüyorum.”

İtalya’nın resmî ağızlarınca da takdir gören Umberto Eco, başta İtalyan edebiyatının ve ardından çağdaş dünya edebiyatının büyük klasiği olarak karşımızda durmaktadır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bu görkemli isim, ardında 30.000 kitaptan oluşan bir kütüphane, onlarca eser ve sarsıcı düşünceler bırakarak 19 Şubat 2016’da Milano’da aramızdan ayrılır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Acı çekiyor, belli etmiyorsun, çünkü sen harika bir insansın, ama içinden de bunun aklımızı başımıza toplamamız için bir fırsat olduğunu düşünüyorsun, değil mi?

Image may be NSFW.
Clik here to view.

İçinde aşık olma isteği duyduğu zaman bastığı yere dikkat etmeli insan; aşk iksiri içmiş gibi ilk önüne gelene aşık olur

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Edebiyatla İlgili Güldürürken Düşündüren 15 Çarpıcı Bilgi

Edebiyat, özele indirmek gerekirse kitaplar, bize sahip olmamız gereken tüm değerleri öğretiyor. Birbirinden farklı türleriyle herkese hitap edebilen kitaplar, aynı zamanda birbirinden farklı dünyalara açılan birer kapı. İşte şimdi hayatımızda önemli bir yeri olan kitaplar ve bazen de o ünlü kitapların ünlü yazarları hakkında çarpıcı gerçeklerle karşılaşacaksınız. Bu bilgilerden sonra okuduğunuz kitapları tekrar okumak ve yazarlarını yakından tanımak isteyebilirsiniz. Hadi başlayalım!

1. Dr Seuss, “50 kelimeden daha az kelimeyle bir kitap yazma” konusunda meydan okudu ve sonucunda “Yeşil Yumurta ve Salam” adlı çocuk kitabını yazdı

Image may be NSFW.
Clik here to view.

2. Tam olarak doğrulanmış bir bilgi olmasa da daktiloyla yazılan ilk kitabın Tom Sawyer’ın Maceraları olduğu kabul ediliyor

Image may be NSFW.
Clik here to view.

3. Ian Fleming’in “James Bond” kitabını yazdığı masada, İngiliz müzisyen Sting de “Every Breath You Take” şarkısını yazdı

Image may be NSFW.
Clik here to view.

4. Hindistan’daki okuyucular, kitap okumak için her hafta ortalama 10.7 saatini harcıyor

Image may be NSFW.
Clik here to view.

5. “Yüzüklerin Efendisi” karakteri Bilbo Baggins, 12 Eylül 1290 yılında doğdu

Image may be NSFW.
Clik here to view.

6. Yazar L.Frank Baum, “OZ” ismini odasındaki klasörlerden yola çıkarak buldu. Klasörlerin birini A’dan N’ye, ikincisini de O’dan Z’ye sınıflandırmıştı

Image may be NSFW.
Clik here to view.

L.Frank Baum, meşhur “Oz Büyücüsü” kitabının yazarı.

7. James M.Barrie’nin “Peter Pan” adlı kitabından elde edilen tüm gelirler, hasta çocukların olduğu Londra’daki bir hastaneye bağışlandı

Image may be NSFW.
Clik here to view.

8. “Charlie’nin Çikolata Fabrikası” kitabının yazarı Roald Dahl, okul zamanında Cadbury çikolatalarının tadım testini yaptı. Bu, kitabı için bir ilham kaynağı olabilir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

9. “Amazon” sitesinden alınan ilk kitabın adı “Akışkan Kavramlar ve Yaratıcı Analojiler: Düşüncenin Temel Mekanizmalarının Bilgisayar Modelleri”

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Kitabın yazarı, Douglas Hofstadter.

10. Amerika’daki ilk halk kütüphanesi 1698 yılında Güney Carolina’nın Charleston kentinde açıldı

Image may be NSFW.
Clik here to view.

11. Murasaki Shikibu, dünyanın ilk romanı olan “Genji’nin Masalı” eserini yaklaşık 1008 yılında yazdı

Image may be NSFW.
Clik here to view.

12. İngilizce basılan ilk kitap İngiliz diplomat William Caxton’un “The Recuyell of the Historyes of Troye” kitabıydı ve 1475 yılında basıldı

Image may be NSFW.
Clik here to view.

13. Dünyanın en uzun cümlesi tam 823 kelimeyle Victor Hugo’nun “Sefiller” kitabında bulunuyor

Image may be NSFW.
Clik here to view.

14. Dünyanın en çok okunan kitaplarını merak ediyor musunuz? “İncil”, “Başkan Mao’dan Seçme Sözler” ve “Harry Potter”

Image may be NSFW.
Clik here to view.

“The Holy Bible”, Hristiyanlığın temelini oluşturan ve Hristiyanlarca kutsal görülen bir kitap. “Başkan Mao’dan Seçme Sözler” ise Çin Komünist Partisi’nin eski başkanı Mao Zedong’un konuşma ve yazılarından yapılan açıklamaların bir kitabı.

15. İngiltere’de bulunan M6 otoyolu, “Mills and Boon” yayınevinin 2.5 milyon romantik roman kopyasının üzerine inşa edildi

Image may be NSFW.
Clik here to view.


Her Okuduğunuzda Farklı Bir Aydınlanma Yaşayacağınız 20 Modern Klasik

Modern klasikler, dünya klasiklerinden farklı olarak daha çok yirminci yüzyılda ortaya çıkan romanları kapsıyor. Genel olarak bir esere ‘’klasik’’ unvanını verebilmek için, okuyucuya her seferinde yeni aralıklar gösterebilen, yazıldığı dönemin özellikle de sosyal ruhunu içeren unsurlara dikkat ediliyor. Bu bakımdan iki dünya savaşının, pek çok iç savaşın, toplumsal sancıların yaşandığı 20. asır oldukça önemli bir çağ idi ve bu devirde yazılan başat romanlara da ‘’modern klasikler’’ deniliyor. Uzun kış maratonuna girdiğimiz şu zamanda derlememizden kendinize bir okunacaklar listesi edinebilirsiniz. İyi okumalar.

1. Demir Ökçe (Jack London)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Modern klasikler deyince akla gelen yazarların başında Jack London gelir. O, büyük kitle hareketlerinin, işçi ayaklanmalarının yaşandığı sancılı bir dönemde ortaya çıkmış ve bu atmosferi de eserlerine iyi geçirmiştir. En meşhur romanlarından Demir Ökçe ilk kez 1907’de yayımlanmış olup toplumsal bir romandır. Bir ‘’işçi sınıfı yazını’’ olarak da nitelendirilen Demir Ökçe’nin kahramanı Everhard hakkında, yazarın kızı Joan London şöyle der: “…Jack London’ın olmak istediği devrimci tipidir.” Tabii ki yazarın bu eserini de diğer birçok yapıtını bize kazandıran Levent Cinemre çevirmiştir.

2. Ay Işığı Sokağı (Stefan Zweig)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Satranç’ın yazarı Stefan Zweig, 20. yüzyılın umutsuz aydınlarının başında gelir. Gördüğü iki dünya savaşı, harbin insanları nasıl etkilediği, Batı’daki aydınlanmacı görüşlerin nasıl savaşların altında ezildiğini gören Zweig bunu daha fazla kabullenemeyip yaşamını sonlandırır. İlk basımı 1922’de gerçekleşen Ay Işığı Sokağı bir novella olup beş öyküyü içerir. Bu öykülerin ana hatlarını tanıtım bülteninden aktaralım: ‘’Fransa’nın bir liman kentinin denizci mahallesinde gezinirken duyduğu arya söyleyen sesi izleyerek tanımadığı insanların marazi hayatlarına dalan bir gezgin; patronuna kölece bağlılığı yüzünden korkunç bir eyleme sürüklenen karanlık, itici ve yabani bir hizmetçi; 1810 yılında İspanya’daki savaşta yaralanan, düşman bir ülkede amansız bir hayatta kalma mücadelesine girişen bir Fransız albay; 1918 yılının bir yaz gecesi Leman gölünde bulunup kurtarılan, ancak sonra yüreğini kavuran yurt özlemine yenik düşen bir Rus savaş esiri; yaşıtları üniversiteye giderken hâlâ liseye devam eden avare bir gencin öğretmeninin otoritesine isyan ettikten sonra ödediği ağır bedel.’’ Almanca aslından çeviren kişi Zweig, Kafka gibi yazarların başka eserlerini de tercüme eden Regaip Minareci’dir.

3. Ruth (Lou Andreas-Salomé)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

İlk kez 20. asrın arifesinde, 1895’de yayımlanan eser başına buyruk bir kadının, Nietzsche’den Rilke’ye, Tolstoy’dan Freud’a kadar çalkantılı ilişkiler yaşayan bir yazarın yapıtıdır. Lou Andreas-Salomé, Ruth adını verdiği eserinde ananevi yaşam sistemi içerisinde kendi istediklerini arayan kadınları anlatır. Bu açıdan feminist edebiyata da dahil edilen Ruth yazarın da en ilgi çekici eserlerinin başında gelir. Masumane bir cazibesi olan genç kız, idealist bir eğitmen ve aralarındaki büyülü – karmaşık ilişki anlatılır. Eseri Freud, Rilke gibi muteber isimler de okur ve hatta Rilke de kızına ‘’Ruht’’ ismini verir. Almanca aslından Kafka, Zweig gibi yazarları da çeviren İlknur İgan tercüme etmiştir.

4. Bir Safdilin Hatıra Defteri (Arkadiy Averçenko)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ünlü Rus güldürü yazarı ve mizahçı Arkadiy Averçenko 1920’lerde Bolşeviklerin Kırım istilası nedeniyle İstanbul’a gider. Buradan bir sonraki durağı da Prag olur. Eser, Rus göçmen olarak İstanbul’daki ve sonra da Prag’daki günlerini anlatır. O dönem İstanbul’daki yabancı nüfusun kalabalık olduğu Galata ve Pera (Beyoğlu) civarındaki Rusları ele alır. Mustafa Kemal Yılmaz çevirmiştir.

5. Altın Gözde Yansımalar (Carson McCullers)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Şiir, öykü, novella, roman sahasında eserler veren Carson McCullers bu eserinde psikolojik unsurlara eğilir. ABD’de barış döneminde bir ordugâhta geçen yapıt beş kişinin kişisel tarihlerini içeriyor. Bu beş kişi başarısızlık, arzu, yalnızlık, düşük yanları gibi kavramlar ekseninde aktarılıyor. Tanıtımından birkaç cümle: ‘’Bastırılmış duygularıyla savaş halinde bir Yüzbaşı; onun dünyayı umursamayan, delifişek karısı; bu kadının sevgilisi ve aynı zamanda aile dostu olan bir Binbaşı ve onun sadakatsizliği yüzünden acı çeken, kırılgan ve duyarlı karısı. Bir de, akşam yemeklerinde buluşan ya da birlikte kâğıt oynayan bu insanların hayatlarını gözetleyen, sessiz sakin, ama tehlikeli Er Williams…’’ Dilimize İpek Babacan kazandırmıştır.

6. Otomatik Portakal (Anthony Burgess)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Türk okuyucusunun da oldukça ilgisini çeken, bir yerlerde mutlaka okurların sayfalarını karıştırdığını gördüğünüz/ göreceğiniz Otomatik Portakal ortaya çıkış hikayesiyle de ilginçtir. 1959’da tümör teşhisi konarak 1 yıldan az bir ömrü kaldığı söylenen Anthony Burgess kendisinden sonra eşi rahat etsin diye kitaplar yazmaya başlar. 1 senede beş eser meydana getiren yazar Otomatik Portakal’ı o dönemde, öylesi bir ruh halinde yazar. Bir distopya olan bu klasikte on beş yaşındaki Alex ve çetesi şiddet eğilimli bir arkadaş grubudur. İyiliğin kökeni, nefret, aşırılık gibi kavramları görebileceğiniz eser filme de çevrilmiştir. Dilimize tercüme eden kişi Galatasaray eski yöneticilerinden Aziz Üstel’dir.

7. Görünür Karanlık (William Golding)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

İyi ile kötü, güzel ile çirkinin savaşımı hiçbir çağda, dönemde bitmez. Görünür Karanlık bu çarpışmanın modern dünyadaki görünür yüzlerini ele alır. Terörizm, cinsellik gibi konular en baştadır. Eserde gerçeklikle yanılsamalar fark ettirmeden yer değişir. Ne gidilecek bir yol ne uğruna ölünecek bir hayat kaldığını savladığında da ortaya tek bir şey çıkar: İnsanın idi, ilkel beyni, karanlık yanı… Eseri Can Morali tercüme etmiştir.

8. Gazap Üzümleri (John Steinbeck)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Nobel Edebiyat ve Pulitzer Kurgu Ödülü’nün sahibi John Steinbeck büyük bir öğretmendir. Yazarına Pulitzer’i kazandıran Gazap Üzümleri ise 1939’da ilk baskısını yaptığında tüm camiayı sarsmıştır. Zira tüm dünyayı etkisi altına alan ‘’Büyük Buhran’’da küçük insanı, onun yaşama tutunma çabasını anlatır. Gazap Üzümleri kapitalizmin eleştirisinin yapıldığı en yakın tarihli ve en başarılı romanlardan biridir. Türkçe söyleyen Belkıs Dişbudaktır.

9. Artamonovlar (Maksim Gorki)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Toplumcu – sosyalist Rus yazar Maksim Gorki eserlerinde yarattığı karakterlerin sahiciliği, canlılığı ile de bilinir. Artamonovlar’da da görebileceğiniz bu özelliği, Rusya’nın bir dönem portresini çizerek okuyucuya verilir. Ekim Devrimi’nden önceki Rus toplumuna ilgisini yitirmeyen yazar bu eserinde de Rusya’daki kapitalizmin yükselişi ve çöküşünü konu alır. Rusça aslından dilimize çeviren Ayşe Hacıhasanoğludur.

10. Meczup (Halil Cibran)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Lübnan asıllı ressam, şair ve filozof Halil Cibran insanı derinlemesine incelemiş ve bunu yazıya fevkalade aktarmış bir isimdir. Erken dönem yapıtlarından, 64 sayfalık kısa bir eser olan Meczup’un tanıtım bülteninden içeriğe dair alıntı aktaralım: ‘’Kendini her türlü yüzeysellikten arındırıp hakikatin peşine düşen, bu arayışın sonunda varış noktası yalnızlık ve özgürlük olan kişi, toplumun gözünde meczuptur. Cibran’ın kötülük, ikiyüzlülük, adaletsizlik, konformizm ve tamahkârlık karşısındaki eleştirel tutumu; bu dünyayla, burada sürdürdüğü varoluşla, yaşadığı zamanla uzlaşamayan bir meczubun bakış açısından kaleme alınmış bu mesellerdeki keskin ironide ifadesini bulur.’’ Çevirmen Kenan Sarıalioğludur.

11. Şeytan Tozu (Leo Perutz)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Avusturyalı romancı ve matematikçi Leo Perutz eserini ilk kez 1933’te yayımlar. Aynı sene Hitler’in Almanya’nın başına geçmesiyle Şeytan Tozu yasaklanır. Nazileri bu denli korkutacak kadar güçlü bir altyapıya sahip olan eserin konusunu açıklama yazısından aktaralım: ‘’Girdiği komanın ardından hastanede bilinci yerine gelen Dr. Amberg, Vestfalya’nın hâlâ feodal dönemi yaşayan uzak bir köyünde doktor olarak işe başladığını hatırlar. Hizmetine girdiği Baron von Malchin, Kutsal Roma İmparatorluğu’nu canlandırma düşleri kurmakta, hatta iktidarı devralacak bir veliaht yetiştirmektedir. Baronun Tanrı inancını dünyaya geri getirmek için laboratuvarda çavdar mahmuzundan damıttığı uyuşturucu ise köy halkını felaketin eşiğine getirmiştir. Amberg’in hatırladığı bütün bu olaylar gerçek midir?’’ Zehra Aksu Yılmazer çevirmiştir.

12. Dava (Franz Kafka)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bohemyalı Yahudi yazar Franz Kafka çağdaş dünya edebiyatında üzerine en çok eğilinen kalemlerden biridir. Bir sistem eleştirisini içeren yapıtlarının yanı sıra Kafka’nın kişiliği de hep dikkat çekici olmuştur. Hatta yakın dostu Max Brod’a, ölünce tüm yazdıklarını silmesi için vasiyet bırakır. Brod bu vasiyeti yerine getirseydi bugün Kafka’nın birçok eserine ulaşamaz olurduk. Dava; 20. asra dünya genelinde egemen olan korku, anlamsızlık, haksızlık gibi temalar ekseninde oluşur. Bir sabah sebebini bilmediği, anlamadığı bir suç nedeniyle kendini mahkemeye verilmiş bulan Josef K. karakteri üzerinden çağın absürt, saçma, problemli yüzü anlatılır. Büyük çevirmenlerimizden Ahmet Cemal dilimize kazandırmıştır.

13. Büyülü Dağ (Thomas Mann)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

İlk basımı 1924’de gerçekleşen Büyülü Dağ, Alman yazarı Thomas Mann’in çağdaş klasiklere giren birkaç yapıtından biridir. Birinci Cihan Harbi öncesindeki devrin sorunlarını ele alır, burjuva düzenini sert ve ironik bir dille eleştirir. Eserin yazılmasının ardından Mann’a Nobel Edebiyat Ödülü’nün layık görülmesini de hatırlatarak tanıtım bülteninden içeriğe dair alıntı yapalım: ‘’Hamburg’lu genç gemi mühendisi Hans Castorp, üç haftalığına kuzenini ziyarete gittiği bir İsviçre sanatoryumunda, kendisinin de tedaviye ihtiyacı olduğunu öğrenerek yedi yıl kalır. Bu süre içinde doktorlar ve hastalar dünyasını, Batı felsefesinin iki kutbunu, platonik bir aşk serüveninin sarhoşluğu içinde ve yaşayarak tanır. Sanatoryumda kaldığı süre içinde hastalık ve ölüm gibi deneyimlerin ötesinde hayatın mucizesini kavrayan Castorp’un yalın ruhu bir değişim geçirir.’’ Almanca aslından İris Kantemir çevirmiştir.

14. Çanlar Kimin İçin Çalıyor (Ernest Hemingway)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Herhalde listemizde bahsetmezsek büyük ayıp edeceğimiz isimlerden biri de Ernest Hemingway’dir. Hemingway ismini edebiyatla biraz içli dışlı olanlarımız dahi bilir. Özellikle ‘’Yaşlı Adam ve Deniz’’ öyküsü bir başyapıt niteliğinde olup filme de çevrilmiştir. Ömrünün bir parçası savaşlarda geçen yazar Çanlar Kimin İçin Çalıyor’da bir gazeteci olarak katıldığı İspanya İç Savaşı’ndaki tanıklıkları anlatır. Cumhuriyetçiler ile Milliyetçiler arasında çatışma, savaşın nasıl insandaki kötü duyguları uyandırdığı gerçeği ve anlamsızlığı gazeteci titizliğiyle eser yazan Hemingway’in usta kaleminden bizlere aktarılır.

15. Kendine Ait Bir Oda (Virginia Woolf)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Feminist, politik sahada önemli bir figür olarak bilinen Virginia Woolf’un en meşhur eseridir. Yapıta ismini veren ‘’Kendine Ait Bir Oda’’ da özellikle kadının özgürlüğü, toplum içerisindeki yeri anlatılırken sıkça atıfta bulunulan bir tamlamadır. Bu eser yazarın 1928’de kapılarını kadınlara daha yeni yeni açan Cambridge Üniversitesi’ndeki kız öğrencilere hitaben yaptığı bir konuşma üzerine teşekkül etmiştir. Eserden bir alıntı yapalım: ”Bütün bu yüzyıllar boyunca kadınlar, erkeği olduğundan iki kat büyük gösteren bir ayna görevi gördüler, büyülü bir aynaydı bu ve müthiş bir yansıtma gücü vardı. Uygar toplumlarda hangi işe yararlarsa yarasınlar, bütün şiddet ya da kahramanlık eylemlerinde aynalar gereklidir. İşte bu yüzden Napoléon da Mussolini de kadınların erkeklerden aşağı olduğunda bu kadar ısrarcıdırlar, eğer onlar aşağıda olmasalardı kendileri büyüyemezlerdi.” İlknur Özdemir tarafından dilimize çevrilmiştir.

16. Seksek (Julio Cortázar)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Arjantin’in en meşhur yazarlarından biri olan Julio Cortázar’ın Seksek’i okunma biçimi olarak hala daha tartışılan bir eserdir. Önce bu teknikten bahsedersek; bir cümlenin, ifadenin, anlatının yarattığı farklı çağrışımlar vardır değil mi? İşte eserdeki karakterimiz bize bir ‘’sıçrayarak okuma’’ sistemi sunarak alternatif kapılar aralar. Bu okuma biçimi de esere adını veren seksek oyununa benzemektedir. 155 bölümden oluşan Seksek’in ilk 56 bölümünü okuduktan sonra diğer bölümleri okumadan, kitabın bitmiş sayılabileceği eserde okura söyleniyor. Bir diğer alternatif de 73. bölümden başlayarak yazarın komutları doğrultusunda okumak. Okuyucuyu romanın bir parçası haline getiren bu yaklaşımda yazar size tuzaklar da hazırlıyor… Pablo Neruda da “Cortazar okumayanlar kara bir yazgıya mahkumdurlar. Onu okumamak ciddi, görünmez bir hastalıktır.’’ diyerek aslında yazarın kudretini bize özetler. Necla ışık tarafından dilimize çevrilmiştir.

17. Veba (Albert Camus)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

20. asrın en önemli düşünür ve yazarlarından Albert Camus, sanatçının toplumla alakasının nasıl olması gerektiğine dair çok düşünmüştür. Nobel’i alırken yaptığı konuşmada da sanatçının kibirli bir bilgiçlik halinde asla olmaması gerektiğinin altını defalarca çizmiştir. Veba, kimsenin tahmin edemeyeceği hızda salgına dönüşen veba hastalığının bir kenti nasıl umutsuzluğa boğduğunu ele alır. Yanı sıra kabullenmeyip mücadele edenler de vardır ve onlar ‘’yazgı’’nın kıskacından kurtulmaya çalışırlar. Sembolik bir anlam ifade eden ‘’veba’’nın karşıladığı anlam 20. asrın tam da bahsettiğimiz toplumsal felaketler silsilesidir. Eseri dilimize Nedret Tanyolaç Öztokat kazandırmıştır.

18. Kayıp Zamanın İzinde (Marcel Proust)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Marcel Proust’un hayatının son 17 yılında yazdığı, 3.000 (hatta 4.000) sayfalık çok büyük roman 7 ciltten oluşuyor. Dönemin Fransa’sını her yönden anlatması bakımından bir tarihi roman, tarih kitabı gibi de değerlendirilebilen eser handiyse bütün bir 20. yüzyıl Avrupa dünyasını, yazarın hazmettiği kadarıyla içeriyor. Tüm ciltleri olmasa dahi mutlaka okumamız gereken bir başyapıt.

19. Dublinliler (James Joyce)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Marcel Proust’la bir vesileyle karşılaşan ve hatta ona biraz saldırganca tutum sergileyen Joyce, Dublinliler’de on beş ayrı öyküyü anlatır. Ancak hepsi birbirine yaşam standardı, hayat şansı gibi kavramlarla bağlıdır. 15 öyküde de orta sınıf Dublinliler’in yaşamları, buradan hareketle de İrlanda halkının vaziyeti anlatılır. Ünlü yazar, çevirmen, akademisyen ve aktivist Murat Belge çevirmiştir.

20. Wigan İskelesi Yolu (George Orwell)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Tabii en çok 1984 ile bildiğimiz Orwell aslında diğer yapıtlarıyla da yazın dünyasında kuvvetini ispatlayan bir kalem. Wigan İskelesi Yolu buna çok güzel bir örnek olarak gösterilebilir. Eser İngiltere’deki işçi sınıfının durumunu anlatıyor. Sanayi bölgelerinde yaşayan İngiliz proletaryası sosyal adaletin olmadığı, çalışma koşulların felakete gittiği bir düzendedir ve İkinci Dünya Savaşı’na çok az zaman kalmıştır. Daha çok bir inceleme, deneme olan yapıt Orwell’ın diğer birçok eseri gibi çağdaş klasiklere girmeyi hak ediyor. Eseri dilimize Levent Konca kazandırmıştır.

İyi Bir Okur Olma Yolunda Mutlaka Okunması Gereken Kitaplar

Kitap okumanın hayatımızı bir disiplin içerisine sokma hususunda ciddi bir etkisi var. Ne zaman, nerede ne yapacağımızı bilmek bize iyi bir zaman yönetimi sağladığı gibi kendimizi de iyi hissettirir. Söze Ahmet Hamdi Tanpınar’ın cümleleriyle devam edersek: “Çalışan insan kendi varlığında hüküm süren bir ahengi bütün kainata nakleder.” Bu ahengi kazanmak için yapabileceğimiz en iyi şeylerden birinin kitap okumak olduğunu söyleyerek içeriğimize başlayalım. Bu listedekiler iyi bir okur olma yolunda size çok yardımcı olacaktır. İşte geniş bir yelpazedeki derlememizden okunması gereken kitaplar!

1. Otomatik Portakal (Anthony Burgess)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Okunması gereken kitaplar listemize distopik bir eserle başlıyoruz. Filme de çevrilen Otomatik Portakal, İngiliz yazar Anthony Burgess’e tümör teşhisi konup 1 yıllık ömrü kaldığı söylendiğinde yazılır. Şiddete eğilimli bir grup gencin lideri Alex, modern toplumu şiddete başvurarak ve çok sert bir dille eleştirir. Distopya edebiyatta yeni bir soluk olarak edebiyat tarihine geçmiş bir eserdir.

2. Martin Eden (Jack London)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yazdıklarıyla çağdaş edebiyatının en kıymetli temsilcilerinden biri olan Jack London, Martin Eden ile ölmeyen bir eser meydana getirmiştir. Yazar olma tutkusuyla tüm zorluklara, yoksulluklara göğüs geren, içine girdiği ortamların kültür seviyesine yetişmek için durmadan okuyan, sonra da aslında o çevrelerin sahtekârlıklarına tanık olan Martin, büyük oranda Jack London’un kendisidir. Tek farkla ki; Jack London işçi sınıfı yazınında önemli bir edebiyatçı iken, yarattığı Martin Eden karakteri bireyci bir tiptir ve bu bireyciliği onu kötü bir sona götürmektedir.

3. Simyacı (Paulo Coelho)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

1947 doğumlu Coelho, o ‘’eski dünya’’yı yaşayıp da günümüzde hayatını sürdüren nadir isimlerden biridir. En meşhur eseri Simyacı’yı Mevlana’nın Mesnevi’sinden ilham alarak yazan Coelho yarattığı karakteriyle bir dış ve iç yolculuğu beraber anlatır. Simyacı, İspanya’dan kendi hazinesini bulmak için Mısır piramitlerine giden bir çobanın masalsı öyküsüdür. Bu hazine kişinin kendi kaderini nasıl çizebileceği, mutluluğa nasıl kavuşacağı gibi sorulardan teşekkül eder.

4. Fareler ve İnsanlar (John Steinbeck)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Nobel ve Pulitzer Edebiyat Ödülü’ne layık görülen yazarın başyapıtı Fareler ve İnsanlar olarak bilinir. Sırf bu nedenle de okunması gereken kitaplar listenizde yer alabilir. Eserlerinde işçi sınıfının koşullarına, örgütlenme biçimlerine sıkça yer veren John Steinbeck burada da iki gezgin çiftçiyi konu alır. Kendisi de bir dönem çiftçilik yapan yazarın romanlarındaki karakterlerin oldukça gerçekçi olması da biyografik unsurlar taşımalarındandır.

5. 1984 (George Orwell)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Çağdaş klasiklerin ve distopya edebiyatın en çok konuşulan, en sık atıf yapılan eserlerinden biri 1984’tür. Klasik olduğu için okuyanlar daha sonra tekrar okumalı, ilk kez okuyacaklar da bir ön araştırma yapmalıdır. Stalin’e bir eleştiri olarak değerlendirilen 1984 aslında bir yandan da tüm baskıcı rejimlere, tüm otoritelere karşı bir çığlıktır. Büyük Birader karakteri her şeyi gözetleyen, herkesin nasıl düşüneceği ve yaşayacağına karar veren ve bu maksatla işbirlikçilerini yanında bulunduran otoritedir. Winston adlı karakterse, bu sıkışmışlığa bir çözüm bulmak isteyen insanların biridir, ancak kendi hükümleri adına işkenceyi hoş gören Büyük Birader, muhalifleri de itaatkar vatandaşlara dönüştürür.

6. Kürk Mantolu Madonna (Sabahattin Ali)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Modern Türk edebiyatının en çok konuşulan eserlerinden biri Kürk Mantolu Madonna’dır. Bahsedilmesine oranla eser yeterince hazmedilebilmiş midir tartışılır. Başkarakter Raif Efendi sessiz, içe kapanık, sıradan biri olarak tanınır. Ancak gençliğinde Almanya’da yaşadığı bir aşk hikâyesi ömrünün bir kısmının film gibi geçtiğinin ispatıdır. Bu aşk hikayesinden hareketle Raif Efendi ve aşkı Maria Puder Sabahattin Ali’nin güçlü kalemiyle anlatılır.

7. Uçurtma Avcısı (Halit Hüseyni)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Eser, sınıf farkları içinde birlikte büyüyen Emir ve Hasan adlı çocukların dostluğundan hareketle öğrenebileceğimiz birçok şey barındırır. Emir zengin bir iş adamının oğlu, Hasan ise o adamın yanında çalışan hizmetkâr bir babanın çocuğu. Sovyet işgalinde Emir ve babası ülkeyi terk eder ancak Emir çocukluk arkadaşını unutamaz. Çocukluktan saflığa, ihanetten sadakate, babalardan oğullara pek çok mefhumu anlatan eser zengin toprakların yok edilişini de arka fonda verir.

8. Kurtlarla Koşan Kadınlar (Clarissa Pinkola Estes)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Özellikle son zamanların en çok konuşulan eserlerinden biridir. Kadınların yaratıcı iç seslerine dönmeleri gerektiğini anlatan eser, bu açıdan kurtlarla kadınların benzer yönleri olduğunu savlıyor. Duygularıyla hareket eden kadınlar farklı kültürlerin masallarıyla anlatılıyor.

9. Aşkımız Eski Bir Roman (Ahmet Ümit)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yerli edebiyat sevenlerin okunması gereken kitaplar listesine ekleyebilecekleri bir eser. Polisiye edebiyatının Türkiye’deki en önemli temsilcilerinden Ahmet Ümit’in son çıkan kitabıdır. Yazarın diğer eserlerinde de görülen Başkomser Nevzat cinayetleri çözmek için yine iş başındadır. Tanıtımdan alıntı: ‘’Aşk hiçbir zaman masum değildir. Petersburg’un soğuğundan, İstanbul’un sıcağına gelen bir Rus bilim insanı. İstihbarat servislerini birbirine düşürecek kadar gizemli bir kayboluş. Mutluluğu ararken kendini ölümün kıyısında bulan çaresiz bir âşık…’’

10. Bülbülü Öldürmek (Harper Lee)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Pulitzer Edebiyat Ödülü’nü kazanan eser, Amerika’da yaşanan ırkçılığı bir çocuğun saf dünyasının gözünden anlatıyor. Yayımlandığı 1960 yılından bu yana en çok konuşulan, ses getiren eserlerden biri olarak yolcuğunu sürdürüyor.

11. Tutunamayanlar (Oğuz Atay)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yazıldıktan sonra yıllarca önem verilmeyen Tutunamayanlar Oğuz Atay’ın başyapıtıdır. Bugün artık yurt dışında da oldukça ilgi görmektedir. İntihar eden bir arkadaşının izlerini süren Turgut Özben, hayatını sonlandıran arkadaşının modern topluma neden ayak uyduramadığını araştırmaktadır.

12. Fahrenheit 451 (Ray Bradbury)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yazarına dünyaca ünlü dört ödül kazandıran eser de okunması gereken kitaplar listesi için önemli bir roman. ‘’Aptal kutusu’’ denilen televizyonun ve hayatımızı kolaylaştıran teknolojinin bizi okumaktan nasıl uzaklaştırdığı anlatılıyor. Guy Montag adlı itfaiyecinin işi de, bu topluma hiç de uymayan şeyleri, kitapları yakmaktır.

13. Aylak Adam (Yusuf Atılgan)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bugün Türk edebiyatının en çok konuşulan eserlerinden biridir. Özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısında başlayan ‘’kentteki aylaklar’’ meselesi, eserde Türkiye’ye özgü işlenir. O günün aydınlarının yaşadığı ve eserde de geçen sorunlarsa bugün hala tazeliğini korumaktadır.

14. Nietzsche Ağladığında (Irvin D. Yalom)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yazarın en sükse yapan eserlerinden biri olup filme de çevrilmiştir. Eserde felsefe, psikanaliz ve tıbbın en önemli ve gerçek isimleri vardır: Nietzsche, Freud, Bruer. Tabii bu üç erkeği de etkisi altına alan Lou Salome de çarpıcı bir biçimde işlenir. Üçlünün 19. asır Viyana’sındaki entelektüel, felsefik yaşamları, ümitsizlik teması altında anlatılır. Mutlaka okunması gereken kitaplardandır.

15. Bir Ömür Nasıl Yaşanır (İlber Ortaylı)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Çok yer gezen, gören, çok kitap okuyan, çok yemek tadan, çokça kültürü bilen ve içlerinde yaşamış olan İlber Ortaylı’dan bir hayat rehberi. Dil öğrenmekten gezilecek yerlere, dinlenilecek müziklerden okunması gereken eserlere kadar bu kitap çok önemli bir pusula. Ara ara dönüp bakılması gerekir ve mutlaka okunması gereken kitapların en önemlilerinden biridir.

16. Vitrinde Yaşamak (Nurdan Gürbilek)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Türk eleştirisinin en kıymetli isimlerinden Nurdan Gürbilek’in ilk kez 1992’de basılan ilk kitabıdır. Bu kitap memleketin kültür – sanat meselelerini merak eden, özellikle de 12 Eylül döneminin etkisini öğrenmek isteyenler için çok önemlidir. Darbenin ardından ‘’kurulan’’ yeni kültür – sanat ortamının bugünlere uzanan etkisini öğrenebilmek için okunması gereken kitaplardan biridir.

17. Suç ve Ceza (Dostoyevski)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Tüm zamanların en çarpıcı dünya klasiklerinden biri olan Suç ve Ceza yazarın Rus toplumundan çekip çıkardığı ve yarattığı bir karakterdir. Konuyu direkt tanıtımdan aktaralım: ‘’ ‘Eski’ öğrenci Raskolnikov, “kiracıdan” kiraladığı daracık odasında beş parasız günler geçirmektedir. Modern zamanların, çağdaş bilimin ve edebiyatın bu yaratıcı, akıllı genci, toplumun gerici bir canavara dönüşmüş karanlık avucunda ezilip un ufak mı olacaktır yoksa? Bir gün oturduğu bir kafede, anarşist düşüncelere sahip gençlerin konuşmalarına kulak misafiri olur ve aklına tüm dertlerine son verecek bir şey gelir. İlk iş olarak da kapıcının kulübesindeki baltayı kestirir gözüne. Dünya edebiyatının en ünlü baltasını…’’

18. Şeker Portakalı (José Mauro de Vasconcelos)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yazarlık öncesi çok farklı sektörlerde çalışan yazar, bu kitabı 12 günde yazar ama 20 yıllık bir tecrübenin ürünüdür. Biyografik unsurlar taşıyan eser gerçek hayatı, acıyı öğrenen bir çocuğun hazin öyküsüdür.

19. Dönüşüm (Franz Kafka)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Modern dünya edebiyatının en bilinen yazarlarından Franz Kafka, Dönüşüm ile bir başyapıt yaratmıştır. Kapitalist ekonomik sistemin eleştirildiği ve kahramanın bir böceğe dönüştüğü eser Kafka’ya özgü soğukkanlı bir dille anlatılır. Sistem eleştirisinin en özgün yapıldığı eserlerden biridir.

20. Romeo ve Juliet (William Shakespeare)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Oyun yazarı ve şair olarak bilinen, dünya edebiyatının en tepe noktasındaki isimlerden biri olan Shakespeare’in en meşhur eseridir. Düşman ailelerinin çocukları birbirlerine aşık olurlar. Ancak çevrelerindeki kavga dolayısıyla bu, umutsuz bir aşktır.

21. Sefiller (Victor Hugo)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Fransa’nın en başat romantik yazarlarından Victor Hugo’nun başyapıtıdır. Memleket için siyasi kavgalara giren ve yirmi yıl sürgün yaşayan yazar Sefiller’i de bu tecrübeyle yazar. Kürek mahkumu bir adamla onu kovalayan bir polis müfettişi anlatılır. Buradan hareketle dünyada sürüp giden yoksulluk, haksızlıklar ele alınır.

22. İki Şehrin Hikayesi (Charles Dickens)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Okunması gereken kitaplar listenizde İki Şehrin Hikayesi de mutlaka olmalıdır, özellikle de dünya tarihini merak ediyorsanız. Fransız İhtilali öncesinde Paris ve Londra’da geçen romanda zindandan kurtulan bir doktor ve yeniden iyi bir yaşam kurmak için Londra’da buluştuğu kızı vardır. Ancak Paris’teki hareketlenmeler onların planlarına gölge düşürecek gibidir. Londra ise Paris’e kıyasla aydınlık günler yaşamaktadır.

23. Savaş ve Barış (Tolstoy)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Kimi edebiyat çevrelerince dünyanın en iyi romancısı olarak kabul gören Tolstoy’un en klasik eseridir. Bir tarihi roman niteliği de taşıyan eser, Napolyon’un Rusya işgaliyle başlar, bu savaşa karşı üst ve alt kesimlerin gerçekçi portreleriyle devam eder. İkinci cildinde ise artık savaşın ileri dönemleri ve kazananın belli olmadığı bir atmosfer vardır. Mutlaka okunması gereken bir kitap olduğunu söylemeye hacet yoktur.

24. Aşk ve Gurur (Jane Austen)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Filme de çevrilen Aşk ve Gurur taşralı bir kız ile varlıklı bir aileden gelen bir adamın arasındaki çatışmalı ilişkiyi ele alır. Toprak sahibi ve zengin olan genç adam, taşralı kıza gururla yaklaşırken, yokluklar içinde büyüyen kız ona karşı önyargı sahibidir. Bu ekonomik unsurlar ikilinin birbirlerine yaklaşımında çok etkili olur. Romandaki kadın karakter hem yazarın hem de aslında tüm Jane Austen okurlarının en çok sevdiği kadın kahramanlardan biridir.

25. Yolda (Jack Kerouac)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Beat Kuşağı olarak bilinen, kendini ‘’yol’’la tanımlayan topluluğun en önemli temsilcilerinden biri Jack Kerouac olarak bilinir. Kendi hikayesini anlattığı Yolda eseri hayalperestlerin, yollarda gezinenlerin, dumanlı kafaların bir öyküsüdür. Ve arkadan her daim bir caz melodisi çalar. Özellikle gezginler için mutlaka okunması gereken kitaplardan biridir.

26. Yaşlı Adam ve Deniz (Ernest Hemingway)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Kısa öykücülüğün usta ismi Hemingway, tüm maharetini bu eserinde konuşturmuş gibidir. Yaşlı bir Kübalı balıkçının sandalla açılıp avlanırken kılıçbalığıyla giriştiği amansız mücadeleyi anlatır. Usta kalem Hemingway böylesi bir hikayeden de modern bir klasik çıkarmayı bilmiştir.

27. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Stefan Zweig)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Avusturyalı büyük yazar ve entelektüel Stefan Zweig’ın en merak edilen kitaplarından biridir. Bir kadının, hayatınca sevdiği tek erkeğe yazdığı bir mektuptan oluşur. Ancak kadının kimliği asla bilinmemektedir. Psikanalizi oldu olası merak eden yazar bu eserinde de insan psikolojisini mutlak aşk kavramı ekseninde ele almaktadır.

28. Mutlu Prens (Oscar Wilde)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Kitaptaki masalları yaş gözetmeksizin kendini çocuk ruhlu hissedenlere yazan Oscar Wilde bencillik ve ders çıkarma ekseninde öyküler yumağı ortaya çıkarıyor. Masallarındaki kimi karakterler açgözlülüklerini anlayıp düzelenler kimileri de daha fazlasını isteyen bencil kimseler olarak karşımıza çıkıyor. Yazarın erken dönem, masalsı eserlerindendir.

29. Çavdar Tarlasında Çocuklar (J. D. Salinger)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yazarın ilk ve tek romanı olmasına rağmen bugüne değin en çok konuşulan modern eserlerden biridir. Kabaca henüz büyümemiş, ergen bir çocuğun büyüklerin dünyasına ettiği isyanları anlatır. Okuldan atılan genç çocuk isyankar ruhuyla beraber maceradan maceraya koşmaktadır.

30. Dövüş Kulübü (Chuck Palahniuk)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Gelelim okunması gereken kitaplar derlememizin sonuna. Brad Pitt ve Edward Norton’un başrolünde oynadığı bir filmle de bilinen Dövüş Kulübü modern toplumun hastalıklarına radikal bir yerden odaklanıyor. Saplantılı genç bir kadınla sistemin öğrettiği gibi yaşayan genç bir adamın tüketim dünyası içerisindeki amansız hikayesi. Filmi izleyip de ne kadar beğendiyseniz eser hakkında da o kadar ümitlenmelisiniz.

31. Yüzyıllık Yalnızlık (Gabriel García Márquez)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Nobel Edebiyat ödüllü yazar Gabriel García Márquez, en parıldayan eseri Yüzyıllık Yalnızlık’ta büyükannesinin anlattığı masal öykülerini, kendi çocukluk yıllarını referans alarak bir anlatı sunuyor. Yüz yıl sonra soyu tükenecek olan lanetli bir büyük ailenin düşsel bir kasabadaki öyküsü anlatılıyor. Bu açıdan büyülü gerçekçiliğin de en büyük temsilcilerinden biri olan Gabriel García Márquez bu anlayışı eserine layıkıyla işliyor.

32. Cesur Yeni Dünya (Aldous Huxley)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

1984 ile beraber distopik edebiyatın diğer mihenk taşı da Cesur Yeni Dünya’dır. Orwell’ın romanı 1984 ile baş başa giden, anlatılan eserde baskıyı gizliden bir hareket olarak görürüz. İstenilen düzenin sürmesi için hipnopedya yani uyku eğitim sisteminin uygulandığı bir dünyada insanlar da makineler gibi üretilir. Kimsenin isyan etmemesi için herkesin uyuşuk bir mutluluğa terk edildiği bu yeni dünyanın alternatifi de verilmektedir.

33. Veba (Albert Camus)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Savaşlar ve buhranlarla geçen 20. yüzyılda yetişen Albert Camus ”yazgıya” karşı mücadeleyi Veba romanında ele alır. Oran halkı tahmin edilemeyecek şekilde salgın boyutuna ulaşan vebaya karşı çözümler aramaktadır. Oranlıların giderek umutsuzluğa sürüklendiği bir atmosferde bu salgından kurtulmak için çalışan emektarlar da vardır. Veba tahmin edilebilir ki romanda gerçekten bir hastalıktan fazlasını temsil eder: Yoksulluğu, haksızlığı, zulmü, acıyı.

34. Cevdet Bey ve Oğulları (Orhan Pamuk)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Nobel Edebiyat ödüllü yazarımız Orhan Pamuk’un ilk romanıdır. Yazarın kendi yaşamından izler de görebileceğiniz eserde Nişantaşılı bir ailenin üç kuşak serüveni ele alınır. Modernleşme çabasının içindeki bir Türkiye’yi ta II. Abülhamid devrinden alarak anlatan eser edebiyatımızda bir klasik olarak da kabul edilir.

Fantastik Dünyalarda Gezmek İsteyenlere 42 Muazzam Çizgi Roman

Bir edebiyat türü olarak değerlendirilen çizgi roman (resimli roman), çokça görsel ve ona kıyasla az sayıda cümlelerle bir anlatı ortaya koyar. Çizgi romanların genellikle hareketli, dinamik, hatta olağanüstü kurgulardan meydana geldiğini de aşağı yukarı hepimiz biliriz. Dahası, onun okurları da genellikle çizgi romana oldukça sadıktır. Sevdikleri serinin bir sonraki sayısını heyecanla beklerler. Gişede büyük başarı sağlayan macera filmlerinin birçoğuna da çizgi romanlar ilham olur. Ayrıca çizgi roman ve karikatürün öncül ismi William Hogarth’ı (1697 – 1764) anmadan da geçmeyelim. Biz de hem meraklısına hem de bu alana yeni gireceklere bir derleme sunalım dedik. İşte 42 şahane çizgi roman!

1. Batman: İlk Yıl (Frank Miller)

Image may be NSFW.
Clik here to view.
çizgi roman batman

Film yönetmeni ve çizgi romancı Frank Miller bu dünyanın en gözde isimlerinden biridir. Yine bu dünyanın en popüler kahramanlarından Batman üzerine 1987’de yazıp neşrettiği Batman: İlk Yıl kahramanın ilk yıllarını, kendisine has bir kıyafete sahip olmasını, Komiser Gordon ile tanışmasını konu alıyor. Yazılalı 32 sene geçen eser, kahramanın asıl başlangıç hikayesi olarak kabul edildiğinden tarihi bir öneme de sahiptir.

2. The Punisher MAX (Garth Ennis)

Image may be NSFW.
Clik here to view.
çizgi roman the punisher

Birçok ödüle mazhar olan, adı pek çok karikatür yarışmasında aday olarak gösterilen Garth Ennis bir nevi gangsterler dünyasında ölümsüz bir karakter meydana getiriyor. Asıl adı Frank Castle olan Punisher kahramanı, azılı suçluları dize getirmek için her yolu mubah gören biridir. Kötüleri haklayan süper kahramanların olmadığı bir evrende Punisher uyuşturucu satıcıları, seks işçiliği gibi kriminal olaylarla mücadele etmektedir.

3. I Killed Adolf Hitler (Jason)

Image may be NSFW.
Clik here to view.
çizgi roman adolf hitler

Karikatür ve çizgi roman dünyasında Jason mahlasıyla bilinen John Arne Sæterøy, eserinde ‘’ya başka türlü olsaydı?’’ gibi popüler bir çalışmayla öne çıkıyor. Tarihin gerçek kara lekelerini önlemek için yaratılan kurgusal karakterler sinema ve edebiyat sahasında da oldukça meşhurdur. Jason bu anlayıştan hareketle yarattığı eserinde zamanda yolculuğu mümkün kılıyor ve bir iş bitirici Hitler’i henüz iktidara gelmeden öldürmeyi amaçlıyor. Ancak nefretiyle dünyaya hakim olmak isteyen Hitler de zamanda yolculuğu kullanarak gelecek zamana gidiyor ve işler sarpa sarıyor.

4. The Invisibles (Grant Morrison)

Image may be NSFW.
Clik here to view.
The Invisibles çizgi roman

Grant Morrison; Örümcek Adam’dan Hulk’a, Fantastik Dörtlü’den Daredevil’e birçok çizgi roman serisinin yaratıcısı Marvel Comics şirketi için yaptığı çalışmalarla bilinir. Bu ütopik ve bilim kurguyla harmanladığı eserinin konusuysa şöyledir: Uzaylı Tanrılar insanların fizik ötesi (metafizik) gelişimine engel olmaya ve onları köleleştirmeye çalışır. İktidarın olduğu her yerde direnişin de olduğu görüşünden yola çıkan yazar bir ırk olarak karşımıza çıkan bu yaratıcılarla savaşan gizli bir örgüt de yaratır.

5. Maus (Art Spiegelman)

Image may be NSFW.
Clik here to view.
çizgi roman maus

Çizgi roman dünyasındaki en emektar isimlerden biri olan Art Spiegelman en çok Maus ile tanınır. Yazarın babasının yaşadıklarını anlatan eser İkinci Dünya Savaşı’nda geçmektedir. George Orwell’ın sistem eleştirisi için yazdığı Hayvan Çiftliği’nde hayvanları kullanması misali, Art Spiegelman de insanlar yerine hayvanları tercih eder. Yahudiler fare, Almanlar kedi, İngilizler yunus balığı, Yahudi olmayan Polonyalılar domuz, Amerikalılar da köpek olarak kodlanır. Tabii ki bunların hepsinin bir sebebi vardır. Art Spiegelman İkinci Cihan Harbi’nde babasının yaşadığı trajedileri anlattığı bu eseriyle edebî bir ürün de ortaya koymuştur.

6. Watchmen (Alan Moore)

Image may be NSFW.
Clik here to view.
watcheman çizgi roman

Çizgi roman dünyasında avangart bir isim olarak bilinen Alan Moore’un yazdığı birçok çizgi roman Hollywood dünyasında filme de çekilmiştir. V for Vendetta’nın yaratıcısı olarak da bilinen sanatkâr bu eserinde de sistem eleştirisine odaklanır. Hükümetlerin yanlış politikaları, çıkarları, birçok ülkenin içinde bulunduğu ‘’kurtlar sofrası’’nı sarsan Watchmen 2009’da filme çekilerek sinema dünyasında da zirve yapmıştır.

7. 100 Kurşun: 1 – İlk El, Son Şans (Brian Azzarello)

Image may be NSFW.
Clik here to view.
ilk el son şans çizgi roman

Kriminal içerikli serileriyle sükse yapan çizgi roman yazarı Brian Azzarello’nun bu eserinde de aynı havayı soluyorsunuz. İki ödüle layık görülen çizgi roman intikam alacak durumda olan insanların karşılarına çıkan fırsatları nasıl değerlendirdiği üzerine eğiliyor. Belki bu yönüyle insanın bastırdığı duygularını da gün yüzüne çıkarmayı denediğini söyleyebiliriz.

8. Naruto 5 – Düellocular (Masaşi Kişimoto)

Image may be NSFW.
Clik here to view.
çizgi roman naruto

Japonların çizgi romanlarına özgü ‘’manga’’ kültürünü uluslararası çapta tanıtmayı başaran Masaşi Kişimoto Naruto serisiyle popülerliğine popülerlik katmıştır. Serinin Naruto 5 – Düellocular parçasıysa insanlığa hitap eden önemli mesajlara haiz.

9. Sandman (Neil Gaiman)

Image may be NSFW.
Clik here to view.
sandman çizgi roman

Gerek kitapları gerek çizgi romanlarıyla dünyanın en çok tanınan yazarlarından Neil Gaiman çizgi romanın saygın bir mertebeye ulaşmasına da vesile olmuştur. Destiny, Death, Dream, Destruction, Desire, Despair, Delirium adlı 7 kardeşin hepsi gerçek mefhumları ifade eder. Ayrıca bilge rüya yorumcusu Morpheus da eserin başat karakterlerinden biridir.

10. Preacher (Garth Ennis)

Image may be NSFW.
Clik here to view.
preacher çizgi roman

Çizgi roman sahasında birçok ödülün yanı sıra prestijli ödüllerin adayları arasında da yer alan Garth Ennis’in en meşhur yaratılarından biridir. Cennet – cehennem, melek – şeytan gibi kavramlarla şekillenen eserde Tanrı yarattığı cenneti günün birinde terk eder. Bu başıboşluk sırasında melekle şeytan ikilisinden Tanrı kadar güçlü bir varlık meydana gelir ve geldiği gibi dünyaya kaçar. Jesse Custer adlı bu sentez güç eski bir kiralık katil olan sevgilisi ve arkadaşıyla yaratıcıyı bulmaya çalışır. Çizgi roman dünyasının en cüretkâr eserlerinden biri olarak bilinir.

11. Transmetropolitan (Warren Ellis)

Image may be NSFW.
Clik here to view.
Transmetropolitan çizgi roman

Çizgi roman kadar kitaplar ve video oyun senaristliğinde de üretken bir yazar olan Warren Ellis bu eserinde bir kara mizah dünyası ortaya çıkarır. Bilim kurgudan da destek alarak yazdığı Transmetropolitan aymaz ve sapkın politikacıları alaya alır. Uyuşturucu müptelası ve gelecek zamanda yaşayan bir gazeteci ekseninde anlatısını sunan eser provokatif bir damara sahiptir.

12. Ghost World (Daniel Clowes)

Image may be NSFW.
Clik here to view.
ghost world çizgi roman

Aynı zamanda bir senarist ve illüstratör olarak da bilinen Daniel Clowes klasikleşen bir yapıt ortaya koymuştur. 1990’ların sonunda ilk kez yayımlanan eser günün atmosferini içermesi bakımından çok dikkat çekmiştir. Şöyle ki, milenyum çağına az kala kendisine yeni bir soluk arayan Amerikan gençliği eserde görebileceğimiz unsurdur. İki genç kızın yaşadıkları toplumu tiye almaları ve sorgulamaları işlenir.

13. Persepolis (Marjane Satrapi)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

İran kökenli Fransız çizgi romancısı Marjane Satrapi İran’daki meşhur İslam devriminden önce sol cenaha dahil olan bir ailenin çocuğudur. Eserlerine işleyen bu hadiseyi belki en çok Persepolis’te görürüz. Filme de çevrilen çizgi roman İran devriminin ülke insanına yaşattığı müşkül durumların küçük bir kız tarafından hikayeleştirilmiş halidir.

14. Gazze’nin Dipnotları (Joe Sacco)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ortadoğu’nun çalkantılı tarihi serüveni hepimizin malumudur. O coğrafyada yaşananlar ve yaşanmakta olanlardan hareketle bölgeye huzurun gelip gelemeyeceği hep tartışılır. Joe Sacco da bu tarihi realiteden hareketle eserinde Filistin’in işgalini konu alır. Yazar Filistin halkının yanında olma amacını taşıdığı Gazze’nin Dipnotları ile bir toplumsal gerçekçiliğin de ürününü verir.

15. Hellboy – Krampusnacht (Mike Mignola)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Her yaratı sahasında olduğu gibi çizgi roman dünyasında da adını herkesin duyduğu bir kahraman vardır: Hellboy. Cehennemle yaşadığımız dünyanın arasında gidip gelen, bir kötülüğün peşinde adeta dedektif haline gelen Hellboy, Noel yaklaşmasına rağmen ona biçilen rolü yerine getirmek zorunda kalacaktır.

16. Günah Şehri 7 – Cehenneme Gidiş Dönüş (Frank Miller)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Miller, Hollywood’da kahramanların kötü bir dünyanın içine yerleştirilmesi ve akabinde yaşadığı olayları ifade eden kara film tarzının önemli isimlerinden biridir. Batman Kara Şövalye kitabıyla da bilinen yazar bu eseriyle de alanındaki öncü isimlerden biri olduğunu ispatlamıştır.

17. American Splendor (Harvey Pekar)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yazarın en çok tanındığı eseri, otobiyografik bir anlatı sergileyen American Splendor olarak bilinir. Çizgi roman evreninde de bir yer altı dünyası olduğunu söylersek bu evrene giriş şifrelerinden biri American Splendor’dur. Esasen kendi halinde bir memur olan Pekar’ın hayatı anlatılır. Bazen var oluş sancıları çekmesi, bazen de yalnızca bir yerden bir yere gidişi hikaye edilir. Bilmek gerekir ki bu ‘’sadelik’’ aslında içinde hepimizin de yaşadığı onlarca farklı temayı barındırır.

18. V for Vendetta (Alan Moore)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Fikirlere kurşun işlemeyeceğini anlatan V for Vendetta filminin başta bir çizgi roman olduğunu biliyor muydunuz? Sistem eleştirisini çizgi romanlarında layıkıyla işleyen Alan Moore eserinde otoriter idareleri, zorbalığı tercih eden hükümetleri tabiri caizse lafı fazla eğip bükmeden eleştirir. Alan Moore’un distopya edebiyatın kralları gibi görülen Orwell ve Huxley’den etkilendiğini de belirtmekte yarar var sanıyorum.

19. Güngezgini (Gabriel Ba, Fabio Moon)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ödüllü iki kardeşler Gabriel Ba, Fabio Moon, bu harikulade eserlerinde çizgi romanlardaki yaygın macera kurgularından uzakta, özgün ve hayatın içinden bir temayı seçiyor. İyice anlaşılması açısından kitabın tanıtım bülteninden alıntı yapalım: ‘’Hayatınızın gerçekten başladığı gün hangisiydi? Hayatınız, 21 yaşında, hayalinizdeki kızla tanıştığınızda mı başladı, yoksa 11 yaşındaki ilk öpücükle mi? Çocuğunuzun doğumuyla mı, yoksa ilk gençlik yıllarınızda hayatınızı nasıl yaşayacağınıza karar verdiğiniz anda mı?’’

20. Suikast Sınıfı – 14 (Yusei Matsui)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Japonya’nın sevilen manga sanatçısı Yusei Matsui bu eserinde dayanışma, birlik – beraberlik, dostluk gibi kavramları önceliyor. Belki biraz da saf ve masumane yanımıza hitap eden Suikast Sınıfı – 14 bir müdürün okuldaki hikayelerinden dem vuruyor.

21. Hellblazer (Peter Milligan)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Çizgileri dışında televizyon ve sinema dünyasında da tanınan Peter Milligan bu eseriyle çağdaş korku çizgi romana yeni bir yapıt kazandırıyor. Yaratılan diğer süper kahramanlardan kendine özgü tabiatıyla sıyrılan Constantine karakterinin metafizik bir evrendeki savaşımı konu alınıyor.

22. Essex County (Jeff Lemire)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Kanadalı yazar Jeff Lemire en çok Essex County adlı üçlemesiyle bilinir. Essex County adlı minimal bir Kanada toplumunun resmedildiği kurmaca yöre halkının dramlarını konu ediniyor. Bu bakımdan aslında kurmacanın gerçeklikle karıştığı bir eser olarak karşımıza çıkıyor.

24. Swamp Thing (Alan Moore)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yine çizgi roman üstatlarından Alan Moore’un bir şahane çalışmasıyla devam ediyoruz. Kendisinden önce de yaratılıp neşredilen Swamp Thing karakteri, Moore’un kendi has üslubuyla çok önemli bir boyut atlamıştır. İnsansı bir bitkisel yaratık olan Swamp Thing yazarın şiirsel düzleme oturtmasıyla bambaşka hikayelerin aktörü olmuştur.

25. Avengers Dağıldı – Karmaşa (Brian Michael Bendis)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Beş Eisner ödülü kazanarak başarısını defalarca ispatlayan Brian Michael Bendis Avengers serisini okumak isteyenlerin ilk durağı. Bu diziyi okumak isteyenlerin Avengers Dağıldı ile yola koyulmaları gerekiyor.

26. Buzul Çağı (Nicolas de Crecy)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Burada direkt tarihi bir konuyu kendine tema edinen kitabın tanıtım bültenine geçelim: ”Usta bir çizer ve dünyanın en büyük müzelerinden biri, bu eserde bir araya geliyor… Avrupa çizgi romanının en parlak yeteneklerinden olan Nicolas de Crécy, ortak yayıncısı Louvre Müzesi olan dahiyane bir eser ortaya koyuyor. İnsanlığın tüm tarihinin unutulduğu, binlerce yıl süren bir buzul çağının ardından, bir grup arkeolog, Louvre Müzesi’ne yolculuk yapıyor; eski dünyayı, yıkıntılar altındaki kültürel mirasla anlamaya çalışıyor.”

27. Bone (Jeff Smith)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Jeff Smith’in rüştünü en çok ispatladığı eseri Bone olarak bilinir. Çocuksu bir evrende geçer gibi görünen Bone tüm yaşlara hitap edebilen çok yönlü eserlerden biridir. Bone ve kuzenlerinin ikamet ettikleri Boneville’den ayrılmalarıyla başlayan hikaye, adeta yenilmez bir kötülüğü elinde taşıyan Çekirgeler Efendisi’ne karşı giriştikleri küçük çaplı mücadelelerle sürer.

28. Y: The Last Man (Brian K. Vaughan)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ödülleri, adaylıkları, film ve TV şovlarıyla bilinen Brian K. Vaughan’ın en başarılı eserlerinden biridir. Dünyaya yayılan gizemli bir veba tüm erkekleri yok eder. Ancak Yorick Brown bu vebadan paçayı sıyırabilen tek erkektir. Neden hemcinsleri gibi kendisinin de ölmediğini, ayrıca bu vebanın ne menem bir şey olduğunu anlamak için yola koyulan kahraman uzun bir serüvene doğru adımını atar.

29. Aqualad Yükseliyor Cilt 2 – Teen Titans (Benjamin Percy)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Çizgi roman alanında en sevilen serilerden biri olan Aqualad maceraya kaldığı yerden devam ediyor. Genç ve dinamik Titanların San Fransico’daki Titan Kulesi’nde yeni hayatlarına adepte olma çabalarıyla açılan eser düşman ve dost diğer isimlerle beraber hareketli bir serüvene doğru yola çıkıyor.

30. Silver Surfer – Ağıt (J. Michael Straczynski)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Film ve dizilere yazdığı senaryolarla da bilinen J. Michael Straczynski bu eseriyle çizgi roman evreninin en mahzun karakterlerinden birini yaratmıştır. Bu uzay, galaksi ve başka alemlerle iç içe eserin tanıtım bültenini aktaralım: ‘’Norrin Radd, sayısız yıllar boyunca galakside süzülerek yıldızlar arasındaki bilinmezlikte keşifler yaptı, medeniyetlerin yükselişine ve çöküşüne tanıklık etti. Şimdiyse, Reed Richards’ın yardımını istemek için geldiği Dünya’yı ziyaretinin ardından, sevgili eşini ve halkını son bir kez görme umuduyla yuvası Zenn-La’ya doğru son bir yolculuğa çıkıyor. Silver Surfer şimdiye dek yolunun düşmediği o dönüm noktasına varıyor ve serüveni başladığı yerde sona eriyor…’’

31. Tenten Firavunun Puroları – Tenten’in Maceraları (Herge)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bugün çocukların dünyasında çok tanınan Tenten’in yaratıcısı Belçikalı çizer Herge’dir. Listemizdeki bölümse Tenten serisinin dördüncü bölümüdür. Konusuysa; Belçikalı bir gazeteci Tenten’in köpeği Milu’yla çıktığı serüven ve adrenalin dolu yolculuğudur. Bir kahramanlık özelliği taşıyan Tenten, Ay’a dahi giderek çeşitli maceraların içine atılır. Düştüğü müşkül durumların içindense kıvrak zekasıyla çıkmayı bilir.

32. Scalped Cilt 5 – Münzevi (Jason Aaron)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ghost Rider, Wolverine gibi karakterlere yönelik yaratımlarıyla bilinen Jason Aaron bu eseriyle Eisner ödüllerine de adaylığını koymuştur. Eserde yer alan figür ve kavramları sayarsak nasıl bir heyecan içerisine gireceğimiz rahatça anlaşılır: FBI, ajan, asker, alkolik, kumarhane soygunu… Macera okuyucuları için zengin bir olaylar ve karakterler havuzu.

33. İç Savaş (Mark Millar)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Spider-man ve Ultimate Fantastik Dörtlü kitaplarıyla oldukça sükse yapan İskoç çizgi romancısı yeni bir Marvel evreniyle karşımıza çıkıyor. Maske ve kostümleriyle tanınan kahramanlar, acı bir olay gereği Amerika hükümetinin maskeleri çıkarma yasasıyla karşı karşıyalar. İşe bambaşka bir boyut getiren bu yasa sonucu kahramanlar kendilerinden gayrı kimseye güvenemeyip bireysel kararlar almaya doğru yol alır.

34. Sherlock Holmes ve Cemiyeti (Ronan Toulhoat)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Sir Arthur Conan Doyle tarafından yaratılan dünyaca ünlü kurgu dedektif ve kahraman Sherlock Holmes yeni bir zorlu görevle karşı karşıyadır. Meziyetlerini kötülük için kullanan bilimci Aaron McBride Londra’ya geri döner ve tüm işaretler onun kente bir saldırıda bulunacağını gösterir. Şimdi Holmes, bu yeni baş belasıyla karşı karşıya ve dünyanın kaderi kendisinin ellerindedir.

35. Avenging Spider – Man 1 (Zeb Wells)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Amerikan çizgi romancısı Zew Wells çizgi film ve filmleriyle de bilinen Spider – Man kahramanının serüvenlerine serüven katmaya devam ediyor. Yerin altında, kötülükle dolu bir diyarda yaratıkların elinden kurtulması gereken kahraman Red Hulk ile güçlerini birleştirerek bir çıkar yol arıyor.

36. Resim Sanatının Tarihi – Mağara Resimlerinden Picasso’ya (Gradimir Smudja)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Kültür sanat tarihinin çizgi romanla birleştiği bu çalışma, tahmin edersiniz ki içerik bakımından diğer örneklerinden epeyce sıyrılıyor. Karikatürist olduğu kadar ressam olarak da bilinen Gradimir Smudja, bu niteliğini kullanarak bizi tarihte önemli bir resim yolculuğuna çıkarıyor. Leonardo da Vinci, Michelangelo, Dürer, Brueghel, Rubens, Velasquez, El Greco, Rembrandt ve Vermeer kitabın aktörleri.

37. Batman – Öldüren Şaka (Alan Moore, Brian Bolland)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Filmiyle tüm dünyada esip gürleyen Batman ve en az onun kadar hayrana sahip olan meşhur Joker karşı karşıya. Kaldığı akıl hastanesinden tekrar firar eden Joker bir kaos daha yaratmanın peşindedir. Kara şövalye ise, bu akıl hastasının durdurulamazlığı karşısında tüm gücünü kullanacaktır.

38. Infinity Gaunlet (Jim Starlin)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Uzay opera hikayeleriyle klasikleşen ve yaklaşık 50 yıldır çizgi roman dünyasında olan Jim Starlin ütopik bir Marvel evreniyle karşımızda. Thanos, hayatının tek aşkı olan Ölüm’ü etkilemek için bir dizi işe kalkışır ve amacı tüm canlıların yarısını bertaraf etmektir. Bu planı duyan Marvel kahramanları Thanos’a dur demek için var güçleriyle çabalayacaklardır.

39. Deadpool X Thanos (Tim Seeley)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bir önceki maddeyle de ilişkilendirilebilecek Deadpool X Thanos iki devin, bir türlü vazgeçemedikleri Ölüm uğruna savaşmalarını konu alıyor. Deadpool ve Titanlı Thanos, uğrunda savaştıkları şeyin bir gün son bulduğunda ne olacağını ise hiç mi hiç bilmezler.

40. Yabancı (Albert Camus)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Dünyaca ünlü çağdaş edebiyatçı Albert Camus’nün sevilen eseri Yabancı çizgi roman olarak da karşımıza çıkıyor. Annesinin hangi gün öldüğünü dahi tam olarak kestiremeyecek kadar hayata yabancılaşan bir karakterin toplumdan kopuk hikayeleri Yabancı’yı oluşturuyor.

41. Otisabi 1 – Başımdan Geçti Bunlar (Yılmaz Aslantürk)

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Türk çizgi romanında en sevilen karakterlerden biri olan Otisabi, tabiri caizse serseri ve macera dolu bir adamdır. Peşine düşen kadınlar, kendisinin arzulayıp kovaladığı kadınlar, elde etmek için girişilen oyunlar ve gününde sonunda tekrar yalnız kalmalar. Otisabi karakteri kadın – erkek ilişkilerini ele alması bakımından her zaman gözde bir kahramandır.

42. Red Kit Toplu Albümleri 13 (Rene Goscinny)

Image may be NSFW.
Clik here to view.
red kit çizgi roman

Çizgi film dünyasının en sevilen karakterlerinden Red Kit derlenip bir araya getirilen 3 macerasıyla karşımıza çıkıyor. Meşhur Dalton Biraderler ve anneleri, sinsi ve kurnaz ödül avcısı bu üç hikayede karşımıza çıkan en renkli figürler.

Kaynak: 1

Ünlü Kitaplar ve Yazarları Hakkında Çok Şaşıracağınız İlginç Bilgiler

Sanatkârların sürprizli yaşamları içerisinde yazarların da kendilerine özgü dünyaları var. Özellikle önceki asırdan başlayarak geriye doğru bakarsak hemen hepsinin yazma süreçlerinde dikkati celbeden süreçler yaşanır. Savaşlar, sürgünler, yokluklar, acılar, isyanlar… Saymakla bitmeyecek bu listeyi bir yana bırakalım; bir romanı, eseri inşa ederken yazarların başına envaiçeşit hadise gelir. Bazen de bizzat kendi iradelerince öğrendiğimizde bizi şaşırtabilecek kararlar alırlar. Nedir bunlar? Onları da içeriğimizde göreceğiz. İşte yazarlar ve yazdıkları ünlü kitaplar ile ilgili sıra dışı bilgiler!

1. Franz Kafka

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yahudi edebiyatçı Franz Kafka’nın inancı gereği yaşadıkları buhranlar az çok bilinir. Bunlardan akla en çabuk gelenleri arasında utanç yer alır. Ayrıca babasının da ona olan otoriter tavrı Kafka’nın içe dönük, narin bir tabiata sahip olmasında önemli etkenler arasında. Bu onda karanlıkta kalma, gizlenme, açığa çıkmama şeklinde belirir. Yaşadığı dönemde edebî bir şöhrete de kavuşamayan Kafka, bu hususta yakın arkadaşı Max Brod’a kendisinden kalan her şeyi yakmasını rica ettiği bir mektup yazar. Eğer Max Brod Kafka’nın bu isteğini yerine getirmiş olsaydı biz belki de bu büyük çağdaş dünya edebiyatçısını tanımayacaktık. Yazdığı iki mektup şöyle:

Sevgili Max

Son arzum: Benden geriye kalan her şey… defterler, el yazıları, mektuplar, bana ait olanlar ve başkalarından gelenler, taslaklarım olduğu kadar –sende veya başkalarında kalan ve senin benim için onlardan geri alacağın– yazı ve notlarım da okunmaksızın son sayfasına kadar yakılmalı. Sana teslim edilmeyen mektuplarsa en azından onlara sahip olanlar tarafından dürüstçe yakılmalı.

Sevgilerimle, Franz Kafka.

Yazarın bazı eserlerini ayıkladığı diğer notu da şudur:

Sevgili Max,

Bir ay kadar süren, zatürre olması muhtemel akciğer ateşinden sonra muhtemelen bu sefer iyileşemeyeceğim. Ve iyileşemeyeceğimiz yazmak bile –yazmakta net bir güç olmasına rağmen– onu engelleyemez. Dolayısıyla bahsettiğim olasılığa göre yazdığım her şeyle ilgili son arzum: Bütün yazılarım içerisinde kalabilecek olanlar Yargı, The Stoker, Dönüşüm, Ceza Kolonisi, Köy Hekimi ve kısa öykülerden oluşan Açlık Sanatçısı… Ancak bunların haricinde bana ait olan her şey… bütün bu şeyler istisnasız yakılmalı, ve sana yalvarırım mümkün olan en kısa sürede yap bunu.

2. Ray Bradbury – Fahrenheit 451

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bilim – kurgu ve fantastik edebiyatta, yazdığı “Fahrenheit 451” ile sağlam bir yer kazanan yazar distopik edebiyatın da –Zamyatin, Huxley, Orwell ile beraber– öncülerinden biri. Kitapların insan için kötü olduğu gerekçesiyle yakıldığı, televizyonun toplumu uyuşturduğu kara bir dünyayı anlattığı Fahrenheit 451’in isminin geldiği yer de ilgi çekici. Bradbury eseri için bir isim düşünürken Los Angeles İtfaiye Teşkilatı’nı arar ve kağıdın kaç derecede yandığını sorar. Aldığı cevap bu distopik klasiğin de ismi olur: “Kağıdın yanma sıcaklığı Fahrenheit 451’dir.”

3. Jack London – Martin Eden

Image may be NSFW.
Clik here to view.
kitaplar ilginç bilgiler

Gece gündüz yazar olma düşü gören ve bu uğurda çok fedakârlıklar yapan Martin Eden karakteri ve romanı, Jack London’ın başyapıtlarından olup yarı otobiyografik bir eser. Eser yazarın yaşadığı 1900’lü yılların başında ve ABD’nin California eyaletinde geçer. Romanın bir bölümünde sosyalist ve işçi sınıfının nutuklar attığı Belediye Parkı var. Martin Eden’ın bir dinleyici olarak katıldığı bu gösterilere yazarımız Jack London da katılmış, entelektüel ve siyasi çevresini genişletmiştir. Yarattığı Martin Eden karakterinin aksine, London da o Belediye Parkı’nda çok ateşli nutuklar atmıştır.

4. Chuck Palahniuk – Dövüş Kulübü

Image may be NSFW.
Clik here to view.
kitaplar ilginç bilgiler

Brad Pitt, Edward Norton, Helena Bonham Carter’ın oynadığı meşhur Dövüş Kulübü’nün, yer altı edebiyatının en önemli temsilcilerinden Chuck Palahniuk tarafından yazılan bir roman olduğunu herkes bilir. Üniversite yıllarında yazar olmayı hiç düşünmeyen Chuck Palahniuk oto tamirciliği yaptığı sıra 1996’da bir edebiyat grubuna katılır ve “Kargaşa Projesi” adlı kısa bir hikaye yazar. Bu öykü çok kısa süre sonra yazarın detaylandırmalarıyla Dövüş Kulübü’ne dönüşür. Pek çok yayımcının kapısından eli boş dönen, ilk romanını yayımlatmak için epey uğraşan yazar reddedildikçe daha da yer altı ürünler ortaya çıkarmaya başlar ve başyapıtı Dövüş Kulübü nihayet yayımlanır.

5. Orhan Pamuk – Kar

Image may be NSFW.
Clik here to view.
kitaplar ilginç bilgiler

Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan tek Türk yazarı Orhan Pamuk roman yazma prensiplerinden bizzat kendisi bahseder. Hemen her romanı tam anlamıyla yılların, hatta bazen on yılların ürünüdür. Yazmadan önce eserinin konuları hakkında bir gazeteci misali araştırmalar yapan, hatta yaratacağı karakterleri gerçekçi kılmak adına günlük hayattan gerçek insanlarla röportajlar yapan Pamuk Kar romanı için de seyahat etmiştir. Yazarın “İlk ve son siyasi romanım” dediği Kar’ın bir kısmı Kars’ta geçtiğinden yazar da bir müddet gidip Kars’ta kalmıştır. Romanın bir kısmı da Almanya ile ilgili olduğundan Almanya’ya da gidip kalan yazar, tabiri caizse yazacağı romanı deneyimleyip sonradan kaleme dökmektedir.

6. Gogol – Ölü Canlar

Image may be NSFW.
Clik here to view.
kitaplar ilginç bilgiler

19. asır Rusya’sını anlatan Ölü Canlar, diğer dönem örnekleri gibi bir başyapıt ve Rus edebiyatını bugünkü büyüklüğüne getiren eserlerden biri. İki ciltten oluşan romanın müellifi Gogol “manik depresif psikoz” idi ve bu hastalığı onu yaşamı boyunca uğraştırdı. Manik durumda bitip tükenmeyen bir enerjisi vardı ve sanatsal yaratımı da bu sırada zirveye çıkıyordu. Ama depresif sahaya geçti mi işler sarpa sarıyordu. O dönem tanı koyulamadığından tedavisi bulunamayan bu hastalık Ölü Canlar adlı esere de yansımıştır. İkinci cildi yazarken yaşadığı ruhsal sıkıntılar onun ikinci cilde dair ne var ne yoksa ateşe atmasına sebep oldu. İlk ciltte yarattığı olumsuz tiplerin aksine ikinci ciltte olumlu karakterler yaratmayı denemiş, ancak dönem Rusya’sında böyle tipler bulamamıştır. Özetle; romanın ikinci cildi yazarın ateşe attığı sayfalardan kurtarılanlarından hareketle Rus editörlerin tamamladığı bölüm olmuştur.

7. İvan Gonçarov – Oblomov

Image may be NSFW.
Clik here to view.
kitaplar ilginç bilgiler

Tüm dünyayı etkisi altına alan Oblomov, Gonçarov’un başyapıtı olup Rus edebiyatının öncüllerinden biri. Esere de adını veren Oblomov karakteri dönemin Rusya’sındaki trajikomik bir karakter olmakla beraber genel olarak tüm Doğu toplumlarına da mâl ediliyor. Derin bir kişiliği olan ama günlük hayatta yapması gerekenleri sürekli erteleyip miskinliğe esir düşen Oblomov çoğu okuyucunun da kendisinden bir parça bulduğu bir karakter. Hatta Lenin de şöyle der: “Rusya üç devrim geçirdi, ama gene de Oblomov’lar kaldı; çünkü Oblomov’lar yalnız derebeyler, köylüler, aydınlar arasında değil, işçiler, komünistler arasında da vardır. Onu adam etmek için daha çok zaman yıkamak, temizlemek, sarsmak, dövmek gerekecektir.” Eserin yazarı Gonçarov Batılılaşmak yolunda Oblomov’un zıttı olan bir karakter de ortaya koyar: Alman vatandaşı olan Ştolts. Hayattan saklanmayan, hesap kitap yaparak yaşamını disipline eden bu karakter yazara göre ulaşılması gereken ideal insan tipidir. Rusya’nın manevi zenginliğini kolay kolay terk edemeyen Dostoyevski ve Tolstoy ise bu karakterden nefret eder.

8. Reşat Nuri Güntekin – Gizli El

Image may be NSFW.
Clik here to view.
kitaplar ilginç bilgiler

Milli Eğitim Müfettişliği, Paris Kültür Ataşeliği, UNESCO Türkiye temsilciği gibi görevlerde bulunan yazarımız Reşat Nuri Güntekin’in ilk romanıdır. Yazarın Sedat Simavî adlı arkadaşı, çıkaracağı bir dergide yayımlanması için Güntekin’den bir roman yazmasını ister. Teklifi kabul eden yazar dönemin gerçeklerini anlatacağı bir roman yazmaya yönelir ve ortaya bir hiciv romanı çıkar. Ancak Damat Ferit Paşa gibi politik çevreleri rahatsız edeceği düşünüldüğünden gazetede tefrika edilen eser epey sansürlenmiştir. Buna oldukça sinirlenen Güntekin yine de arkadaşını yarı yolda bırakmak istemez. Sosyal adaletsizlikleri ifade eden ‘’Gizli El’’ böylece, aşktan bahseden ve elin sahibinin de güzel bir kadına dönüştüğü, başlangıcıyla alakasız bir roman olarak ortaya çıkar.

9. Adnan Veli – İstanbul Batakhaneleri

Image may be NSFW.
Clik here to view.
kitaplar ilginç bilgiler

Şair Orhan Veli’nin gazeteci kardeşi Adnan Veli’nin kılık değiştirip İstanbul’un tehlikeli mekanlarına girerek kaleme aldığı bir yazı dizisidir. Gazetede tefrika edilen ve seksen yedi gün süren yazı dizisinde Adnan Veli Bey sıradan vatandaş kılığına girip kumarhane, genelev, pavyon, hayat kadınlarıyla dolu olan sokaklar arasında gidip gelir. Gazeteciliğin tehlikeli bir kolu olan bu görevinde Adnan Bey çok başarılı bir iş çıkarmıştır ve ortaya dönemin gerçekçi bir İstanbul portresini koymuştur.

10. Erasmus – Deliliğe Övgü

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bir Rönesans adamı olan Erasmus, hümanizmin de en meşhur ve güçlü temsilcilerinden biri olmuştur. Deliliğin dile gelip konuştuğu ve oldukça hiciv içeren eser Erasmus’un vaktini boş geçirmek istemeyişinden ortaya çıkar. 1508’de yakın arkadaşı Thomas More’a yazdığı mektubunda Erasmus şunları diyor: ‘’İtalya’dan İngiltere’ye giderken, at sırtında geçirdiğim zamanı aptalca ve cahilce masallarla harcamamak için, birlikte yaptığımız çalışmalara dönmeyi, dostlarımla eğlendiğim zamanları yeniden hatırlamayı seçiyordum. (…) Böylelikle vakit geçirmeme değecek bir şeyler yapmaya karar verdim ve Deliliğe Övgü’yü yazmayı düşündüm.’’ Bizzat Thomas More’a adadığı bu eserin fikrini de arkadaşının soyadının yaptığı çağrışımdan alır. ‘’More’’ soyadı yazara ‘’delilik’’ anlamına gelen ‘’Moria’’ kelimesini hatırlatır ve böylece ortaya bugünün klasiklerinden biri çıkar.

11. John Steinbeck

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Nobel Edebiyat ve Pulitzer Ödülü’nü kazanan büyük yazar, işçi sınıfı yazınında da önemli bir yere sahiptir. Ancak hiç kimse geldiği yere güle oynaya, hiç zorluk çekmeden gelemeyeceği için onun erken dönemleri de zorlu geçmiştir: Pek çok işte çalışan Steinbeck sonunda dağ evi bekçiliği yapmaya başlar ve işi de ona rahat bir yazma ortamı sağlar. “Cup of Gold” adlı bir eserini burada meydana getiren yazar, yayıncıların ardı ardına reddetmesi üzerine bunları yok eder. Daha sonra bildiğiniz gibi Gazap Üzümleri, Fareler ve İnsanlar gibi başyapıt kitaplar ortaya çıkmıştır.

Edgar Allan Poe Kimdir? Gotik Edebiyatın Mimarı Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

Charles Bukowski’ye atfedilen şöyle bir söz var: “Bazı insanlar hiç delirmezler, kim bilir ne korkunç bir hayat sürüyorlar.” Buradaki ince ayrım tahmin edebileceğiniz üzere, başına gelen felaketlere rağmen hala saplantının çağrılarına kulak vermeyen insanlar üzerine. İşte Edgar Allan Poe da bu tarife uyan biri dersek bu hatalı bir tarif olmaz. “Neden?” derseniz; onu büyük zorluklar, kayıplar içinde geçen yaşamını okuyunca daha iyi anlayacağız. Dedektif öykülerinin, polisiye edebiyatın babası, “Kuzgun” şiiriyle ciddi sükse yapan, kısa öykücülüğün günümüzdeki haline ulaşmasında büyük payı olan Edgar Allan Poe’dan bahsedeceğiz. İstese yaşadıklarından ötürü saplantılara kulak verip suça karışabilecek ama tüm bu enerjisini yazıya dökmeyi tercih eden bir yazardan. Haydi!

Edgar Allan Poe 19 Ocak 1809’da Amerika Birleşik Devletleri’nin Massachusetts Eyaletinin başkenti Boston’da hayata gözlerini açar

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yazar, aktris olan annesi Elizabeth Arnold Hopkins Poe ve bir aktör olan babası David Poe çiftinin ikinci oğullarıdır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Babası, Poe henüz 1 yaşlarındayken evi terk eder ve dahası annesi de 1811’de hayatını kaybeder. Şair bu nedenle neredeyse daha gözünü açar açmaz öksüz ve yetim kalır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Diğer iki kardeşi gibi kendisi de bakıcı bir aileye verilen Poe, Virginia’daki İskoç bir tütün tüccarı olan John Allan ile eşi Frances tarafından büyütülür

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bu aile, şairi himayesi altına alır ancak resmî olarak hiçbir zaman evlat edinmez

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ebeveynlerini, yüzlerini dahi hatırlayamayacak kadar erken kaybeden Poe ne tam bir ailenin içine girebilir ne de tamamen başıboş kalır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

1815’te Londra’ya yerleşen tütüncü Allan ailesi, ertesi sene şairi Chelsea’da bir yatılı okula gönderir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

6 yaşında, bir aile ve hamiden uzakta, yatılı bir okulda bir başına kalan Poe 1818’de de bir başka okula yatılı olarak yazılır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Poe’yu himayesi altına alan Allan ailesi 1820’de Amerika’daki bir sahil eyaleti olan Virginia’ya döner ve şair de eğitimini burada sürdürür

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yavaş yavaş olgunlaşmaya başlayan Edgar Allan Poe 1820’lerin ortasında Virginia Üniversitesi’nde Latince üzerine eğitim alacağı Klasik ve Modern Diller bölümüne girer

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Kendini kumara kaptıran yazar, bir tür yapay ailesi olan John Allan’ın kapısını çalsa da tütün tüccarı şairin kumar borcunu ödemez. 1826 Aralık’ında okuldan ayrılan Edgar Allan Poe, John Allan’la yaşadığı sorunlar nedeniyle ertesi sene Boston’a yerleşir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bir aileden mahrum, her yerde birazdan gidecekmiş gibi misafir olan Edgar Allan Poe ilk şiir kitabı Tamerlane and Other Poems’i (Timurlenk ve Diğer Şiirler) de 1827’de yayımlar

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Aynı yıl orduya yazılan şair 1828’de başçavuşluğa kadar yükselir ve hayatına bir nizam gelmeye başladığından John Allan’la aralarındaki buzlar çözülür

Image may be NSFW.
Clik here to view.

1829’da, 20 yaşındayken ikinci şiir kitabı Al Aaraaf, Tamerlane, and Minor Poems (Al Aaraaf, Timurlenk ve Kısa Şiirler) yayımlanır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Harp okuluna atanmayı başaran Poe buna rağmen ordu hayatından memnun değildir ve emirlere riayet etmediği için 1831’de askerî mahkemeye çıkarılır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Hakkında askerlikten uzaklaştırılma kararı çıkarılan yazar burada dikiş tutturamaz ve Baltimore’daki halasıyla kuzeninin yanına taşınır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Aksiliklerin sökün ettiği yaşamı onun peşini bırakmaz ve 1831’de kardeşlerinden birini kaybeder

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Kendini yazmaya vermiş olan edebiyatçı 1832’de bir yarışmaya beş hikayesini yollar ve 1833’te de edebî bir derginin yarışmasında birinciliği kazanır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ailesinin kaybettikten sonra kendisine yıllarca bakan John Allan 1834’te hayatını kaybettiğinde şaire servetinden hiçbir şey bırakmaz

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ertesi yıl bir dergide editör olmayı başaran Edgar Allan Poe bu sahada çevresini giderek genişletir ve Baltimore’da yanına yerleştiği kuzeniyle 1836’da evlenir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ailesini alıp önce New York’a, 1838’de de Philadelphia’ya giden Edgar Allan Poe başkaca dergilerde de editörlük görevini sürdürür

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ertesi sene ilk öykü kitabı ve derlemesi olan Tales of the Grotesque and Arabesque (Grotesk ve Arabesk Öyküler) yayımlanır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Dergilerde editörlüğü sürdüren Poe 1843’te düzenlenen bir edebiyat yarışmasında da ödül kazanarak yazarlık kabiliyetini pekiştirir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

1844’te eşiyle New York’a döner ve ertesi yıl editörlük yaptığı bir derginin sahibi olmayı başarır

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Dedektif ve polisiye öykülerinin kadim yazarı olan Poe, sanki hayat ona fırsat verse yapacaklarının katbekat fazlasını gerçekleştirecek gibidir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ancak hayat ona adeta destek olacağına köstek olur ve yeterince ölüm görmemiş gibi bu defa 1847’de karısını kaybeder

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Çocukluk aşkı, kendisi gibi dul kalan Elmira Royster Shelton’la 1849’da nişanlanır, ancak hayat onu duraklatmaktan bıkmamış gibidir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Aynı yılın Ekim başında bilinci yarı kapalı vaziyettedir ve 7 Ekim 1849’da sebebi bugün de bilinmeyen bir şekilde yaşamını yitirir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Baltimore’un Old Westminster Mezarlığına isimsiz bir mezarla defnedilen Edgar Allan Poe’nun Morgue Sokağı Cinayeti eseri ilk dedektiflik öyküsü olarak kabul edilir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

1949’dan beri, Edgar Allan Poe’nun doğum yıl dönümünde şairin mezarına gelen gizemli bir ziyaretçi vardır. Yazarın eşi ve teyzesiyle beraber yattığı mezara üç gül ve bir şişe Fransız konyağı bırakır. Bu geleneği 2009’a kadar sürdüren siyah paltolu, şapkalı gizemli ziyaretçi de ayrı bir sır olarak kalmıştır.

Onca yaşadığına rağmen edebiyat tarihinde böyle bir ilke imza atan yazar belki de öfkesinin üstesinden kalem tutarak gelir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Fransız yazar ve psikanalist Marie Bonaparte şair hakkında şunları söyler: “Garip, dengesiz ve saplantılarla dolu yapısının kendini cinayete ya da deliliğe sürüklemesini önlemek için, Poe’nun elinin altında bir başka zehir vardı. Herkesin aynı rahatlıkla kullanamayacağı bir zehir: Güzel ve özenli yazısıyla, arada bir derin üzüntüsünden ayrılmasını sağlayan, ürkünç, kasvetli ama avutucu imgeleri kağıda döktüğü mürekkepten söz ediyorum.”

Bilim – kurgu ve fantastik edebiyata da esin kaynağı olan Edgar Allan Poe özellikle gotik edebiyat dendi mi akla gelen galiba ilk isimdir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ender bir gözlem gücüne ve namütenahi bir hayal alemine sahip olan Edgar Allan Poe tüm dünyada olduğu gibi bizde de en çok Kuzgun şiiriyle bilinir

Image may be NSFW.
Clik here to view.

1845’te kaleme aldığı Kuzgun kelimelere dayalı müzikal bir efekte sahiptir ve ‘’zaman’’ kelimesinin tekrarıyla meşhur

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Büyük edebiyatçılarımızdan Ülkü Tamer’in çevirisiyle Kuzgun’dan bir bölüm:
Ortasında bir gecenin, düşünürken yorgun, bitkin
O acayip kitapları, gün geçtikçe unutulan,
Neredeyse uyuklarken, bir tıkırtı geldi birden,
Çekingen biriydi sanki usulca kapıyı çalan;
“Bir ziyaretçidir” dedim, “oda kapısını çalan,
Başka kim gelir bu zaman?”

Ah, hatırlıyorum şimdi, bir Aralık gecesiydi,
Örüyordu döşemeye hayalini kül ve duman,
Işısın istedim şafak çaresini arayarak
Bana kalan o acının kaybolup gitmiş Lenore’dan,
Meleklerin çağırdığı eşsiz, sevgili Lenore’dan,
Adı artık anılmayan.

İpekli, kararsız, hazin hışırtısı mor perdenin
Korkulara saldı beni, daha önce duyulmayan;
Yatışsın diye yüreğim ayağa kalkarak dedim:
“Bir ziyaretçidir mutlak usulca kapıyı çalan,
Gecikmiş bir ziyaretçi usulca kapıyı çalan;
Başka kim olur bu zaman?”

Kuyu ve Sarkaç (1842), Kızıl Ölümün Maskesi (1842), Kara Kedi (1843), Çanlar (1844) Edgar Allan Poe’nun en meşhur diğer eserleri;

Image may be NSFW.
Clik here to view.

O kadar çok kişiyi, özellikle de yazarları etkilemiştir ki kimse onun hakkını vermekten, büyüklüğünü anlatmaktan çekinmez

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Rus edebiyatının en büyük isimlerinden Dostoyevski polisiye edebiyatın bu başat ismi hakkında şunları söyler: “Poe’nun sadece kendine has olan ve onu bütün diğer yazarlardan ayırt eden özelliği, hayal gücünün olağanüstü genişliğidir.”

Fransız şiirinin avangart ismi Charles Baudelaire’in de şairden etkilendiği su götürmez bir gerçek

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Charles Baudelaire de yazar hakkında şu sarsıcı açıklamaları yapar: “Sarhoş, yoksul, ezik, dışlanmış Edgar Allan Poe, dingin ve erdemli bir Goethe’den ya da Walter Scott’tan çok daha fazla hoşuma gidiyor. O ve onun gibi özel yapıdaki adamlar için şöyle diyeceğim: ‘Bizler adına acı çektiler.’ ”

Edgar Allan Poe bugün hala polisiye edebiyattan, dedektiflik öykülerinden söz edildiğinde adına atıf yapılacak kadar kudretli

Image may be NSFW.
Clik here to view.

1960 Darbesi Askerlerini Etkileyen “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” Kitabından Alıntılar

20. yüzyılda Rusya’nın en bilinen papazlarından biri olan Grigory Spiridonoviç Petrov; bu görevi dışında bir halk yazarı ve etkili bir hatipti. 1908 yılında Kilise yönetimine karşı yazdığı mektupta yer alan eleştiriler yüzünden aforoz edildi. Papazlık rütbesinin kendisinden alınmasıyla ünü daha da arttı, böylece kendisini tamamen yazarlığa verdi. Ekim Devrimi sebebiyle ülkesinden kaçmak zorunda kalmasına rağmen yazarlığı ve hatipliği bırakmadı. Birçok ülkede konferanslar verdi ve eserlerini kaleme aldı. Gezdiği yerler arasında en çok Finlandiya’dan etkilendi. Öyle ki çoğunlukla Finlandiya seyahatindeki notlardan oluşan ve Finlandiya aydınlarının cehaletle savaşını anlatan bir eser yazdı ve eseri ilk kez 1923’te, Saraybosna’da basıldı. Eser o dönemde birçok dile çevrildi. Başta Türkiye’de olmak üzere, Bulgaristan’da ve Yugoslavya Krallığı’nda en çok beğenilen eserlerden biri haline geldi. Petrov’un kitaplarının başarısı Türkiye’ye göç eden Bulgaristan Türkleri yoluyla Türkiye’ye ulaştı. Eser, 1928 yılında Bulgarca’dan Türkçe’ye çevrilip basıldı. Özellikle Ali Haydar Taner’in çevirisi ile yayımlanan Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı yapıt, Türkiye’deki aydınların dikkatini çekti. Kitabın içindeki fikirler ülkede uygulanması gereken bir eğitim ve kalkınma modeli olarak görüldü. Eser, 2008’e kadar dört defa Türkçe’ye çevrildi ve en az kırk bir baskı yaptı.

1960 Darbesi sonrasında darbeyi yapan askerlerden oluşan Milli Birlik Komitesi ile röportaj yapıldı. Röportaj o dönemde Cumhuriyet gazetesinde yazıları yayınlanan usta yazar Yaşar Kemal tarafından yapıldı. Askerlerden alınan cevaplara göre çoğunluğunun okuyup etkilendiği eserlerden biri de “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” idi.

1. “Finlandiya, Fin dilinde bataklıklar ülkesi anlamına gelen ‘Suomi’ adıyla anılmaktaydı.”

Image may be NSFW.
Clik here to view.

“Finler kendilerine ‘Suomi’ derler ve çok sevdikleri ülkelerini ‘Suomi’ diye tanımlarlar ki bu ‘bataklık arazisi’ anlamına gelmektedir. Fin milletinin hayatında başlıca iki şey kayda değerdir: Birincisi, Rus ihtilaline kadar Finlerin bağımsız bir hayatlarının olmayışı; ikincisi ise bu milletin başlı başına büyük güç sayılacak ve kendilerine önderlik edecek büyük adamlar yetiştirmemiş olmasıdır. Finlerin sahip oldukları büyük kültür ve medeniyet, halkın bizzat kendi çabasının ürünüdür.”

2. “Carlyle göre halk kitleleri, cansız bir balçık yığını olup heykeltıraş eli dokunmadığı sürece öyle kalacaktır.”

Image may be NSFW.
Clik here to view.

“Fakat sonunda bir sanatkâr, büyük bir şahsiyet ve kahraman – Sezar, Napolyon, Büyük Petro, Sokrates, Muhammed- ortaya çıkar ve bu balçık yığınını eline alarak ona çeşitli şekiller verir. İnsanlardan ve kitlelerden istediğini yaratır. Özetle bir halkın ve hatta bütün insanlığın tarihini belli kişiler ve güçlü iradeye sahip kahramanlar şekillendirir. Büyük şahsiyet? Kahraman, gerçekten de şimşektir, fakat halk kitleleri bir balçık veya ot yığını değildir. Halk içinden şimşeğin çıktığı bir buluttur. Bulut elektrik yükü ile dolduğu zaman şimşek çakar. İçerisindeki elektrik olmayan bulutsa sadece bir su buharı birikintisidir, şimşek çaktırmaz. Halk da bulut gibidir. Kimliğinde kahramanlık ve büyüklük ruhu yaşayan bir halk büyük insanlar ve kahramanlar da yetiştirebilir. Sadece soğuk bir sisten ibaret olan halk kitlelerinin şimşek çaktırmasını ise hiçbir güç sağlayamaz.”

3. “Bütün Suomi’yi büyük bir aile kabul ediniz…”

Image may be NSFW.
Clik here to view.

“Bütün ülkeye de o gözle bakınız. Unutmayınız ki, en yoksul kömürcü, kantarcı, hizmetçi ve dul kadın, bütün bir Fin milleti, sizin kardeşleriniz, hemşehrileriniz ve yurttaşlarınızdır. Bunları eğitmek ve uygarlıkta daha kadim olan milletlerin arasına sokmaksızın görevinizdir. Unutmayınız ki, halkın cehaleti, kabalığı, alkol düşkünlüğü, hastalıklı oluşu, sefaleti, kötü ahlâklı oluşu, bütün bunların hepsi sizin kendi utancınız ve suçunuzdur.”

4. “Dante’nin cehenneminde yaşanan dehşet gerçek değildir.”

Image may be NSFW.
Clik here to view.

“Güçlü yazarlarımızdan olan sayın Doktor ve Papaz, eserlerine uydurma şeyleri yazmamışlar ve sizleri öfkelendirmemek için olayları tek yanlı ele almamışlardır. Bunlar sadece bulundukları köylerde yaşayan halkın hayatına yakından tanıklık ederek, gerçekleri olduğu gibi yansıtmışlardır. İnsanı dehşete düşüren gerçekleri öğrenenler “1,5 milyon insanımızın böyle bir hayat sürmesine nasıl dayanabiliriz? Bu durumun suçlusu biziz!..” diyorlar. Kitapları okuyunca dehşete düşen diğer bir kesimse “Acaba bu insanlar böyle hayata nasıl tahammül edebiliyorlar? Bunlar azizler zümresinden midir, yoksa iki ayaklı birer hayvan mıdırlar? Bu hayat Dante’nin tasvir ettiği cehennem manzarasından daha korkunçtur. Nitekim Dante’nin cehenneminde insanlar işledikleri günahlardan dolayı azap çekiyorlar. Bu insanların yaşadığı ıstırabın sebebi nedir? Nihayet Dante cehenneminde yaşanan dehşet gerçek değildir. Baştan sonra dahi yazarın hayal gücünün ürünüdür. Burada tasvir edilen korkunç ıstıraplar ise gerçektir.”

5. “…Her zaman ve her yerde hep aynı şey olmuştur.”

Image may be NSFW.
Clik here to view.

“Napolyon Fransa’da doğabilirdi fakat eski barışsever Çin’de bir Napolyon dünyaya gelemezdi. İngiltere doğanın temel kanunu olan yaşam mücadelesi öğretisinin yaratıcısı Darwin’i, Rusya ise kötülükle mücadele edilmesi gerektiği fikrini savunan Tolstoy’u yetiştirdi. Başka türlü de olamazdı zaten. Her zaman ve her yerde hep aynı şey olmuştur. Almanya’yı I. Dünya Savaşı’na sokan II. Wilhelm değildir. Ama Almanlar’ın savaşçı ve zorba ruhu Bismarklarda, Wilhelmlerde, Hindenburglarda ve Ruhrbachlarda bir ifade biçimi bulmuştur. Eski Roma’yı Neronlar, Karakallalar ve Komodlar yıkmamıştır. Ancak her şeyde ihtiras sahibi İspanya, dünyaya Loyola’yı; Almanya ise Krupp’u yetiştirmiştir.”

6. “Aydın olmak gösterişli bir kıyafet giymek değil yahut kolalı bir yaka ve modaya göre şapkayla dolaşmak değildir. Aydınlar halkın beynidir.”

Image may be NSFW.
Clik here to view.

“… yahut kolalı bir yaka ve modaya göre şapkayla dolaşmak değildir. Aydınlar halkın beynidir. Halk bizi eğitimimiz bittikten sonra iyi maaşlı bir işe girerek, akşamları lokantalarda oturmak veya sözde ‘okuma salonlarında’ kağıt veya domino oynamak için yetiştirmedi. Bu hayatı yaşayanlar aydın değil aydın süprüntüleridir. Aydın olarak sizlerin vazifesi halkın zekasını, vicdanını, irade ve enerjisini uyandırmak ve harekete geçirmektir. Halkın düşünme yeteneğini canlandırmak, işçileri, köylüleri ve toplumun alt kesimlerini daha iyi bir hayat kurmak için ne yapmaları konusunda eğitmek;sizin göreviniz budur.”

7. “Meşhur bir atasözü vardır: “Yeni toplumlar, kendileriyle birlikte yeni şarkılar getirir.”

Image may be NSFW.
Clik here to view.

“Gün geçtikçe insan nesilleri değişiyor, yenileniyor. Her nesil, kendisiyle birlikte yeni kavramlar, arzu ve istekler getiriyor. Yeni nesillere artık eskimiş, gerçekten zamanı geçmiş yönetim tarzları zorla uygulanamaz. Yeni nesillere, daha yeni, daha akla uygun, daha adaletli, daha sağlam temellere dayanan yönetim tarzlarının uygulanması gereklidir. Aklı başında yöneticilere sahip ülkelerde, artık bu işler böyle yapılmıyor. Bu memleketlerde sarsıntılara ve yıkıntılara meydan vermeden, halkın yönetimi için daha çok bilgi ve düşünce isteyen, daha adaletli yollara başvuruluyor.”

8. “Asla unutmayınız ki, biz milleti uyandırmak için çıktığımız yolun henüz başındayız. Bizler yeni eğitim ordusunun öncüleriyiz…”

Image may be NSFW.
Clik here to view.

“Cehaletle mücadele ederken tüm zorluklara göğüs germek zorundayız. İlk zamanlar belki bizi anlamayacaklardır. Fedakârlıklar yapmalıyız. Belki içimizden kurbanlar vereceğiz. Bu zorunludur, kaçınılması imkânsızdır. Ben sizleri fedakârlığa davet ediyorum. Yalnızca kendini feda etmeye hazır olanları çağırıyorum. Affedersiniz, açıkça söylemek istiyorum! Her meslekte olduğu gibi öğretmenler arasında da mesleklerine yabancı kimseler vardır. Bunlar meslekte çırak bile değildirler. Bunlar öğretmenlik görevini hor gören mesai düşkünleridirler. Böylelerine dostça öneride bulunuyorum. Mesleklerini terk etsinler. Kendilerine daha başka iş arasınlar!.. Gitsinler, tüccar olsunlar… Resmi kurumlarda memur olsunlar.”

9. “Tanrı sana ceza vermemişse kendini düzeltmeni beklemiştir.”

Image may be NSFW.
Clik here to view.

“…Ev sahibi beni sakince dinliyor, yalnız arada bir ellerimi ve başımı okşuyordu. Hikâyem bittikten sonra papaz gülümseyerek sordu: Demek siz Tanrı’yla mücadele ediyorsunuz. Tanrı’yı kızdırmak için de kiliseleri soyuyor ve iyi insanları öldürüyordunuz. Siz çok budala ve sefil bir adamsınız.
-Ama Tanrı varsa, niçin benim cezamı vermiyor?
Yavrum sen Tanrı’yı kendin gibi sanarak onunla uğraşmaya kalkmışsın. Tanrı senin gibi canilere benzemez ki sana karşılık versin. Eğer Tanrı senin cezanı vermemişse, kendini düzeltmeni beklemiştir. Önce o Küçük Johan nasıl iyi ve masum bir çocuktuysa, sen yine öyle olmaya çalış.”

10. “…İşte böyle bir değişim, her ülkede, her kentte, her ilçede ve unutulmuş, terk edilmiş her köyde yaşanabilir.”

Image may be NSFW.
Clik here to view.

“Finlandiya’nın bugünkü hâliyle, çocukluğundaki durumunu kıyaslarken, şöyle bir tablo tasavvur ediyorum: Büyük bir harabe ev… Bütün pencereleri örtük… Dışarıdan bakıldığında metruk bir ev izlenimi veriyor… İçerisi karanlık, boğucu, rutubetli ve ağır havası olan bu ev, büyük bir mezarlığı andırıyor. Ama birtakım genç, korkusuz ve güçlü insanlar çıkıp geliyor. Çok neşeli ve zeki insanlar… Hemen evin perdelerini çekip, pencerelerini açıyorlar. Evin içine gün ışığı, temiz hava ve çiçek kokuları doluşuyor. İçeriye canlılık katıyor. Binanın dışı da onarım görüyor, yenileniyor. Çevredeki insanlar da artık cinli-perili bir evden kaçar gibi bu evden uzaklaşmıyorlar. Yanına gelip, yenilenen binayı hayranlıkla seyrediyorlar. İşte böyle bir değişim, her ülkede, her kentte, her ilçede ve unutulmuş, terkedilmiş her köyde yaşanabilir. Bunun için yalnızca dinamik fikirli, uyanık ruhlu ve uygarlık yolunda çalışmaktan yorulmayan, usanmayan; aksine heyecan ve zevk duyan insanlara ihtiyaç vardır.”

Kaynak: 1, 2, 3, 4, 5

Alvin Toffler’ın 50 Yıl Önce Kaleme Aldığı “Şok” Adlı Yapıtından Günümüze Dair Çarpıcı Gerçekler

Alvin Toffler, Şok kitabını 1970 yılında yayımladığında kitap hakkını vermiş ve geniş bir coğrafyada “şok” etkisi yaratmıştı. On yılı aşkın bir süre sonra ülkemizde de yayımlanan kitap, şokun yaşandığı coğrafyayı genişletmişti.

Değişmeyen tek şeyin değişim olduğu önermesini 2500 yılı aşkın süre önce belirten Heraklitos’un haklı olduğunu kanıtlayan Toffler, yarım asır önce yayımladığı bu “şok” ile dünden bugüne (dolayısıyla bir anlamda bugünlerden yarınlara) ışık tutan Şok, geleceğin karamsar tablosunu anlatıyor.

Alvin Toffler Şok yaratıyor ve kalıcılığın geçiciliğe evrildiğini kanıtlıyor

Image may be NSFW.
Clik here to view.
Alvin Toffler, Şok
 Alvin Toffler, Şok’ta önce avcı-toplayıcı toplum özelliklerinden bahsediyor ve bu dönem için anı yaşamanın daha önemli olduğunu, yarının düşünülmediğini aktarıyor. Çünkü yarını düşünmek için hızlanmış bir hayat yok ve yine çünkü yiyecek bulup yemek, yer bulup barınmak atalarımızın esas amaçları arasında yer alıyor.

Kitabın odak noktası değişim… Değişime paralel olarak hızlanan yaşamın insanı getirdiği nokta irdeleniyor ve kalıcılığın sağlanması için sebeplerin nasıl ortadan kalktığını gösteriyor.

Şok: Geçiciliğin kalıcılığa başkaldırısına yönelik müthiş tespitler

Image may be NSFW.
Clik here to view.
Alvin Toffler, Şok
Alvin Toffler, geçiciliği “kullan-at” olarak özetliyor. Üretilen, satın alınan ve kullanma süresinin daha da kısalmasıyla yenilerinin alınmasını gerekli kılan ürünler yeni dünya düzeninin bileşenlerinden biri haline geldi. Çok satış, çok alış ve tüketim toplumu. Çünkü geçicilik, kalıcılığı yok etti.

Günümüzün tüketim anlayışını düşündüğünüzde Toffler’ın ne kadar haklı olduğunu görmek o kadar kolay oluyor ki… Toffler, bu “kolaylığı” bakın nasıl anlatıyor:

“…İnsan ilişkilerindeki değişime paralel olarak, insan nesne ilişkileri de kâğıt peçeteler, mendiller, havlular, pet şişeler, hazır yiyecek kapları gibi ürünlerle ‘kullan at’ tarzına dönüşmüştür.
…Hızlı yaşam, göçebe niteliğe sahip bir toplum yaratmıştır. Uzaklık kavramı, anlamını tamamen yitirmiştir. Günümüzdeki anlayış, insanların gerek iş amaçlı ve gerekse de eğlenmek için çok gezmesini şart koşuyor. Bu hareketliliğin teknolojik simgesi ise ‘otomobil’ oluyor. Mülkiyete bağlı yaşam, artık daha az özgür olarak tanımlanıyor. Bu nedenle ev kiralama da ev edinmeye göre daha tercih edilir hale geliyor. Kültürel ve ekonomik yönden daha iyi durumda olanlar daha hareketli kesimi oluşturuyor.”

Yeniliği istemek insanı yiyip bitiren bir bakteri yaratabilir mi?

“Olabilir” sözcüğü, olasılık belirtiyor. Toffler, Şok kitabında bu durumun direkt olarak tespitini yapıyor. Çünkü ona göre yenilik kavramı, geçiciliğin hakim olması için gerekli ivmeyi yaratıyor. İnsan, ihtiyacı olmayanı ihtiyacı olarak görüyor. Vahşi kapitalizm ise bunun ideolojik adı olarak var olmaya devam ediyor. Ve unutmayın; bu durumun devamlı hale gelmesi, bireyden aileye, aileden topluma kadar geniş yelpazede neredeyse tüm kesimleri etkileyebiliyor.

Peki bu etki nasıl virüs gibi yayılıp da hakimiyetini sağlamlaştırıyor? Toffler’a göre bunun cevabı değerin özden ziyade görüntüye verilmesiyle ilgili. Ürünlerin fiziksel özelliklerinin dikkate alınması zaman içinde insan ilişkilerine de yansıyor ve ilişkilerin odağında da geçicilik ortaya çıkıyor. Hal böyle olunca da aile kurumu “toplumun şok emicisi” konumunda işlev görmeye başlıyor.

Niceliğin önem kazanması niteliğin umursanmamasına sebep oluyor

Image may be NSFW.
Clik here to view.
Alvin Toffler, Şok
Alvin Toofler’a kulak vermek mi istiyorsunuz? O halde; “…Geçmişin uzun süreli az sayıda arkadaşlığının yerini, gelecekte kısa süreli çok arkadaşlık kavramı alacaktır. İnsanlar arası ilişkiler daha geçici bir nitelik kazanacak, berber, garson, tamirci gibi insanlarla kurulan ‘modüler ilişki’ tipi hayatımızda önemli bir yer alacaktır. Günümüzde insan ilişkilerinin oluşma ve unutulma temposu hızlanacaktır. Sosyal statüsü yüksek olanlar ile daha zengin insanlarda bu durum daha belirgin olacaktır. Zira yoksulların dayanışma ihtiyacı, insan ilişkilerini biraz daha sıkı tutmalarını gerektirmektedir. Komşuluk, hemşerilik, vatandaşlık ilişkilerinin yerini; şirket, meslek, arkadaşlık bağları alacaktır. Çekirdek aile parçalanacak, çocuk yapmaktan vazgeçilecek, giderek ‘solo yaşam’ olarak ifade edilen yaşam tarzı yaygınlaşacaktır…” satırlarını okuyabilirsiniz.

Toffler, “kullan-at” kültürünün yaygınlaşacağını öngörürken adhokrasinin de kurulacağını anlatıyor

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Öncelikle Toffler tarafından “adhokrasi” olarak tanımlanan örgüt tipinin ne olduğundan kısaca bahsedelim. Yazarımıza göre bu örgüte isim olan adhokrasi, “kullan-at” kültürünü ortaya koyan bir örgüt.

Toffler; “…Bunlar, üyeleri belli bir sorunu çözmek üzere bir araya gelen ve dağılan geçici ekiplerdir. Bunlar bürokrasiden daha önemli olacak, bürokrasi çökecek ve belki de onun yerini alacaktır. Çünkü değişim hızı bürokrasinin uyum sağlayamayacağı bir düzeye erişecektir. Adhokrasi örgüt tipinde yetenek ve mesleki eğitim önem kazanacak, bürokrasideki gibi kişinin unvanı önemli olmayacaktır.” ifadeleriyle yakın geçmişin, bugünün ve yarının kritik özelliklerine bir nokta atışı daha yapıyor.

Alt kültürlerin yaratılmasıyla yaşam biçimleri de çeşitlilik gösterecek

Image may be NSFW.
Clik here to view.
Yapıt, alt kültürlerin yaratılmasının yaşam biçimlerini de artıracağını öngörüyor. Bundaki temel motivasyon ise alt kültürlerin bireylerin yaşam biçimine doğrudan etki uygulaması. Ancak bireylerin daha etkin olması ve daha az yalnızlık çekmekten kurtulması için çare olarak gördüğü “alt kültürler”, bir bakıma beklenenden ziyade beklenmeyen kötü sürprizleri hazırlayacaktır. Çünkü bu alt kültürler, “aidiyet hisseden bireylerine” baskı kurmaya başlayıp onların bunalıma itebilecektir.

Görünen o ki, Toffler, neredeyse hiç haksız değil…

Alvin Toffler tek tipleşmenin tehlikesine de dikkat çekiyor

Image may be NSFW.
Clik here to view.
O dönemin ve sonrasındaki zamanların öğretim sistemine de parmak basan Toffler, standart üretim ürünleriyle sarılan insanın öğretim sisteminde de benzer şekilde çevrildiğini ifade ediyor ve gelecekte bunun niteliksel boşluk yaratacağının altını çiziyor.

Niteliksizliğin ortaya çıkmasının sebebi olan tek tipleşme, “küresel bir köy” halini alan dünyayı sömürüyor.

Nasıl? Toffler, kehanette bulunmaktan daha ötesini yapmamış mı?

Toffler, Şok ile Bacon’ı düzeltiyor: “Bilgi güç değildir!”

Image may be NSFW.
Clik here to view.
Toffler, bu harika yapıtıyla deşifre ettiği “değişim”in mesnetine de eğiliyor ve Francis Bacon’a da gönderme yapıyor. Toffler, Bacon’un “Bilgi güçtür” önermesini “Bilgi değişimdir” diyerek düzeltiyor. Teknolojik gelişimin süreklilik kazanmasıyla bilginin yayılımı hızlanmış ve bu da engellenemez bir değişim yaratmıştır ona göre.

Tofflar’a göre “değişimi reddeden “şok” kurbanı olacak

Image may be NSFW.
Clik here to view.
Değişimin mutlak gücüne dikkat çeken Alvin Toffler, değişim olgusuna direnenlerin de şok yaşayacağını ve bir anlamda yok olacağını net bir şekilde açıklıyor. Bir başka deyişle, insanlar ya değişimi kabul edecek ya da varlık gösteremeyecek…

Alvin Toffler, şok yarattığı yapıtını özetliyor

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Geniş kapsamlı bir inceleme ve tespit yapıtı olarak okunması gereken “Şok: Gelecek Korkusu” yapıtı her satırında ayrı ders veriyor ve karanlık nitelikler barındıran bugünlerin, yarınların rehberliğini üstleniyor. Sayfalar dolusu bir anlatım gereken bu müthiş eser, her kütüphanede olmayı ve bakmaktan öte defalarca okunmayı hak ediyor.

Toffler, “Gelecek korkusu, geleceğin zamanından önce yaşamımıza girmesi sonucu oluşan ve sersemletici bir olgudur.” diyerek tüm eserini tek cümleyle özetleyebilmiş olmasıyla da okumayı sevenleri selamlıyor.

Kaynak: 1


Kitapseverlerin Büyük Bir Zevkle Kullanabileceği 12 Mobil Uygulama

Teknolojinin gelişmesi ve hayatımızın her alanına girmesiyle birlikte, mobil uygulamalarda pek çok alışkanlığımızın yerini aldı. Artık pek çok şeyi telefonlarımız ya da bilgisayarlarımız aracılığıyla gerçekleştiriyoruz. Bankacılık işlemlerinden alışverişe kadar hepsini tek tıkla halledebilir bir noktadayız. Tabii ki teknolojideki bu gelişme edebiyatı da etkiledi. Edebiyatın ilk yıllarında kitapların yalnızca bir kopyaları olurdu. Ancak matbaanın gelmesiyle birlikte kitaplar basılabilir ve çoğalabilir bir hal aldı. Böylece edebi eserler daha ulaşılabilir hale geldi. Şimdi ise teknolojinin gelişmesiyle kitaplar, e-kitaba dönüştü. Tabii ki bu pek çok alanda tasarruf sağlıyor ve kitapları çok daha ulaşılabilir hale getiriyor. Bu mobil uygulamalardan bazıları ise yalnızca kitap uygulama değil; kitap takası ya da farklı imkanlar sunuyor. Biz de sizler için kitapseverlerin hoşuna gidecek 16 mobil uygulamayı derledik. Keyifli okumalar!

1. Audible

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bir Amazon şirketi olan Audible, e-kitap okumaktan ziyade sesli kitap satın alıp dinleyebileceğiniz bir mobil uygulama. Görme engellilerinden de faydalanabileceği bu uygulama, aslında vakitten tasarruf da sağlıyor. Farklı işlerle uğraşırken kitapları dinleyebilirsiniz.

Uygulamayı indirmek isteyenler için: Android ve iOS

2. Bartme

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bartme ise hem App Store hem de Google Play de bulunan bir uygulama. Bu uygulama, başta kitap olmak üzere bütün 2. el ürünlerin yaşam ömrünü uzatmayı hedefliyor. Uygulama, kitap takas platformu olarak hizmet veriyor. Facebook adresiniz ya da mailinizle kaydolabileceğiniz uygulamanın mantığı ise oldukça basit. Ürününüzü uygulamaya yükledikten sonra, program size ürününüzün değerini veriyor. Tabii ki bu değer Barty isimi sanal paracıkla veriliyor. Bu işlemin ardından ise ürününüzü başkalarına göndererek Barty kazanıyorsunuz. Gönderme işlemi ise cüzi bir miktar kargo ücreti ile yapılıyor. Kazandığınız Barty’lerle ise ürün havuzundan istediğiniz ürünü alabiliyorsunuz. Binlerce kullanıcısı bulunan bu uygulamada istediğiniz kitapların pek çoğunu bulmanız mümkün.

Uygulamayı indirmek isteyenler için: Android ve iOS

3. Bluefire Reader

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bluefire uygulamasında ise not alma, bilmediğiniz kelimelere bakma gibi özellikle yer alıyor. Öte yandan okuduğunuz kitapta hoşunuza giden bir kısmı, alıntılayıp sosyal medyada arkadaşlarınızla paylaşma imkanınız da bulunuyor.

Uygulamayı indirmek isteyenler için: Android ve iOS

4. Calibro

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Calibro uygulaması tamamen yerli. En çok tercih edilen e-kitap okuyucuların biri olan uygulama, pek çok kitap sitesiyle bağlantılı. Kullanıcıların kitaplarını okuyup kütüphane haline getirmesini sağlayan uygulamaya App Store üzerinden ulaşmak mümkün.

Uygulamayı indirmek isteyenler için: iOS

5. Goodreads

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Goodreads, tam anlamıyla kitapseverler için tasarlanan bir uygulama. Bu uygulama kitap kurtları için bir sosyal ağ niteliğinde. Kullanıcılar okudukları kitapları paylaşıp, kitaplar hakkında yorum yapabiliyor ve birbirlerine önerebiliyorlar. 80 milyon kitap bulunduran bu uygulamayı dünyanın en büyük kitapsever sosyal ağı olarak tanımlamak mümkün. Uygulama ile bir okuma listesi oluşturabilir ve okuduğunuz kitapları kaydedebilirsiniz.

Uygulamayı indirmek isteyenler için: Android ve iOS

6. Kütüphanem

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Kitaplıklarımız oldukça karışık olabiliyor. Kitaplığımızdaki tüm kitaplar elektronik bir ortama kaydedip, elinizde hangi kitaplar olduğunu bilmek isterseniz. Kütüphanem uygulaması tam da size göre. Bu uygulamayla evinizdeki kitapları elektronik ortama kaydedebilir, aynı zamanda kitaplarınızı grup grup ayırabilirsiniz. kitapları kaydetmek ise oldukça basit, barkodları okutmanız yeterli!

Uygulamayı indirmek isteyenler için: Android ve iOS

7. Moon + reader

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Moon + Reader ise hem e-kitap satın alabileceğiniz hem de indirdiğiniz e-kitapları yükleyebileceğiniz bir uygulama. Yalnızca Android kullanıcılarına hitap eden bu uygulamaya; txt, html, epub, umd, fb2, chm, zip veOPDS formatındaki kitapları yükleyebilirsiniz. Ayrıca önemli gördüğünüz noktaları işaretleyebiliyorsunuz. Bu uygulama Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca gibi toplamda 42 dili destekliyor.

Uygulamayı indirmek isteyenler için: Android

8. Night Light

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Çoğumuz telefondan ya da tabletten kitap okurken ekran ışığı sorunuyla karşılaşıyoruz. Bu sorunu çözmek içinse bir uygulama mevcut. Night Light uygulaması ise telefonunuzun ekran ışığını kitap okumaya en uygun hale getiriyor. iOS telefonlarda bu özellik zaten var. Ancak Android telefonlarınız için de bu uygulamayı indirebilirsiniz.

Uygulamayı indirmek isteyenler için: Android ve iOS

9. Nook

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Nook hem çevrimiçi hem de çevrimdışı çalışan bir uygulama. Uygulamada milyonlarca ücretsiz kitap, dergi ve roman bulunuyor. Ayrıca uygulamada en çok satanlar listelerini de takip edebilirsiniz. Amerika’nın en büyük kitapçısı olan Barnes&Noble’ın uygulaması olan Nook’a Google Play ve App Store’dan ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Uygulamayı indirmek isteyenler için: Android ve iOS

10. Outread

Image may be NSFW.
Clik here to view.
edebiyat uygulamaları

Outread bir hızlı okuyucu uygulaması. Bu uygulama okuma hızını tespit etmenize yardımcı oluyor. Uygulamada, hareket işaretleyicisi sayesinde metin üzerinden gözle takip edebilme özelliği mevcut. Bu uygulama ile, okumak istediğiniz yazıyı ya da kitabı daha konforlu bir şekilde okuyabilirsiniz. Ancak Outread yalnızca iOS işletim sisteminde kullanılabiliyor.

Uygulamayı indirmek isteyenler için: iOS

11. Sahaf

Image may be NSFW.
Clik here to view.
edebiyat kitap uygulamaları

Sahaf, ikinci el kitap alıp satabileceğiniz bir mobil uygulama. Sistem diğer ikinci el eşya alı satım uygulamaları gibi çalışıyor. Satılan kitabın parası havuzda bekletiliyor. Satıcı ürünü kargoladıktan sonra kargo takip numarasını paylaşıyor. Alıcı ürünü onayladığında para satıcının hesabına aktarılıyor.

Uygulamayı indirmek isteyenler için: Android

12. Yazar Takibi

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yazar Takibi uygulaması sevdiğiniz tüm yazarların yazılarına, makalelerine ya da röportajlarına tek bir pencerede ulaşmanızı sağlıyor. Uygulama Google Play ve App Store’dan indirilebiliyor.

Uygulamayı indirmek isteyenler için: Android ve iOS

Kaynak: 1

Psikoloji Meraklılarına: İç Dünyanızı Altüst Edecek En İyi Psikoloji Kitapları ve Konuları

Temel sosyal bilimlerden biri olan psikoloji, basit bir tanımla insanların davranışlarını ve bu davranışların etkilerini inceler. Eğer siz de psikolojinin derinliklerine inmek ve benliğinizi keşfetmek istiyorsanız doğru yerdesiniz. Birbirinden sürükleyici ve bilgilendirici psikoloji kitapları ve konularını sizler için derledik. İşte her psikoloji meraklısının okuması gereken en iyi psikoloji kitapları…

Bilinçaltı – Sigmund Freud

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Psikanalizin babası olarak tanınan Sigmund Freud, bu kitapta hastaları üzerinde yaptığı çalışmalara ve elde ettiği sonuçlara yer veriyor. Freud, kitabın tanıtımında hastaların tedavi aşamalarında hipnotik teknikleri denediğini söylüyor. Bu teknik sayesinde hem hastaya herhangi bir şeyi yapıp yapmama telkini veriyor, hem de kendi merakına cevap buluyor. İşte Bilinçaltı, Freud’un bu çalışmalarından oluşuyor. Ek olarak psikanaliz kuramını tüm dünyaya tanıtan Freud, bu kuramının inceliklerine de yer veriyor.

Algı Kapıları – Aldous Huxley

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Oldukça ses getiren bu psikoloji kitabı, hayatın her alanında algı kapılarını kaldırmayı amaçlıyor. Yani yazara göre insanın algılamasına engel olacak tüm setler kaldırılmalı ve her şey tertemiz görünmeli. Kitabın konusu ise oldukça ilginç: Farklı tür bir kaktüsten alınan madde insanlara enjekte ediliyor. 8-10 saat sonrasında deneklerin algısında belirgin değişiklikler gözlemleniyor. Yazar, yaptığı deneyleri ve sonuçlarını paylaştığı kitabında algının meditasyonla olan ilişkisinden de bahsediyor. Kitaba ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Bir Sosyopatın İtirafları – M. E. Thomas

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Sosyopatlar; otobüste, trende, vapurda hemen yanınızda oturuyorlar, sizinle aynı kaldırımda yürüyorlar, aynı marketten alışveriş yapıyorlar. Hatta onlar; sizin komşularınız, iş arkadaşlarınız ve belki de en yakınlarınız. Risk almanın anlamsız olduğu noktada en büyük riski almaktan kaçınmayan, asla pişmanlık duymayan, çekinmeden yalan söyleyebilen ve başkalarının hak ve özgürlüklerini kolayca görmezden gelebilen kişilerden bahsediyoruz! Bir Sosyopatın İtirafları, sizi bir sosyopatın zihninde yolculuğa çıkararak onun hayata dair tüm düşünce akışını yakından izlemenizi sağlayacak, size “normal” kavramının ne olduğunu tekrar sorgulatacak. Kitaba ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Çağımızın Nevrotik Kişiliği – Karen Horney

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yazıldığı günden bu yana ilgiyle okunan ancak bir o kadar da eleştirilen Çağımızın Nevrotik Kişiliği, psikolojik rahatsızlıkları konu ediniyor. Nevrotik kişilerden ve bu kişilerde görülen davranış bozukluğundan bahsediyor. Kitap; tüm olayları sistematik bir şekilde okuyucuya sunuyor, bu sayede anlatılanlara hakim olmak da kolaylaşıyor. İlgi çekici ve bir o kadar da düşündürücü bu kitaba mutlaka bir şans vermelisiniz! Kitaba ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Deliliğin Tarihi – Michel Foucault

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Michel Foucault; bu kitabında deliliğin gündelik yaşamın bir parçası sayıldığı Orta Çağ’dan, tehlikeli sayılmaya başladıkları 18. yüzyıla kadar, Batı’da deliliğin arkeolojisini inceliyor. Deliliğin fantastik dünyasında dolaşan Foucault; aslında “deli”nin deli olduğuna karar veren, onu öyle konumlandıran genel toplumsal yapıdan bahsediyor. Her çağın kendi ütopyası içinde kendini arındırdığı, saflaştırdığı, idealleştirdiği tarihsel yolculukta, delinin rolünü kavramamızı sağlıyor. Bu sayede kitap, aynı zamanda aklın tarihini de ana hatlarıyla ortaya koyuyor. Kitaba ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Nietzsche Ağladığında – Irvin D. Yalom

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Psikoloji ve edebiyatın harika birleşimi Nietzsche Ağladığında ile devam edelim! Nietzsche’nin hayatını konu edinen kitapta, Nietzsche’nin henüz iki kitabı yayınlanmıştır. Kendisi henüz kimsenin tanımadığı bir filozoftur ve sahip olduğu tek şey valizidir. Breuer ise kapısını ümitsizlerin çaldığı, psikanalizin kurucalarından sayılan bir doktordur. Aşk, ihtiras, edebiyat ve psikanaliz… Anlayacağınız bu kitapta aradığınız her şey var! Kitaba ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Uygarlığın Huzursuzluğu – Sigmund Freud

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Psikanalizin babası Sigmund Freud; psikanalizin toplumsal olayları, uygarlığın gelişimini ve sonuçlarını açıklamakta elverişli bir kuram olduğunu bu kitabında da kanıtlıyor. Freud’un psikanaliz bulgularının sosyal hayat için ne anlama geldiğine ışık tutan Uygarlığın Huzursuzluğu, yazıldığı günden bu yana birçok tartışmaya konu olmuştur. Freud’a göre hayvani dürtülerle güdülenen insanın, aynı zamanda uygar bir varlık olmaya çalışması trajik bir durumdur. Bununla beraber Freud insanın uygarlıktan vazgeçemeyeceğini de kabul eder. Sonuç ise uygarlığın kaçınılmaz huzursuzluğudur! Kitaba ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Akıl Hastalarının İç Dünyası – Bert Kaplan

Image may be NSFW.
Clik here to view.
en iyi psikoloji kitapları

Akıl Hastalarının İç Dünyası, akıl hastalarının hayatlarını ve psikolojik durumlarını konu ediniyor. Bert Kaplan; sağlıklı bir bireyin akıl hastasına dönüştüğü süreci, hastanelerde yatan akıl hastalarının yaşadıklarını, hissettiklerini ve düşündüklerini ayrıntılarıyla ele alıyor. Okuyucuyu sıkmayan, sürükleyici ve kısa öykülerin yer aldığı kitapta; Dostoyevski ve Tolstoy gibi ünlü isimlerin yaşadığı olaylara da yer veriliyor.

Duyguların Psikolojisi – Nevzat Tarhan

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Nevzat Tarhan, Duyguların Psikolojisi kitabında insanda var olan tüm duygulara yer veriyor. Nefret, özlem, sevgi, kıskançlık, korku, intikam, güven, dürüstlük, bencillik, üzüntü ve daha nicesi… İnsanı insan yapan temel duygulardan bahseden yazar, bu duyguların kaynağına iniyor ve nedenlerini araştırıyor. Bir yandan da olumsuz duyguların nasıl yok edileceğine ve olumlu duyguların nasıl kullanacağına da ışık tutuyor. Yani yazar, bizlere duygularımızı etkin bir şekilde kontrol etmeyi öğretiyor. Kitaba ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Bir Cinayetin Psikanalizi – Jed Rubenfeld

Image may be NSFW.
Clik here to view.
en iyi psikoloji kitapları

Kitap, 1900’lü yıllarda soylular arasında yaşanan bir cinayeti konu ediniyor. Bir gün New York’ta oldukça görkemli bir apartmanın dairesinde avizeye asılmış halde bir kadın cesedi bulunuyor. Güzelliğiyle dikkat çeken kadının cinsel işkenceye ve ağır şiddete maruz kaldığı anlaşılıyor. Ertesi gün ise başka bir kadın, katilin elinden son anda kurtuluyor. Fakat işin ilginç yanı, kadın bu olayla ilgili hiçbir şey hatırlayamıyor. Hikaye tam da burada başlıyor! Doktor, katilden kurtulmayı başaran kadını tedavi etmeye başlıyor. Tabii kendini bir önceki cinayeti araştırmaktan da alıkoyamıyor. Gerçek olaylara dayanan kitap, kurgusal detaylarla birleştiğinde ortaya harika bir psikoloji kitabı çıkıyor. Kitaba ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Sevginin ve Şiddetin Kaynağı – Erich Fromm

Image may be NSFW.
Clik here to view.
en iyi psikoloji kitapları

Erich Fromm, psikoloji kitapları listemizde kendine yer bulan bu kitabında insanın yaratırken ve yok ederken hissettiği duyguları anlamaya çalışıyor ve şiddetin altında yatan nedenleri sorguluyor. Şiddetin türlerine de yer verilen kitapta; psikolojinin sevgi ve şiddet üzerindeki etkileri ele alınıyor. Yazara göre hastalıklı şiddet, skalanın en alt basamağında; ermiş ve hümanist kişiler ise skalanın en üst basamağında yer alıyor. Konusuyla merak uyandıran bu kitaba mutlaka bir şans vermelisiniz!

Kendini Arayan İnsan – Rollo May

Image may be NSFW.
Clik here to view.
en iyi psikoloji kitapları

Çağımızın en büyük sorunu olan endişe ve güvensizliğe karşı bir çözüm bulmayı amaçlayan kitap, insanların kendi güçlerinin farkına varmalarını istiyor. Çoğu insanın kendini aramadığından ve kendi içindeki gücü göremediğinde yakınan yazar, bu kitapla yepyeni kapılar açıyor. Kitabın konusu sıradan gibi görünse de aslında ezber bozan bir içeriğe sahip. Kitaba ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Keşfedilmemiş Benlik – Carl Gustav Jung

Image may be NSFW.
Clik here to view.
en iyi psikoloji kitapları

Keşfedilmemiş Benlik; okuyucuların kendini tanımasını, benliğinde yatan duyguları keşfetmesini sağlıyor. Ek olarak yazar, bireylerin toplumdaki yerlerine ve gittikçe azalan değerine de değiniyor. Bunları anlatırken felsefi ve dini öğelerden yardım alan yazar, seçtiği kelimeler ve tekniklerle dikkat çekiyor. Toplumu bireylerin oluşturduğunu söyleyen Carl Gustav Jung, ancak kaliteli bireylerin gerçek bir toplum oluşturacağının da altını çiziyor.

Psikoloji ve Ruhsal Hastalık – Michel Foucault

Image may be NSFW.
Clik here to view.
en iyi psikoloji kitapları

Michel Foucault tıpkı Aydınlanmacılar gibi bireyin özgürleşmesini, olgunlaşmasını ve aklını doğru kullanabilmesini kendine ilke edinmiştir. Foucault, bu yönüyle Kant’ın önerdiği Aydınlanma projesinin amacını benimser, fakat diğer yandan modernizmin sınırlayıcı yanına da dikkat çeker ve ona alternatif yöntemler önerir. Psikoloji ve Ruhsal Hastalık’ta Foucault; insani varoluş kategorilerinde bilimi, ruhsal hastalığı ve psikolojik çözümlemeyi bireyin ve toplumun geçmişinin bir momenti olarak geliştiriyor. Psikoloji kitapları listemizdeki diğer kitaplara göre daha ağır bir anlatıma sahip olan bu kitap, psikolojiye ilgilisi olanların mutlaka okuması gereken kitaplardan biri! Kitaba ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Sofie’nin Dünyası – Jostein Gaarder

Image may be NSFW.
Clik here to view.
en iyi psikoloji kitapları

Psikoloji kitapları arasında belki de en bilineni Sofie’nin Dünyası. Benzer insanların ve yüzeysel bilgilerin geçerli olduğu çağımızda adeta bir başkaldırı niteliği taşıyan Sofie’nin Dünyası; felsefi yönüyle de dikkat çekiyor. 15. Yaş gününü kutlamaya hazırlanan Sofie, posta kutusunda “Kimsin” yazılı bir not bulur. Bu sorudan yola çıkarak bütün bir felsefe tarihinde sorulmuş soruları ve cevapları, sürükleyici bir roman kurgusu içinde anlatan Jostein Gaarder; ortaya nefis bir roman çıkartıyor! Kitaba ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Kitleler Psikolojisi – Gustave Le Bon

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Kitleyi tanımak için her şeyden önce onun psişik yapısını bilmek gerekir. Peki bu, bireyin psikolojik yapısıyla ne derecede benzerlik gösterir? Sosyal psikolojinin temel ilkelerini ele alan Gustave Le Bon, ortaya harika bir çalışma çıkartıyor. Bu kitapla bir kitlenin psikolojik yapısını çözmek ve mevcut fonksiyonlarıyla betimlemek, asıl amaç halini alıyor. Bahsi geçen bu kitle neleri başarabilir, neler karşısında acizdir? Kitlelerin sevk ve idaresi nasıl olmalıdır? Kitle psikolojisine dair tüm sorularınıza cevap bulabileceğiniz bu kitaba bayılacaksınız. Kitaba ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Gerçek Kişilerden İlham Alınarak Oluşturulan 16 Kitap Karakteri

Sanat deyince akla, film, kitap, müzik ve heykel geliyor. Bunların hepsi birer sanat eseri. Özellikle filmler ya da kitaplar büyük oranda gerçek hayattan ilham alınarak yazılıyor. Sanatçılar, gündelik yaşamdan ya da başkalarının hayatlarından ilham alabiliyorlar. Her şey ilham kaynağı olabilir, hatta sevdiğimiz romanların farklı bir yönünü keşfetmek için bilmemiz gereken gerçekten korkutucu hikayeler bile olabilir. Biz de sizler için gerçek insanlardan ilham alınarak oluşturulan 16 kitap karakterini yazdık. İşte gerçek kitap karakterleri…

1. John Silver / Define Adası

Image may be NSFW.
Clik here to view.
kitap karakterleri

Robert Louis Stevenson en ünlü romanı olan Define Adası’nda Jphn Silver karakteri gerçek bir kişiden ilham alınarak yazıldı. John Silver, İngiliz bir şair olan ve çocukluk çağında bir hastalık sonucunda sol bacağının dizden aşağısını kaybeden William Ernest Henley’den esinlenildi. Tüm hayatı boyunca bir koltuk değneği ile yürümek zorunda kalan Henley, Robert Louis Stevenson’a John Silver karakteri için ilham verdi.

Stevenson Henley’e yazdığı bir mektupta şu ifadeleri kullandı; “Şimdi bir itirafta bulunacağım; Long John Silver tamamen senden alındı. ”

2. Margarita Gautier / Kamelyalı Kadın

Image may be NSFW.
Clik here to view.
kitap karakterleri

Alexandre Dumas Fils tarafından yazılan bu kitapta Kamelyalı Kadın karakterine ilham veren kişi Marie Duplessis. Duplessis 1800’lerde Paris’te güzelliğiyle herkesi büyüleyen bir kadındı. Tüberküloz nedeniyle güçlü kokulara karşı zayıftı bu nedenle de neredeyse hiç kokusu olmadığı için kamelyalara karşı bir sevgi geliştirdi. Kamelyalı kadındaki Margarita Gautier gerçek kitap karakterleri arasında yer alıyor.

3. Daisy Buchanan / Muhteşem Gatsby

Image may be NSFW.
Clik here to view.
kitap karakterleri

F. Scott Fitzgerald tarafından yazılan bu roman beyaz perdede de kendine yer buldu. Daisy Buchanan karakteri ise Ginevra King isimli bir kadına dayanıyor. Chicago’da zengin bir ailede doğan King 18 yaşında Francis Scott Fitzgerald ile tanıştı. Birbirlerini hemen sevdiler ve ilişkileri 2 yıl sürdü. Ancak Ginevra babasının ortaklarından birinin oğluyla evlendi ve bunu Francis’e bir mektupla anlattı.

4. Van Helsing / Dracula

Image may be NSFW.
Clik here to view.
kitap karakterleri

Bram Stoker tarafından yazılan bu romanda Van Helsing vampir avcısı bir karakter. Bu karakterin Hollandalı bir doktor olan ve Kutsal Roma İmparatoriçesi Maria Theresa’nın kişisel doktoru olan Gerard van Swieten’dan ilham aldığı düşünülüyor. Gerard van Swieten, bir çok reform yaptı ve zamanın en gelişmiş doktor öğretim sistemini, bir botanik bahçesini ve bir kimyasal laboratuvarı yarattı. Ayrıca Gerard tamamen batıl inançlara karşıydı ve Avusturya Balkanlar’ın bir kısmını ilhak ettiğinde, yerel halkın bahsettiği “vampir saldırılarını” araştırmak için kişisel olarak Moravya’ya gitti. Bu geziden sonra van Swieten, tüm vakaları bilimsel bir bakış açısıyla açıkladığı ve vampir olmadığını kanıtladığı bir rapor yazdı. Diğer doktorlar onu destekledi ve imparatoriçe vampir olduğu düşünülen insanların öldürülmesini resmen yasakladı.

5. Treebeard / Yüzüklerin Efendisi

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Clive Staples Lewis, harika bir konuşmacıydı. Sesi oldukça gürdü. Lewis ders verirken, insanlar onu kapalı kapılar ardında bile duyabiliyordu. Tolkien ise Yüzüklerin Efendisi romanında Orta Dünya’daki Ent’i böyle bir sesle tasvir etti.

6. Santiago / Yaşlı Adam ve Deniz

Image may be NSFW.
Clik here to view.
kitap karakterleri

Gregorio Fuentes, Yaşlı Adam ve Deniz’in ilk ortaya çıkışından 24 yıl önce 1928’de Ernest Hemingway ile tanıştı. Gregorio yazar gemisinin kaptanı oldu, Hemingway için yemek yaptı, birçok kez onunla balık tutmaya gitti ve II.Dünya Savaşı sırasında Alman denizaltılarını takip etti. Bu nedenle, Gregorio’nun hikayesinin Hemingway’e birçok ödül alan karakterini yaratmada ilham verdiği düşünülüyor.

7. Tenten / Tenten’in Maceraları

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Jules Verne’in 100. doğum gününde 1928 yılında Danimarka gazetesi Politiken, gençler arasında bir yarışma başlattı. Yarışmanın galibi dünyayı dolaşmak için bir şans elde edecek ve gazete bunun için ödeme yapacaktı. Kazananın 46 gün içinde bunu yapması gerekiyordu. Ulaştırma araçları uçaklar dışında herhangi bir şey olabilirdi. Yüzlerce katılımcı arasından Palle Huld adında 15 yaşında bir çocuk seçildi. Geziyi 44 günde tamamladı ve 20.000 kişi Kopenhag’a onu selamlamak için geldi. Gezi sırasında Palle, Almanya, İngiltere, Polonya, SSCB, Çin, Kore, Japonya ve Kanada’yı ziyaret etti. Hergé’nin Tenten hakkındaki çizgi romanı ise Palle’nin gezisinden sonraki yılda yayınlandı. Tenten tıpkı prototipi gibi, dünyayı dolaştı ve farklı maceralar yaşadı. Palle ve Tenten çok benzer görünüyor. Tenten gerçek kitap karakterleri arasında

8. Lisbeth Salander / Ejderha Dövmeli Kız

Image may be NSFW.
Clik here to view.
kitap karakterleri

İsveçli yazar Stig Larsson, meslektaşı Astrid Lindgren’in karakterlerinden ilham aldığını açıkça söyledi. Ejderha Dövmeli Kız’ın baş karakteri Lisbeth Salander ise Lingder’in Pippi Longstocking karakterinin büyümüş hali.

9. Ichabod Crane / The Legend of Sleepy Hollow

Image may be NSFW.
Clik here to view.

1812 Savaşı sırasında Yazar Washington Irving, New York Valisi Daniel Tompkins’e hizmet etti ve keşiflerinden birinde Ichabod Crane ile tanıştı. Yazar, The Legend of Sleepy Hollow romanında karakterin yalnıza kişiliğini aldı. Karakterin kişilik özelliklerini ise 1809’da birkaç ay boyunca birlikte yaşadığı New York’un kırsal kesiminde bir Okul Müdürü olan Jesse Merwin’den aldı.

10. Captain Quint / Jaws

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Peter Benchley Jaws’ı yazmadan önce uzun süre boyunca bir köpekbalığı roman fikri üzerinde çalışıyordu. Ancak ok iyi bir hikaye olması gerekiyordu. 1964’te bir atılım yaptı. O zamanlar Amerikan gazeteleri, birkaç köpekbalığı yakalamayı başaran inanılmaz derecede şanslı bir balıkçı Frank Mundus hakkında yazıyordu. Bunlardan biri 2 tondan fazla ağırlıktaydı. Peter Benchley, Mundus ile tanıştı ve onunla balık tutmaya gitti. Daha sonra Frank ve Peter köpekbalıklarını korumaya başladılar. Jaws romanında Captain Quint karakteri ise Frank Mundus’tan ilham alındı.

11. Dolores / Lolita

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Romanın ana karakteri için olası prototiplerden biri 11 yaşındaki Floransa Sally Horner olabilir. 1948’de genç Amerikalı kız, uzun süre onunla ülkeyi dolaşan 50 yaşındaki bir adam tarafından kaçırıldı. Romanda ise bu konuya bir atıfta bulunularak şu cümleye yer veriliyor; “50 yaşındaki bir tamirci olan Frank Lasalle’nin 1948’de on bir yaşındaki Sally Horner’a yaptığı şeyi Dolly’e yaptın mı? ”

12. The Snow Queen ( Kar Kraliçesi)

Image may be NSFW.
Clik here to view.
kitap karakterleri

Kar Kraliçesi’nin opera sanatçısı Jenny Lind’den ilham alındığı düşünülüyor. Yazar ona aşıktı ama Jenny Lind onu sevmiyordu. 1840’ta tanıştılar ve arkadaş oldular. Ancak, kadın bu arkadaşlık için romantik bir gelecek görmedi.

13. Ebenezer Scrooge / Bir Noel Şarkısı

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Charles Dickens’ın 1843 yılında yazdığı romanın karakterlerinden biri olan Ebenezer Scrooge, günümüzde çok tanınmış bir çizgi film karakteri. Bu karakterin ilham alındığı kişi ise 18. yüzyılda yaşamış ve cimriliği ile ünlü politikacı John Elwes’di.Elwes çok zengin olmasına rağmen cimriliği nedeniyle oldukça sade bir hayat sürüyordu. Hakkındaki söylentiler o kadar çoktu ki, para ödememek için çürümüş domatesleri yediği, bunlardan sadece biriyidi.

14. Sherlock Holmes

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Yıllardır filmlere dizilere konu olan Sherlock Holmes, aslında Sir Arthur Conan Doyle’un üniversitede tıp okurken tanıdığı Profesör Dr. Joseph Bell’den esinlenerek oluşturulmuş bir karakter. 19. yüzyılda İskoçya Edinburg Üniversitesi’nde Tıp bölümünde dersler veren Profesör Dr. Joseph Bell, yazarın söylediğine göre tıpkı Sherlock Holmes gibi çok zeki ve insanları bir bakışta tanıyan bir yeteneğe sahipti.

15. Huckleberry Finn / Huckleberry Finn’in Maceraları

Image may be NSFW.
Clik here to view.
kitap karakterleri

Mark Twain yazdığı bu otobiyografik romanda Huckleberry Fin Twain’in çocukluk arkadaşından esinlenerek oluşturuldu. Twain Huckleberry Finn’in aslında çocukluk arkadaşı Tom Blankenship olduğunu söylemişti. Twain’in bu kitabı yayınlamasından 2 yıl sonra Tom yaşamını yitirdi.

16. Aylin / Adı Aylin

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ayşe Kulin’in Adı Aylin romanı gerçek bir hayat hikayesinden yola çıkılarak oluşturuldu. Kitabın arkasında ise romanda bahsi geçen karakterlerin gerçek hayattaki kimlikleri yer alıyor. Aylin de gerçek kitap karakterleri arasında.

Kaynak: 1

Sosyal İzalosyon Döneminde İç Dünyanıza Yolculuk Yapmanızı Sağlayacak Kitaplar

Önereceğimiz kitaplar içsel dünyanızı keşfetmeniz için birer araç olacaktır. Etrafımızda, sosyal medyada insanların sadece mutlu ve zirvede olan hallerini görüyoruz ve bu durum telefon başındaki insan için ben ne yapıyorum diye düşündürüyor. Telefonumuzdan insanların dış dünya maskelerini izlemek yerine zamanımızı faydalı kullanarak ruhumuza iyi gelecek şeyleri keşfetmenin tam sırası! İşte iç dünyanıza yolculuk yapmanızı sağlayacak kitaplar…

1. İnsanın Anlam Arayışı – Viktor E. Frankl

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Logoterapinin kurucusu olan Viktor E. Frankl nazi toplama kampında ailesini kaybetmiş nörolog ve psikiyatr. Toplama kampındaki deneyimlerini anlatırken yaşamın anlamını bulmak için amacımız olması gerektiğini anlatıyor. Acıdan anlam çıkartabilmeyi vurguluyor. Yaşamı boyunca, “Neden varız ve hayatın anlamı ne?“ sorularına cevap arayan Frankl, bu kitapta arayışını okuyucuya yol gösterecek şekilde aktarıyor. Eseriyle ilgili “Tek istediğim, okuyucuya somut bir örnekle hayatın her koşulda, en sefil durumlarda bile anlam ve potansiyele sahip olduğunu göstermekti” yorumunu yapmıştır.

Logoterapiye göre yaşamın anlamını üç farklı yoldan keşfedebiliriz:

1.Eser yaratarak ya da bir iş yaparak
2.Bir şey yaşayarak -iyilik, doğruluk, güzellik gibi- ya da bir insanla etkileşerek -yani severek-.
3.Kaçınılmaz acıya yönelik bir tavır geliştirerek.

Bir başka insanı, kişiliğinin en derindeki çekirdeğinden kavramanın tek yolu sevgidir. Sevmediği sürece hiç kimse, bir başka insanın özünün tam olarak farkına varamaz. Sevgisi yoluyla insan, sevilen kişideki temel kişilik özelliklerini ve eğilimlerini görebilecek duruma gelir ve dahası, ondaki gerçekleşmemiş olan ancak gerçekleştirilmesi gereken potansiyelleri görür. Ayrıca sevgisi yoluyla kişi, sevdiği insanın bu potansiyelleri gerçekleştirmesini sağlar. Sevdiği insanın, ne olabileceğinin ve ne olması gerektiğinin farkına varmasına sağlayarak, potansiyellerini gerçekleştirmesini sağlar.

Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.

2. Ikigai/Japonların Uzun ve Mutlu Yaşam Sırrı – Hector Garcia, Francesc Miralles

Image may be NSFW.
Clik here to view.

İkigai, her sabah yataktan kalkma sebebi/hayat amacıdır. Bu serinin ilk kitabı ikigainin ne olduğunu, uzun yaşamak ve mutlulukla ilgili çalışmaları anlatıyor. İki yazar araştırma kapsamında dünyada en uzun yaşayan insanların olduğu Japonya Okinawa takımadalarının yerel halkıyla röpartaj yapıyor ve gözlemlerini aktarıyor. İkinci kitap olan İkigai Uygulama Rehberi adlı kitapta ise ilk kitapta öğretilen bilgiyi hayatınıza adapte edebilmeniz için uygulama yöntemleri sunuyor. Yaşlılığın hayatın bitişi olmadığını, amaçları olan insanın doğru yaşam şekli, çevre ve beslenme ile her yaşta aktif olabileceğini gösteriyor.

Direğe iple bağlanan bir eşek kendini kurtarmak için direğin etrafında dönüp durdukça direğe yapışıp hareket edemez hale gelir. Aynı şey kendi korkularından ve rahatsızlıklarından kurtulmaya çalışıp acılarına daha fazla saplanan obsesif düşünme biçimine sahip insanlar için de geçerlidir.

Duygularımızı biz yaratmayız, onlar bize gelirler ve onları kabul etmek zorundayız. İşin püf noktası onları hoş karşılamaktır. Morita duyguları havaya benzetir: Onları öngöremez ya da kontrol edemeyiz, onları sadece gözlemleyebiliriz.

“Yaşamımız, yasak olduğuna inandığımız ya da tırmanacak kapasitemizin olmadığını düşündüğümüz zirvelerle doludur, ne var ki yolumuzu bulanıklaştıran sis yalnızca baktığımız gözlüklerin üzerindeki buğudan ibarettir.”

Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.

3. İyi Hissetmek – David Burns

Image may be NSFW.
Clik here to view.

İyi Hissetmek, bilişsel davranışçı terapi temelli farkındalık sağlama amacıyla psikiyatr David Burns tarafından yazılmıştır. Olumsuz duygularla başa çıkmayı, duygu durumu anlamayı, sevgi ve onay bağımlılığının üstesinden gelmeyi öğretmeyi amaçlar. Bibliyoterapi (Hikaye anlatımı veya şifa amacıyla belirli metinlerin okunmasını içeren yaratıcı bir sanat terapisi yöntemidir. (Kitapla terapi anlamına gelmektedir) Eğer bibliyoterapi mantığıyla yazılmış kitaplar arıyorsanız kitabı çeviren yayınevinin diğer eserlerine göz atabilirsiniz.

Ne kadar bağımsızsanız, duygularınız o kadar güvence altında demektir. Ayrıca da, duygudurumunuz başkalarının insafına bağlı olarak inip çıkmayacaktır. Birinin sizi ne kadar sevebileceği önceden kestirilemez. Kendinizi sevmeyi öğrendiğinizde, benlik değeriniz daha sürekli bir kaynak bulmuş demektir.

Etiketleme, sadece yıkıcı değil mantıksızdır da. Birey olarak yaptığınız tek bir şeyle ölçülemezsiniz. Hayatınız karmaşık ve sürekli olarak değişen düşünceler, duygular ve hareketler akışıdır. Başka bir deyişle, bir heykelden çok bir nehirsiniz.

Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.

4. Ermiş – Halil Cibran

Image may be NSFW.
Clik here to view.

“İnsan için tüm amaçlarını susuzluktan çatlamış dudaklara ve tüm yaşamı bir çeşmeye dönüştüren bir armağandan daha büyüğü yoktur kuşkusuz. Benim şerefim ve ödülüm işte bu armağanda yatıyor. Ne zaman içmek için çeşmeye gelsem, diri suyun kendisini susamış bulmamda…” Yıllar boyu kendisine yurt olan kentten ayrılırken, Ermiş’ten geride bıraktığı halka hitap etmesi istenir. Kent halkı ona aşk, evlilik, suç, ölüm, güzellik ve daha pek çok konuda sorular yöneltir. Aldıkları karşılık, hoşgörü ve sevginin biçimlendirdiği bir insan yaşamı üzerine hazine değerindeki öğütlerdir.

Yukarıda kitap tanıtımı için yazan metin kitabı anlatmaya yetmiyor… Ermiş, karşınızda ve sizin bile merak etmeyi bıraktığınız soruların cevaplarını hiç ummadığınız anda karşınıza çıkartıyor.
“Hakikati buldum” değil, “bir hakikat buldum” deyin. “Ruhun yolunu buldum” demeyin. “Kendi yolumda yürürken ruhumla karşılaştım” deyin.

Size hayatın karanlık olduğu da söylendi ve siz de bezginlik içinde bezginler tarafından söylenenleri tekrarlıyorsunuz. Ben de diyorum ki bir dürtü olmadıkça hayat karanlıktır gerçekten ve bilgi olmadıkça tüm dürtüler kördür. İş olmadıkça tüm bilgiler boşunadır ve aşk olmadıkça tüm işler boştur…

Bir kumaşı en sevdiğiniz kişi giyecekmiş gibi, yüreğinizde eğirdiğiniz ipliklerle dokumaktır sevgiyle çalışmak. Ve bir evi, içinde en sevdiğiniz kişi yaşayacakmış gibi inşa etmektir. Ürününü en sevdiğiniz kişi yiyecekmişçesine şefkatle dikmek tohumlarınızı ve neşeyle kaldırmaktır hasadınızı. Biçim verdiğiniz her şeye, kendi ruhunuzdan bir nefes üflemektir sevgiyle çalışmak.

İçinizdeki gücü ortaya çıkaran sessiz kalmış arzularınız huzur getiriyor mu size?

Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.

5. Sevme Sanatı – Erich Fromm

Image may be NSFW.
Clik here to view.
iç dünyanıza ineceğiniz kitaplar

Psikanalist, sosyolog ve filozof olan Erich Fromm sevmek üzerine etkileyici tahlilleri ile zihnimizdeki sevmek kavramını sorgulatıyor. Gerçek sevginin ne olup olmadığıyla ilgilenenlerin tercih etmesi gereken güçlü bir eser.

“Hayatımıza giren herkes değerlidir; ama herkes özel değildir. Saygı hepsine, sevgi layık olana verilir.

Birlikte yaşayarak bir olmanın tersine, olgun sevgi kişinin bütünlüğünü, bireyselliğini yitirmeden birleşmesidir. Sevgi insanlarda etken bir güçtür; kişiyi öbür insanlardan ayıran, duvarları yıkan, onu öbür insanlarla birleştiren bir güç. Sevgi insanın ayrılık, yalnızlık duygularını yenmesine yardım eder; gene de kendisi olarak kalmasını, bütünlüğünü yitirmemesini sağlar. Sevgide iki varlığın bir olması, gene de iki ayrı varlık olarak kalabilmeleri ikilemi gerçekleşir.”

6. Simyacı – Paulo Coelho

Image may be NSFW.
Clik here to view.
iç dünyanıza ineceğiniz kitaplar

Simyacı, Santiago adındaki Endülüslü bir çobanın İspanya’dan başlayıp maceraların sonunda Mısır’da sonlanan yolculuğunu konu ediniyor. Gezgin olmak için çobanlık yapan Santiago rüyasında gördüğü hazinenin peşine düşüyor. Kişisel menkibesini tamamlamak için çıktığı yolun sonunda hazinesi beklenmedik bir şekilde karşısına çıkıyor.
Ben ne geçmişte, ne de gelecekte yaşıyorum. Benim yalnızca şimdim var ve beni sadece o ilgilendirir. Her zaman şimdide yaşamayı başarabilirsen mutlu bir insan olursun. Hayat, yaşamakta olduğumuz andan ibarettir ve sadece budur.
“Bir düşü gerçekleştirme olasılığı yaşamı ilginçleştiriyor.”

Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.

7. Afrikalı Leo – Amin Maalouf

Image may be NSFW.
Clik here to view.
iç dünyanıza ineceğiniz kitaplar

“Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed’in oğlu, Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim. Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Granadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim. Yolların oğluyum ben, ülkem kervan, yaşamımsa yolculukların en beklenmedik olanıyım.”

Hasan’ın hikayesi ülkesindeki iç savaşı, ataerkil düzeni, toplumsal gelenekleri ama aynı zamanda beklenmedik olanı gösteren bir yolculuk. Amin Maalouf bu kitabında aslında kadınlara yapılan haksızlıkları, ataerkilliğin ve denetlenemez gücün etkilerini de farklı motiflerle işlemiş. Onun kalemi her zaman doğunun ve batının kültürünü büyüleyici bir biçimde anlatır. Her eseri elinizden bırakmak istemediğiniz bir dünyadır ama bu eseri bir insanın aslında bir hayata mahkum olmak yerine dünyanın farklı yerlerinde farklı kimliklerle var olabileceğini yansıtır.
Bedevi bir kadına bir gün en çok hangi çocuğunu sevdiğini sormuşlar. Kadın şöyle yanıt vermiş: “Hasta olanı iyileşene kadar, en küçüğü büyüyene kadar, yolda olanı da eve dönene kadar.”
Günün anlamı olması için gece, konuşmanın anlamlı olması için sessizlik, barışın anlamlı olması için savaş gereklidir.

“Zamanın iki yüzü vardır, iki boyutu… Uzunluğu güneşe, derinliği tutkulara bağlı.. “

Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.

8. Var Olmanın Gücü – Echart Tolle

Image may be NSFW.
Clik here to view.
iç dünyanıza ineceğiniz kitaplar

Echart Tolle okumaya başlamadan önce mesleğinin ruhani öğretmen olarak geçmesinden kaynaklı bazı önyargılarım vardı. Okumaya başlayınca hepsi kayboldu ve insanın kendisinin farklı yönlerini tanımasını yazdıklarıyla ve aydınlanma kavramıyla birçok şeyi açıkladığını anladım. Bu kitapta var olmayı, hayatın amacını işlemiş ve bunu yazı dili akıcı, anlaşılır biçimde yapmış. Spritüel bakış açısıyla farkındalığı aktarıyor.

Fiziksel bedene can veren hayatı, sizin kendiniz olan o hayatı hissedememek, başınıza gelebilecek en büyük yoksunluktur.

Eğer ilişkide olduğunuz kişinin geçmişi sizin geçmişiniz olsaydı, onun çektiği acıları çekmiş olsaydınız, onun bilinç düzeyi sizin bilinç düzeyiniz olsaydı, siz de tam onun gibi düşünür ve davranırdınız. Bu idrakle birlikte bağışlama, şefkat ve huzur gelir.

“Yaşamaya başlamayı bekleme”.

Yaşama sanatının, yani tüm başarıların ve mutluluğun sırrını açıklayan iki sözcük vardır: Hayatla bütünleşmek, Şimdi’yle bütünleşmektir. Hayatla bütünleştiğiniz vakit hayatınızı yaşamadığınızı, tam tersine hayatın sizin sayenizde var olduğunu fark edersiniz. Yani hayat bir dansçıdır, siz ise dansın kendisi..

23 Nisan Şiirleri: Çocuklara Armağan Edilen 23 Nisan İçin Yazılmış En Güzel Şiirler

Türk Milletinin iradesinin en büyük temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920’de açıldı. Meclisin açılmasıyla Türk halkı egemenliğini ilan etmiş oldu. Bu nedenle 23 Nisan tarihi Türk milleti için oldukça önemli bir tarih. Meclisin açılmasında 3 yıl sonra yani 23 Nisan 1924’de ise Ulu Önder Atatürk, bu tarihin bayram olarak kutlanmasını istedi. 5 yıl sonra 1929 tarihinde ise 23 Nisan Çocuk Bayramı ilan edildi ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlandı. Bu önemli bayram 1979 6 farklı ülkenin katılımıyla uluslararası hale geldi. Türk milletinin bağımsızlığını temsil eden 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı her yıl ülkenin dört bir yanında coşkuyla kutlanıyor. Bu yıl 100. yılı olan 23 Nisan için pek çok şiir yazıldı. İşte sizin için derlediğimiz en güzel 23 Nisan şiirleri…

23 Nisan şiirleri arasında kısa şiirler, 2 kıtadan oluşan şiirler bulabilirsiniz. Ayrıca şairlerin çocuklar için yazdığı şiirleri de sizler için derledik. İşte 23 Nisan şiirleri ve çocuk şiirleri.

1. Nazım Hikmet – Dünyayı Verelim Çocuklara

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında
dünyayı çocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
dünyayı çocuklara verelim
bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
çocuklar dünyayı alacak elimizden
ölümsüz ağaçlar dikecekler

2. 23 Nisan / Hasan Ali Yücel

Image may be NSFW.
Clik here to view.

23 Nisan…
Yurdu koruyan,
Yarını kuran,
Sen çocuğum.

Eskiyi unut,
Yeni yolu tut,
Türklüğe umut,
Sen ol çocuğum.

Bizi kurtaran,
Öndere inan,
Sözünü tutan,
Sen ol çocuğum.

Küçüksün bugün,
Yarın büyürsün,
Her işte üstün
Sen ol çocuğum,

Çalışıp öğren,
Her şeyi bilen
Yurduna güven
Sen ol çocuğum.

3. Aziz Nesin – Çocuklarıma

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Dalga mı geçiyorsun düşler mi kuruyorsun
Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum
Düşlerini som somut görüp şaşsınlar
Böyle bir dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler

Dünyada yapılmamış işler çoktur çocuğum
Derlerse ki bu işler bişeye yaramaz
De ki bütün işe yarayanlar
İşe yaramaz sanılanlardan çıkar

4. 23 Nisan / Adnan Ardağı

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Bugün bir başka aydınlık yeryüzü,
Bir başka ağaçların, evlerin yüzü.
Bugün çocuklar güzel.
Bugün sokaklar güzel…
Elimizden tutan her el
Daha sağlam
Daha mavi gökyüzü;
Bayraklar daha yakın.
Bakın: geçiyor yarının büyükleri;
Şarkılar tutuyor gökleri.

5. Bizim Bayramımız / İsmail Hakkı Sunat

Image may be NSFW.
Clik here to view.
23 nisan şiirleri

Bu gelen bizim bayram
Yükseldi bak ünümüz.
23 Nisan bizim
En şerefli günümüz!

Al bayrağı açalım,
Gel gidelim törene.
Bin teşekkür, bizlere
Bugünleri verene…

Bizim için harcanan
Boşa gitmez bu emek,
Çünkü her Türk çocuğu
23 Nisan demek…

6. Dünya Çocuk Bayramı / Altan Özyürek

Image may be NSFW.
Clik here to view.
23 nisan şiirleri

Kiminin saçı siyah,
Kiminin saçı sarı…
Ankara’da buluştu,
Dünyanın çocukları.

Her Yirmi Üç Nisan’da
Tekrarlanır bu olay.
Buluşma nedenini,
Açıklamak çok kolay.

Bu kocaman dünyada
Ülke sayısı çoktur.
Oysa ki hiç birinin
Çocuk Bayramı yoktur.

Dünyanın çocukları
Yurdumuza koşuyor,
Her Yirmi Üç Nisan’da
Cıvıldaşıp coşuyor.

Türkiye konuklarla,
Kalpler sevgiyle dolsun.
Dünya Çocuk Bayramı
Herkese mutlu olsun!

7. 23 Nisan / Sabri Cemil Yalkut

Image may be NSFW.
Clik here to view.
23 nisan şiirleri

Şu 23 Nisanda,
Doğdu Millet Meclisi.
İşte o gün her yanda,
Yükseldi Türkün sesi,

Bunu her yıl çocuklar,
Kutlayalım sevinçle,
Egemenlik de yaşar,
Hep verirsek el ele.

8. 23 Nisan / R. Gökalp Arkın

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Dün sabah anneciğim
Öperek, dedi: Uyan
Bugün senin bayramın,

Kalk, bak süslendi her yan.
Baktım her taraf süslü,
Sokaklar dolu insan.

Dedim: Anne bu neden
Dedi: 23 Nisan.

Temel bayrammış, inan
Kutlu olsun kardeşim
Geldi 23 Nisan.

9. 23 Nisan / Sami Tunca

Image may be NSFW.
Clik here to view.
23 nisan şiirleri

Nasıl sevinmez insan?
Bugün 23 NİSAN.
Bak süslenmiş dört bir yan,
Yaşasın 23 Nisan

Millet Meclisi kurduk,
Düşmanı yurttan kovduk.
Hürriyete kavuştuk;
Yaşasın 23 Nisan.

Egemenlik ulusun,
Sen bir Türk oğlusun.
Yurdumuzu korursun,
Yaşasın 23 Nisan.

Bugün gençlik günüdür.
Türklerin düğünüdür.
Milletimin ünüdür.
Yaşasın 23 Nisan.

10. Çocukların Dileği / M. Macit Taş

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Çocuklar şarkı söylerken
Kanatlanır gökyüzüne
Melek olur.
Çocuklar şarkı söylerken
Sarı saçlı, mavi gözlü
Bebek olur.
Çocuklar şarkı söylerken
Bulut olur,
Gökkuşağı olur
Deniz olur.
Çocuklar şarkı söylerken
23 Nisanlarda
Pırıl pırıl saydam kanatlı
Kelebek olur.
Çocuklar şarkı söylerken
23 Nisanlarda
Dillerinde, gözlerinde
Yüreklerinde yalnızca
Bir dilek olur.
Teşekkürler Atatürk
Teşekkürler Atatürk

11. 23 Nisan Bir Armağan / Saip Egüz

Image may be NSFW.
Clik here to view.
23 nisan şiirleri

Sanki her tarafta var bir düğün.
Çünkü, en şerefli en mutlu gün.
Bugün yirmi üç Nisan,
Hep neşeyle doluyor insan.

İşte, bugün bir meclis kuruldu,
Sonra hemen padişah kovuldu.
Bugün yirmi üç Nisan,
Hep neşeyle doluyor insan.

Bugün, Atatürk’ten bir armağan,
Yoksa, tutsak olurduk sen inan.
Bugün yirmi üç Nisan,
Hep neşeyle doluyor insan.

12. Çocuk ve Hüzün / Sunay Akın

Image may be NSFW.
Clik here to view.

Ne zaman bir çocuk ölse
gözü evlerinde
annesinin kavurduğu
helvada
kalır

Yoksul bir çocuk görsem
yağmur altında üşüyen
köprü olmak geçer
hiç değilse
içimden

13. Bir Çocuğun Rüyası İçin Şiir / Ataol Behramoğlu

Image may be NSFW.
Clik here to view.
23 nisan şiirleri

Kaybolmuş bir sevgi her zaman
Kaybolmuş bir bilyaya benzer
Anımsanır ışıltısı
Belli belirsiz gözyaşlarıyla

Bir çocuğun rüyasında bazen
Bulunur kaybolmuş bir bilya
Kiraz ağaçları sallanır
Güvercinler uçuşur havada

14. Çocukçada Ben de Varım / Özdemir Asaf

Image may be NSFW.
Clik here to view.
23 nisan şiirleri

Ben böyle yazdım sanma
Ben böyle düşündüm
Başından beri
Sözcükler koşuyordu
Düşünmelerimin ardından
Çocuklar, çocuklar gibi
Bayram yerlerinde

Çocuklar oynuyordu
Düşlerimin içindeki
Bayram yerlerinde

Ben onlara
Hiçbir zaman
Kapalı perdeleri göstermedim
Kapalı kapıları göstermedim

15. Manastırlı Hilmi Bey’e İkinci Mektup / Edip Cansever

Image may be NSFW.
Clik here to view.
23 nisan şiirleri

23 Nisan 1961

Yüzümden bir şeyler aktı aktı
İçim de menekşelendi Hilmi Bey
Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk
Hiçbir yere gitmiyor

Viewing all 457 articles
Browse latest View live